Fiyatlamalar rahatsız alanda
2021’in geneli için stratejilerin bir kısmı zamanlama olarak önden, momentum olarak ise şiddeti artar şekilde hayata geçmeye başladı. Kim gibi? Örneğin, tahvil faizlerindeki yükseliş. Epey dalgalı ve öngörülmesi zor Ocak ayının ardından hava güneşli gibi görünse de üşüten bir ortam söz konusu. Üstelik üşümeye uzun süre maruz kalmak bir nevi ‘havaya aldanmak’ etkisi yaratacağından hastalığa kapı açabilir. Şu anda fiyatlamaların işaret ettiği tablo net haliyle budur.
Ne konuşuyorduk? 2021’de enflasyon beklentileri toparlanır, tahvil faizleri yükselir, ABD sınırlarında sıkışan ve pozisyonlanmasını ciddi boyutlara ulaştıran likidite biraz daha dünyanın geri kalan kısmına doğru akış gösterir, tahvil faizlerindeki yükseliş Amerikan dolarına yönelik alınan kısa yönlü pozisyonlara destek verir, GOÜ içerisinde yer alan üyeler de fon akımlarından pozitif etkilenir, emtia ihracatçısı olanlar bir adım önde yer alır.
Peki, ne konuşuyoruz? Öncelikle fotoğrafın işaret ettiği şu: Enflasyon beklentileri olması gereken patikada ve fakat daha hızlı bir ilerleyiş sergiliyor. Evet, beklentiler önden satın alınmasına alınır ancak şu anda gözlemlediğimiz durum biraz şirazenin kaymasını işaret ediyor. Özellikle emtia grubundaki yukarı yönlü hareketlilik enflasyon beklentilerindeki ivme artışının ana gerekçesi konumunda. Üzerine son olarak da ABD’de yaşanan kutup soğuklarının günlük petrol üretimini 4 milyon varil civarı azalttığı haber akışı gelince bir tur daha içerisinde bulunduğumuz döngünün hızlandığını gördük. Petrole dayalı fiyatlamalar 2020’nin öne çıkan teması olan ‘ons altın & risk iştahı pozitif’ durumdan net şekilde rol çalarken, garip senecek şekilde de tahvil faizleri-enflasyon beklentileri-Amerikan doları ilişkisini tetikliyor. Halbuki geçmiş dönem tecrübeleri petrol fiyatları yukarı yönde hareket ederken Amerikan dolarının zayıflamasına daha çok kapı açıyor. Bugün tıkandığımız en önemli nokta da bu.
Neden böyle? Kitabı tam ortadan açıp kurcalamak gerekiyor. Kısa yönde açılan Amerikan doları pozisyonları 2020’nin ikinci yarısında öyle bir noktaya ulaşmıştı ki 2019’daki uzun yönlü rakamın tamamını silmişti. Yani, pozisyonlanma esas problemimiz. Diğer öne çıkan unsur ise farklı çaprazlardaki yapısal sorunlar. Kim gibi? Ortak para birimi EUR’nun sergilediği zayıflık gibi. ABD-Euro Bölgesi makro veri ayrışması, İtalya’daki kısa süreli siyasi çalkantı, çift dip ihtimalinin yine, yeni, yeniden belirmiş olması ve ECB cephesinden gelen sistematik EUR değerlenmesine karşıt açıklamalar bu cephedeki değer kaybını hızlandırdı. Ancak, parite zayıflarken EUR lehine alınan net pozisyonların seviyesi sadece Kasım-Aralık seviyelerine geriledi. Bir başka pozisyonlanma paradoksu daha.
Reel faizler cephesinde ciddi yükselişler yaşanıyor. Sadece son 1 hafta içerisinde ABD’de 5 ve 10 yıl vadeli reel faizler 15 baz puana ulaşan artış gösterdi. Bu da doğal olarak ons altın gibi etkileşimi yüksek varlıkları baskı altına alıyor. Keza bir noktada da yapısal Amerikan doları talebini destekliyor. Bir şekilde bu kısır ve tatsız döngüden çıkmak lazım ki patika daha sağlıklı bir hal alsın. Meşhur “ABD’de beklenen ilk çeyrek enflasyon artışı” hikayesi bu noktada belirleyici olacak gibi duruyor. Verilerin gerçekleşmesi korkulan ölçekte olmaz ise denge de kendi içerisinde sağlanacak.
Tüm bunlar olurken TCMB’nin attığı sıkılaştırma adımlarının ne denli değerli olduğunu hatırlıyoruz. Neden mi? Bir an için hep birlikte düşünelim: Küresel emtia fiyatları ciddi yükseliş eğilimi içerisinde. Tarımdan, petrokimyaya ve hatta girdi ham maddelerinin tamamı için bu durum geçerli. Enflasyon beklentileri toparlanma aşamasını geçmiş, son 7 yılın yükseklerini test ediyor. Brent tipi petrolde ortalama fiyatlar $60 sınırına dayanmış, ithalatçı konumdasınız ve sürece yüksek dolarizasyon, çift hane enflasyon, $37 milyar cari açık ile girmişsiniz. Tam da bu sebeple sıkı para politikası daha bir anlamlı oluyor, gelecek için yapılan yönlendirmeler de Türk lirası açısından ciddi bir tampon oluşturuyor. Yoksa 2021 başlangıcından bu yana sepet kur nasıl yüzde 7 değer kazanıp daha stabil bir pozisyonda ilerleyecekti?