Finansman gider kısıtlamasının etkisini azaltmak mümkün!
Murat Birinci
E. Vergi Müfettişi
Geçtiğimiz dört yıl boyunca vergi dünyasında yaşanan gelişmeler başımızı döndürdü. Neredeyse her gün yeni bir mevzuat değişikliğine, yeni bir uygulamaya şahit olduk. Her değişiklik, her yeni uygulama ise finansal tabloların kompozisyonu değiştirdi. Özellikle bilançonun yapısında meydana gelen değişiklikler finansman gider kısıtlaması (FGK) ve örtülü sermaye gibi uygulamaları yakından ilgilendiriyor. Ödenecek vergi tutarı da bilanço yapısından doğrudan etkileniyor.
Bu yazımızda, şirketlerin iştirak ettikleri diğer şirketlerde meydana gelen sermaye artırımları sayesinde FGK açısından elde edebilecekleri bir avantajı açıklamaya çalıştık.
Kısaca finansman gider kısıtlaması
Kurumlar vergisi mükellefleri, borçları özsermayelerinden daha yüksek ise, borçların özsermayeyi aşan kısmına isabet eden finansman giderinin %10’luk kısmını gider olarak dikkate alamazlar. Finansman gideri, yabancı kaynağın kullanım süresine bağlı olarak doğan her türlü faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı, faktoring kuruluşlarına verilen iskonto bedelleri ve benzeri adlar altında yapılmış olan gider ve maliyet unsurlarını ifade eder.
Bu şekilde ifade edildiği zaman ihmal edilebilir bir tutardan bahsediliyormuş gibi düşünülebilir. Ancak, 2024 yılında hem Türk lirası hem de yabancı para cinsinden finansman maliyetinin çok yüksek seyrettiğini gözlemledik. Dolayısıyla, FGK’nın etkisi düşündüğümüzden fazla olabilir.
FGK temelde özsermaye ile borçlar arasındaki oransal ilişki dikkate alınarak hesaplanır. Özsermayeyi artırıcı/borçları azaltıcı her durum FGK’nın vergisel etkisini mükellef lehine azaltır.
Peki. Nakdi/ayni sermaye girişi yoksa, dönem kapanmışsa özsermaye artırılabilir/borçlar azaltılabilir mi?
İştirak edilen şirket kar yedeklerinden sermaye artırımına gittiyse, ‘EVET’ cevabını verebiliriz.
‘Nasıl?’ sorusunun cevabını Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde arayacağız.
Karın sermayeye ilavesi kar dağıtımı SAYILIR!
Geçtiğimiz birkaç yılda yeniden değerleme, enflasyon düzeltmesi, bazı şirketlerde karlılık artışları gibi nedenlerle şirketlerin özsermayelerinde kayda değer artışlar gözlemledik. Bu artışlar kar veya sermaye yedeği olarak özsermaye kalemlerinde muhasebeleştirildi. Bazı şirketler kar ve sermaye yedeklerini önceki yıllarda sermayeye ilave etmeyi tercih ederken, bazı şirketler ise tabi oldukları mevzuat kısıtları veya tercihleri nedeniyle bu kalemleri 2023 yılı sonuna kadar özsermaye kalemleri arasında muhafaza ettiler.
2023 yılı sonunda gerçekleşen vergisiz enflasyon düzeltmesi neticesinde kar ve sermaye yedeklerinin hemen hepsi enflasyon düzeltmesi hesapları vasıtasıyla geçmiş yıl karları/zararları hesabına aktarıldılar. Örneğin 2023 yılı enflasyon düzeltmesi öncesi bilançoda sermaye yedeği olarak muhafaza edilen maddi duran varlık yeninden değerleme değer artış fonları, 2024 yılı başı itibariyle geçmiş yıl karı olarak özsermaye içerisindeki yerini aldı. Böylelikle, SPK’ya tabi şirketler açısından sermayeye ilave edilmesi mevzuat kısıtları nedeniyle mümkün olmayan özsermaye kalemleri “kostüm değiştirip” sermayeye ilave edilebilir nitelik kazandı.
Mevzuat kısıtının kalkması veya başka nedenlerle 2024 yılında birçok şirket geçmiş yıl karlarını sermayeye ilave ederek bedelsiz sermaye artırımına gitti. Bu işlemler, sermaye artıran şirketler açısından özsermaye kalemlerinin sadece yer değiştirdiği ‘sıfır toplamlı bir işlem’ olarak düşünülse de, sermaye artıran şirketlere iştirak eden diğer şirketlerin bilançolarında çok büyük etkiler yarattı. Çünkü, kurumlar vergisi mevzuatına göre karın sermayeye ilave edilmesi kar dağıtımı sayılmaktadır.
1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.4.3. Bedelsiz olarak elde edilen hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançların durumu” başlıklı bölümünde, “Dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde ise bu işlem sonucu ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kâr payı dağıtılması arasında fark bulunmamaktadır. Her iki halde de ortaklar, kurum bünyesinde oluşan kârlar üzerinde tasarrufta bulunma imkanına sahip olmaktadır. Dolayısıyla, kâr yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda ortaklarca bedelsiz iştirak hissesi iktisap edilmesi durumunda, alınan bu iştirak hisseleri nominal bedelle iştirak hesaplarında izlenecek ve iştirak kazançları istisnası nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Kar yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda ortaklarca bedelsiz iştirak hissesi iktisap edilmesi durumunda, alınan bu iştirak hisseleri nominal bedelle iştirak hesaplarında izlenecek, iştiraklerden temettü gelirleri hesabına da aynı tutarda gelir kaydı yapılacaktır. Dönem karını (zararını) artıran (azaltan) bu durum, ortak şirketin özkaynak tutarını artıracağından ve dolayısıyla özkaynakların borçlara oranı pozitif yönde etkileneceğinden, FGK nedeniyle kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacak finansman gideri tutarında azalma meydana gelecektir.
Bir örnekle somutlaştırmamız gerekirse:
Aktif toplamı 1000 br, borçlar toplamı 600 br ve özkaynaklar toplamı 400 br olan (A) AŞ’nin %50 pay sahibi olduğu (B) AŞ 2024 yılı içerisinde bedelsiz sermaye artırımına gitmiştir. 300 br’lik geçmiş yıl karının sermayeye ilave edilmesi nedeniyle ortaklara 300 br nominal bedelli hisse senetleri verilmiştir. %50’lik payı nedeniyle (A) AŞ’ye 150 br nominal bedelli hisse senedi verilmiştir. Tebliğ açıklamaları gereğince (A) AŞ’nin iştirakler hesabında 150 br artış olmalı; buna koşut olarak, iştiraklerden temettü gelirleri hesabına da 150 br’lik kayıt yapılmalıdır. Bu kazanç iştirak kazançları istisnası nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulmamalıdır.
Dönem karının 150 br artması özsermaye tutarının da 150 br artması anlamına gelmektedir. İlk durumda 600/400 olan borçların özsermayeye oranı, bu işlem sonrasında 600/550 olarak gerçekleşecektir. İlk durumda finansman gideri tutarının;
-%33,3’ü ((600-400)/600=) FGK’ya tabi iken,
-İşlem sonrasında yalnızca %8,3’ü ((600-550)/600=) FGK’ya tabi olacaktır.
Sonuç yerine
Karın sermayeye ilavesinin kar dağıtımı sayılmasının iştirakçi şirketler açısından doğurduğu sonuç bu kadar açıktır. Ortak oldukları şirketler bedelsiz sermaye artırımına giden şirketlerin biraz kenarda kalan ve ihmal edilebilen bu düzenlemeyi gözden geçirmeleri tavsiye olunur.