Finansman aslanın ağzında…
Plastik sektörünün duayenlerinden Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz ile sanayicilerin finansmana erişimde karşılaştıkları zorlukları ve finansman maliyetlerinin yatırım kararları üzerindeki etkileri hakkında konuştuk.
Türkiye’nin risk priminin artmasına bağlı olarak finansman maliyetlerinin hızla arttığını belirten Başkan Karadeniz, “Daha önemlisi ise işletmelerin finansmana erişimde karşılaştıkları zorluklar.
Bilhassa reeskont kredisi kullanımlarında işletmelerin TL pozisyonlarını arttırmaya zorlanması sektörümüz gibi hammaddede ithalata bağımlı bir yapısı olması sebebiyle döviz pozisyona ihtiyaç duyan sektörlerde önemli sorunlara sebep olmaktadır” dedi.
Yatırımlar erteleniyor
Artan finansman maliyetleri sebebiyle sanayicilerin yatırım kararlarını erteleme yoluna gittiğinin altını çizen Ömer Karadeniz, “Özellikle dünyada rekabet halinde olduğumuz ülkelerle kıyaslandığında ülkemizde bir hayli yüksek olan finansman maliyetleri sebebiyle birçok yatırımcı yeni yatırımlarını öteleme yönünde karar almaktadır.
Tabi bu kararların alınmasında hızlı değişen mevzuatların oluşturduğu belirsizliklerin etkisini de göz ardı etmemek gerekmektedir.
Özellikle iş dünyasında hızlı artmakta olan sermaye kontrolü kaygıları bu yönde itici bir güç olmaktadır.
Öte yandan, ülkemizde azalmakta olan satın alım gücü de üretim önündeki önemli engellerdendir. TÜİK enflasyon rakamlarına göre üretici enflasyonu, tüketici enflasyonunu ikiye katlamış durumdadır. Yani üretici yaşanan maliyet artışını fiyatlarına yansıtamamakta ve bu sebeple kâr marjını düşürme yoluna gitmektedir.
Bu şartlar altında yeni hayata geçirilmesi planlanan yatırımların geri dönüş süresi uzamakta ve bu durum da yatırımların ertelenmesi kararını desteklemektedir” diyor.
Sanayici mevzuat takibinden işine odaklanamıyor..
İhracat bedellerinin TL’ye çevrilmesi, reeskont kredilerinde TL pozisyon alınması, TL ile ödeme zorunluluğu gibi düzenlemelerin paydaşların fikri alınmadan ve hazırlık süreci tanınmadan uygulamaya konulması neticesinde sanayicilerin üretim ve ihracattan ziyade mevzuat değişikliklerine odaklanmak zorunda bırakıldığını belirten Karadeniz, “Bu tarz hızlı hayata geçirilen mevzuat değişiklikleri kafa karışıklıklarına sebep olduğu gibi anlamsız bir iş yüküne de sebep olmaktadır. Üretimin en çok ihtiyaç duyduğu hususlardan birisi de istikrardır.
İster mevzuatlar olsun ister döviz kuru olsun istikrar olduğu sürece orta-uzun vadeli planlar yapılması ve hayata geçirilmesi daha kolay olacaktır.
Mevzuat değişiklikleri bu perspektifle ele alınarak tüm paydaşların fikri alınmalı ve sonrasında da işletmelerin uyum sağlaması için yeterli zaman tanınmalıdır.
İşletmelerimiz ancak bu şartlar sağlanırsa üretime ve ihracata daha fazla zaman ayırabilirler” dedi.
Rant değil üretim teşvik edilmeli
Ülkemizin maliye politikasında temel bazı sorunlar olduğunu ve bu sebeple sermayenin üretime değil ranta yöneldiğini dile getiren Karadeniz, “Özellikle vergilendirmede enflasyon etkisinin göz ardı edilmesi, üretimde haksız vergilendirmeye zemin hazırlamaktadır.
İnşaat başta olmak üzere rant yaratan sektörler kısa vadede ekonomide bir canlanma yaratıyor olsalar da sürdürülebilir büyüme ancak üretimle mümkündür.
Bu sebeple imalat sanayi, tarım ve hizmet sektörlerinin tamamında üretimi teşvik eden kapsamlı bir revizyona ihtiyaç duyulduğu aşikâr bir gerçekliktir” dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis üyesi, plastik sektörünün duayen sanayicilerinden PLASFED Başkanı Başkanı Ömer Karadeniz’in, ekonomiyi yönetenlere yol gösterici niteliğindeki tespit ve önerileri gerçekten çok önemli.
Umarım yararlanılır..