Filenin Sultanlarından ihracatçılara ders
Voleybol ile ihracatın ne ilgisi var demeyin.
Her şeyden önce her ikisinde de takım olmak gereklidir.
Her ikisi de takım oyunu gerektirdiği için çok bilinen özdeyişi tekrarlamakta fayda vardır.
Zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür.
Voleybolda çalıştırıcı vardır, ihracatçının çalıştırıcısı da eğitim aldığı hocaları ve danışmanlarıdır.
İyi çalıştırıcı oyuncuları istenilen seviyeye çıkararak takımı şampiyon yapar, sıradan çalıştırıcı ise kabahati başkalarına yükleyerek başarısızlığın içinden sıyrılmaya çalışır.
Voleybol takımının kaptanı oyuncularını izler ve tanır.
Onların daha iyi olabilmeleri için çalıştırıcısıyla birlikte fikir yürütür, eylem koyar.
İhracatın takım kaptanı, firmanın ihracat yöneticisidir.
Voleybolda maç sırasında başarıya giden yolu açmak için oyuncu değişimi yapılabilir.
İhracat yöneticisi de ekibinin yeterliliklerini gözlemler ve gerektiğinde taşımacısını, bankasını, gümrük müşavirini ve hatta firma elemanını bile değiştirebilir
Voleyboldaki oyuncu sayısında kısıtlama olsa bile ihracat işindeki oyuncu sayısı, işin niteliğine göre artabilir de azalabilir de.
Değişmeyen oyuncular vardır.
İhracatçı, ithalatçı, her iki tarafın bankaları ve yine her iki tarafın gümrük müşavirleri, lojistik işini gerçekleştirecek farklı türlerde taşıma yapan firmalar değişmez oyucularıdır bu oyunun.
İhraç edeceğiniz ürüne göre farklı sertifikalar ve belgeler almanız gerekebilir ki o zaman da o sertifikaları vermeye yetkili kurum ve kuruluşlar ( yeni oyuncular ) devreye girer.
Ara sıra gözetim şirketleri ile çalışmak zorunluluğu doğar
Voleybol sporunda oyunun kuralları varsa, ihracatta da mevzuat hazretleri vardır.
Mevzuata uymayan ihracatçının başına gelenlerin hikâyeleri internetten bulunabilir.
Filenin ( Türkiye’nin ) Sultanları nasıl şampiyon oldu?
Çok çalıştılar, yoruldular, yılmadılar, yine çalıştılar, hep çalıştılar.
En iyi voleybol takımlarını ve oyuncularını araştırdılar, topladıkları verileri analiz ettiler.
Rakiplerini iyi tanıdılar.
Kendi yeterliliklerini ve yetersizliklerini bildikleri kadar rakiplerinin yeterliliklerini ve yetersizliklerini öğrendiler ve özümsediler.
İhracatçının da benzer çalışmalar yapması gerektiği çok açıktır.
Yapmaması gereken ise başkalarının yaptığını kopyalamaktır.
İhracatçılarımız geriye dönerek bir düşünsün.
Kaç tanemiz ihracata girmeden önce firmamız ve ürünümüz ihracata hazır mı diye çalışma yaptı?
Kaç patron ihracat yöneticisine “ Hemen müşteri bul, satış yap “ dışında, “ Bana Pazar araştırması yap, ülke ve rakip analizi verilerini topla, kara vermeme yardımcı ol “ dedi.
Ayrıca işletmendeki ihracat ekibi saate bakarak iş yapıyor ve çıkış saatinden önce toparlanıp servisin yolunu tutuyorsa, ona yol vermenin zamanı gelmiş ve geçmiştir.
İhracat yöneticisi bir türlü arttırılamayan ihracat rakamlarının günahını sadece pazarlama ekibine yüklüyorsa, iş sahibinin elini şakağına koyup bunu bir düşünmesi gerekecektir.
Kararlılık, dikkat ve bilimsel temelde sürdürülen bir çalışma takımı şampiyonluğa götürür.
Üzerinde çok laf edilen amma daha az iş yapılan ihracat işinde de küresel lig yolunda patinaj yapılır durulur
Sultanlar boşuna şampiyon olmadı.
Minibüsün arkasında ne yazıyor bir hatırlayın bakalım…
“ Nazar etme ne olur, çalış senin de olur.”