Fikir ihale ile satılabilir mi?

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

25-26 Kasım’da online gerçekleşecek “ÜSİMP Ulusal Patent Fuarı ve Üniversite-Sanayi İşbirliği Kongresi”ni ÜSİMP Başkanı Prof. Hamit Serbest ve Netaş CEO’su Müjdat Altay’la konuşuyoruz.

Müjdat Altay, görüntülü platformdaki buluşmamızdan önce katıldığı Türkiye-Çin İş Konseyi toplantısındaki konuşmalardan bir bölüm aktardı:

-Döviz kurları bu kadar yükselince ülkemizde işçiliğin çok ucuzladığı konuşuldu. Ancak, bu durum bizim ihracatımıza yansımıyor. Açıkçası biz Türkiye’den emek satmıyoruz.

Ardından ekledi:

- Türkiye’nin teknoloji üretip ihraç etmesi lazım. Bunun için de iyi yürüyen üniversite-sanayi işbirliği gerekiyor.

Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu (ÜSİMP) Başkanı Prof. Hamit Serbest, platformun tarihçesini anlatmak için 1994 yılına döndü:

-Türkiye, 1994’te Dünya Ticaret Örgütü anlaşmasına imza koyarken, “Bundan sonra genel teşvik vermeyeceğiz, sadece Ar- Ge bazlı teşvikler olacak” taahhüdünde bulundu.

1997’de TÜBİTAK Bilim Kurulu’nda alınan 3 önemli kararı sıraladı:

►Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası çıkarılmalı. (2001’de çıktı)

►Üniversite-Sanayi İşbirliği Ortak Araştırma Merkezleri kurulmalı. (Ertesi ay devreye girdi)

►Gayrisafi Yurtiçi Hasıladan Ar-Ge’ye ayrılan pay yüzde 1 olmalı. (Şimdi yüzde 1’i çok az geçti)

Önce “Üniversite Sanayi Ortak Araştırma Merkezi”nin (ÜSAM) kurulduğunu belirtti:

-Üniversite ve sanayici katkı yapıyordu. TÜBİTAK da sanayicinin sağladığı maddi katkı kadar destek veriyordu. Tüzel kimlik sorunu nedeniyle bu yapı 2006’da kapatıldı. O tarihe kadar 6 tane merkez kurulmuştu.

Bunun üzerine ÜSİMP’i kurduklarını kaydetti:

- 13 yaşında olan ÜSİMP’in 100 üyesi var. Üyeler arasında sanayi odaları, OSB’ler, TTO’lar (Teknoloji Transfer Ofisleri) bulunuyor. Ayrıca Netaş da dahil, 11 Ar-Ge Merkezi de üyemiz.

ÜSİMP’te üniversitelerin TTO’lar üzerinden yer aldığını vurguladı:

- Tüzel kimlik sorunu nedeniyle üniversitelerin rektörleriyle değil, “üniversite-sanayi işbirliğini yürüten birimlerle doğrudan paydaşlık ilişkisini götürüyoruz.

TTO’ların kuruluş öyküsünü de anımsattı:

-Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) konusu 2008’de dönemin YÖK Başkanı tarafından gündeme getirildi. 2012’de yasası çıktı.

O dönemde ABD’deki TTO modelinin örnek alınmak istendiğine işaret etti:

- ABD’deki modelde öğretim üyesi TTO’ya, “Buluşum var” dediği andan itibaren süreç başlar. Buluşun özgünlüğüne, ticari değeri olup olmadığına bakılır. Uygun görülürse portföye dahil edilip satılmasına çalışılır.

Türkiye koşullarına uygun bir model olması gerektiğini ilgili kurumlara anlattıklarının altını çizdi:

- Bizdeki modelde önce yaygınlaştırma var. Akabinde akademisyenlere yönelik projelendirme çabaları, üniversitenin sanayiye açılması ve işbirliğinin tanıtılması, sanayinin ihtiyacına göre hizmet verebilecek öğretim görevlilerini birlikte çalışmaya yöneltmek var.

Girişimcilik süreçlerine değindi:

- Son 10-15 yıldır girişimcilik süreçleri Türkiye’de yaygın olarak kullanılıyor. Girişimcilere yol gösteriliyor, şirket kurduruluyor, şirketlerin kâra geçirilmesine rehberlik ediliyor.

Bu noktada mevzuat üzerinde durdu:

-2016 sonunda çıkan Sınai Mülkiyet Kanunu’nda ABD özentisi etkili oldu.

ABD’deki ilgili yasanın mantığına vurgu yaptı:

- ABD’de geçmişte devlet parasıyla yapılan çalışmaların sonucunda çıkan patentler devletin tekelinde kalırmış. Bu da ticarileştirme güçlüğü yaratmış. Mevcut yasaya göre patenti üniversiteler sahipleniyor, TTO’lar üzerinden ticarileştiriyor.

Türkiye’de TTO’ların faaliyete geçtiği 2013’e uzandı:

-O zamanki yasaya göre patent sahibi öğretim üyesi oluyordu. Üniversite ile protokol imzalayıp birlikte yol alabiliyorlardı.

2016’da çıkan Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yol açtığı sıkıntıyı paylaştı:

-Bu yasaya göre patentler üniversiteye verildi. Bir de üstüne, “Bu iş İhale Kanunu’ndan muaf değildir” denilince ciddi sıkıntı yaratıldı.

Sonra ekledi:

- Patent, somut bir şey değil. Bu, bir fikir. Bunu satacaksınız. İhaleye çıkmanız gerekiyor. Bir fikrin ihale edilmesi gibi bir şey olabilir mi?

Yazıya noktayı haklı soruyu yineleyerek koyayım:

Fikir ihaleyle satılır mı?

10 gramlık diskle milyon dolar gelir getirmek mümkün

NETAŞ CEO'su Müjdat Altay, sanayi kendi haline bırakıldığında teknolojiden uzaklaşabildiğim belirtti:

- Üniversite-sanayi ilişkisi her zaman ülkeye çok büyük değer katıyor.

İşbirliğinin etkisini ihracatla örnekledi:

- Ülkemiz çoğunlukla düşük ve orta teknolojili sanayi ürünleri ihraç ediyor. Oysa yazılım ihracatı 10 gramlık diskle milyon dolarlık döviz girişi sağlıyor.

Netaş'ın 19 üniversiteyle işbirliği yaptığını belirtti:

- Türkiye bu alanda bir yere gelecek, buna çok inanıyorum. Pandemi de bu yolculuğa pozitif etki yapacak. Hep birlikte bu konuda çalışırsak Türkiye bir zıplama yapabilir.

Özdaş, Eczacıbaşı ve Arıoğlu’na ödül

ÜSİMP Başkanı Prof. Hamit Serbest, 2008- 2015 döneminde her yıl “Üniversite Sanayi İşbirliği Kogresi” yaptıklarını belirtti:

- 2015-2019 döneminde de “Ulusal Patent Fuarı” gerçekleştirdik. Bu yıl sanal ortamda ikisini birleştirdik: “ÜSİMP Ulusal Patent Fuarı ve Üniversite Sanayi İşbirliği Kongresi, 25-26 Kasım 2020”

2012’de “onur ödülü” vermeye başladıklarını kaydetti:

- Zamanla ödül sayısını, “Anma”, “Onur” ve “Üstün Hizmet” olarak üçe çıkardık.

Bu yılki ödülleri jüride bulunan Müjdat Altay açıkladı:

- Prof. Nimet Özdaş (Anma Ödülü): TÜBİTAK’ın kurucu Genel Sekreteri. TÜBİTAK MAM’ın kurucu Direktörü. Bilim ve teknolojiden sorumlu eski Devlet Bakanı.

- Faruk Eczacıbaşı (Onur Ödülü): Eczacıbaşı Topluluğu’nda bilişimle öne çıktı. Türkiye Bilişim Vakfı’nı kurdu, üniversite-sanayi işbirliğine katkı yaptı.

- Ülkü Arıoğlu (Üstün Hizmet Ödülü): İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) çok katkısı oldu. Yerleşkenin yapılmasındaki katkıları biliniyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar