Feryat etmeyi bırakalım geçen sene çok iyi para kazandığımızı unutmayalım
MERKEZİ Kahramanmaraş’ta bulunan Hascevher’in Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Hüseyin Dinçer, 1998 yılında Frankfurt’ta düzenlenen fuara katıldı, ürünlerini tanıtmak için kolları sıvadı.
Dinçer, standı ziyaret eden alıcılara ürünlerini anlatırken, aniden bir baskın yaşadı:
- Tasarım tescili eksiklerimiz, taklit ürün iddiasıyla standımızdaki ürünler toplatıldı. Standımız alt üst oldu.
Hacı Hüseyin Dinçer, yaşadığı baskının şokunu atlatmaya çalışırken çareyi Frankfurt’taki Türkiye Başkonsolosluğuna başvurmakta buldu.
Başkonsolos, Dinçer’i dinlerken çıkıştı:
- Yol bilmezsiniz, dil bilmezsiniz. Ne diye buralara gelirsiniz…
Dinçer, Başkonsolos’tan yediği fırçaya içerledi:
- Oturdum 3 gün ağladım…
Hacı Hüseyin Dinçer, 1998 yılında yaşadığı talihsiz olaya rağmen fuarlara katılmaktan geri durmadı. 2003 yılında da Frankfurt’taki fuarda yerini aldı.
Stantta ekibiyle birlikte alıcıları ağırlarken içeri 3-4 kişilik bir ekip girdi, aralarından biri kartını uzattı:
- Ben Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosuyum. Ticaret Müşavirimiz ve diğer arkadaşlarım sizler için buradayız. Bizi günün her saatinde arayabilir, Başkonsolosluğumuza gelebilirsiniz.
Başkonsolos ve ekibi stanttan ayrıldıktan sonra Hacı Hüseyin Dinçer, elini arkasına bağlayıp “ağa edası”yla fuar turuna çıktı. Tur sırasında şöyle düşündü:
- Bundan sonra devir bizim devrimiz. Devletim geldi, Frankfurt’ta elimi sıktı. Devletimiz arkamızda olduktan sonra biz Kahramanmaraş’tan dünyaya tencere satarız.
Kahramanmaraş Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (KASİAD) genç ekibinin DÜNYA Gazetesi’yle birlikte Başkonuş Yaylası’nda düzenlediği “Kahramanmaraş Ekonomi Zirvesi” için kente gittiğimizde fabrika turu kapsamında Hascevher’e de uğradık.
Hakan Güldağ, Şeref Oğuz, Ali Ağaoğlu ve Ali Eskalen’le birlikte KASİAD Başkanı Mikail Utlu, derneğin genç ekibinin önde gelen isimleri İsmail Dinçer, Burak Orhan Arifioğlu ve Hikmet Gümüşer eşliğinde Hascevher’i gezerken şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Hüseyin Dinçer, anlattı:
- Dedem bakırcıydı. Babam alüminyum kap yapardı. Biz üçüncü kuşak olarak çelik tencere üretimine girdik. Ben lise 2’deyken okuldan atıldım. Babama eleman lazımdı, yanında çalışmaya başladım.
Fabrikanın kapalı alanının 90 bin metrekareye ulaştığını belirtti:
- Günde 70 bin tencere üretiyoruz. Fabrikamız 3 ay boyunca dolu. Geçen yılki yoğunluk 5 aylık doluluğa ulaşmıştı.
Doluluktan söz etmesine rağmen yine de sorduk:
- İşler nasıl?
Önce şu yanıtı verdi:
- İşlerimiz tıkırında…
Ardından sesini yükseltti:
- O kadar feryat edecek bir durum yok. Evet, işler geçen yılki temposunda değil. Ancak, bu yılı değerlendirirken geçen yıl çok iyi para kazandığımızı unutmayalım. Gerekirse 2-3 yıllık paçal kârlılığa bakalım.
Hascevher’de 1400 kişinin çalıştığını bildirdi:
- Fabrikadaki makinelerin yüzde 90’ını kendimiz yapıyoruz. Biz tencere üreticisi olarak “metalin konfeksiyoncusu”yuz.
Günde 100 ton paslanmaz çelik işlediklerini kaydetti:
- Burada saatte 4 bin tava üretebilen makine var. Günde 100 ton paslanmaz çelik doğruyoruz.
Ardından ekledi:
- Biz devletin üretim askeriyiz…
Hascevher’i daha önce, AK Parti’nin ilk hükümet döneminde, Kürşad Tüzmen dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı iken Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Balduk’un rehberliğinde gezmiştik.
2003-2004 yıllarına denk gelen o dönemle karşılaştırınca Hascevher atölye irisi bir ortamda üretim yapıyordu…
Bugün dünya çapında bir “tencere-tava üretim merkezi”ne dönüşmüş bulunuyor…
‘Çizme’de satılan tencere-tavanın yüzde 60’ı bizim ürün
HASCEVHER Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Hüseyin Dinçer, üretimin yüzde 90’ına yakınını ihraç ettiklerini belirtti:
- 113 ülkeye ihracat yapıyoruz. Çin’e bile ihracat yaptığımız oluyor.
İhracat ekibinin çalışma temposunu şöyle irdeledi:
- İhracat ekibimizdeki çocuklar neredeyse evlerindeki yataklarında pek yatamazlar. Zamanlarının çoğu bilgisayar başında geçer. Bir kısmı yatağa bilgisayarlarıyla girer.
Üretimin yüzde 40’ını kendi markalarının oluşturduğunu kaydetti:
- Dünyanın birçok ünlü markasına tencere-tava üretiyoruz. “Çizme”de (İtalya) satılan tencerelerin yüzde 60’ı bizim ürünümüzdür. İsrail’de bu oran en az yüzde 70’tir.
‘Güneş’e yatırım yapmak istiyoruz ama kafamız karışıyor
HASCEVHER Metal Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Hüseyin Dinçer, enerjiyle ilgili sıkıntılarını gidermek için yatırım yapmaya niyetlendiklerini bildirdi:
- Şu anda 12 megavatlık güneş enerjisi kurulu gücümüz var. 50 megavata tamamlamak istiyoruz. Ancak, bu konuda karar alanların kafası karışık. Bizim de kafamız karışıyor.
Güneş enerjisi lisans ve yatırım izinleriyle ilgili kararların sıkça değiştiğini kaydetti:
- “Öz tüketim” diyorlar, ona göre pozisyon alıyoruz, çok geçmeden karar değişiyor. Yani, paramız var, güneş enerjisine yatıralım istiyoruz ama ne yapacağımızı bilmez halde bekliyoruz.
50 megavatlık GES’le Hascevher’in ihtiyacının karşılanabileceğini vurguladı:
- 1 megavatlık elektrik üretimi için döşenecek panellere 16 dönüm alan gerekiyor. Kahramanmaraş’ta arazi de pahalı. Yani, kendi ihtiyacımızı karşılamaya dönük GES yatırımı için de uygun yer gösterilmesi, yatırım adımlarımızı hızlandırır.
Biz tırmanmaya dağın dibinden başladık artık yarısı aşıldı
KAHRAMANMARAŞ Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı, Kipaş Holding Yönetim Kurulu BaşkanıHanefi Öksüz, genç KASİAD üyeleriyle sohbet sırasında şu mesajı verdi:
- Bizim babalarımız çiftçi ya da küçük ticaret erbabı idi. Biz girişimcilikte, sanayicilikte tırmanmaya dağın dibinden başladık. Sizler, yani ikinci, üçüncü kuşaklar için dağın yarısı aşılmış durumda. Size düşen kurulu fabrikaları daha da büyüterek yaşatmak.
Dayanışmanın, birlikte iş yapmanın önemi üzerinde durdu:
- Ortaklık kabiliyeti geliştikçe daha büyük sanayi kuruluşları oluşturma şansımız da artar.
Sohbette yaşanan ekonomik sıkıntılar üzerinde durulunca tavsiyesini paylaştı:
- Sıkıntılarımız var ama avantajlarımız da var. Asla moralimizi bozmayalım. Mevcut konjonktürden ülkemizin avantajlı çıkacağına inanıyorum.