Fed tekrar şahinleşebilir
Bugün küresel ekonominin en önemli gündem maddelerinden birisi Fed’in para kurulu kararları olacak. Bugünkü toplantıdan faizle ilgili bir değişiklik kararı beklemiyoruz. Hatta önceki yazılarımızda da sık sık vurguladığımız gibi Fed’in bu yıl faiz indirim olasılığını düşük görüyorduk. Bununla birlikte, özellikle Haziran ayında büyümeye ilişkin verilerin beklenenden olumsuz gelmesi, Fed’i ekonomiyi resesyona sokma endişesiyle, biraz da panikleterek, faiz indirimi konusunda sinyal vermeye itti. O kadar güvercin açıklamalar geldi ki Eylül ayında bir faiz indiriminden kaçınması artık imkânsız görünüyor.
Fed’in kafası karışık olabilir
Önceki aylarda şahin görünen Fed’in bu denli sert dönüşünün çok sürdürülebilir olduğunu düşünmüyoruz. Son gelen veriler ve gelişmelere baktığında, Fed’in kafası da oldukça karışmış olmalı diye düşünüyoruz. İkinci çeyrek büyümesi Fed’i endişelendiriyordu, ama beklentilerin oldukça üzerinde %2,8 gibi bir büyüme rakamı geldi. %5’in üzerinde seyreden politika faizine rağmen böylesine bir büyüme açıkçası faiz indirimi için çok da ikna edici görünmüyor.
Fed’in politika faizi konusunda piyasa fiyatlamaları önümüzdeki 12 ay içinde 5 kere indireceği yönünde. 2 yıllık ABD tahvilleri faiz indirimlerinin 12 ay içinde üç adette kalacağını fiyatlıyor. Geçtiğimiz aylarda tahminler hızla yön değiştirdi. Önümüzdeki süreçte de benzer değişiklikler olabilir. 12 ay içerisinde ortalama 4 civarında bir faiz indirimi bekleniyorsa, bu indirimlerin Eylül ayından itibaren pes peşe olacağını öngörmek çok doğru olmayabilir.
Powell’ın kaygıları
Fed’i temkinli olmaya itecek birçok neden var. Powell’ın Temmuz ayı başında Portekiz’de Avrupa Merkez Bankası Forumu’nda yaptığı konuşmada kaygılarının ipuçlarını bulmak mümkün. Örneğin ABD’deki yüksek kamu açıklarının çok da sürdürülebilir olduğunu düşünmüyor. Özellikle ekonominin gidişatı iyiyken bütçe açığının artması anlaşılması çok daha zor bir tablo yaratıyor. Trump‘ın seçilmesi durumunda 2017’de devreye aldığı ve 2025’de bitmesi öngörülen vergi indirimlerini 2025 sonrasında da devam ettirme olasılığı yüksek görünüyor. Bu bilinen bir bilinmeyen. İkincisi Trump‘ın seçilmesi durumunda jeopolitik risklerin ne boyutta olabileceği ve bunun ABD ve Dünya ekonomisinin büyümesini nasıl etkileyeceği konusunda da net bir görüş ortaya koyabilmek çok mümkün değil. Bu da bilinmeyen bilinmeyen olarak masada duruyor. Fed’in erken ve güçlü indirimleri zaten fena gitmeyen büyümenin ve talep koşullarının daha da güçlenmesine yol açarak enflasyonla mücadeleyi zorlaştırabilir. Atlanta Fed’in üçüncü çeyrek büyüme tahmini şu anda %2,8 seviyesinde. Yani oldukça yüksek bir oranda devam ediyor.
Siber ataklara karşı merkez bankaları çaresiz
Powell’ın konuşmasında bugünün para politikası ile alakalı olmasa da önemli bir kaygısını daha paylaştığını izlemiştik. Powell Merkez Bankalarının elinde fiyat istikrarı ve ekonomik istikrara yönelik birçok araç olmasına rağmen siber saldırılara karşı pek de yapabilecek bir şeyleri olmadığını vurgulamıştı. Bu konuşmanın hemen arkasından geçtiğimiz günlerde tüm dünyada hava yollarını, hastaneleri, bankaları adeta kitleyen Teksas merkezli siber güvenlik firması Crowd Strike’ın yazılımındaki sorun bu riskin ne kadar büyük olduğunu bize çok net hatırlatan ya da fragmanını veren bir örnek oldu.
Fed yılı tek indirimle kapatabilir
Sonuç olarak, Fed’in bu toplantıda faizleri değiştirmeyeceğini fakat Eylül ayında ilk indirimin çok büyük olasılıkla geleceğini tahmin ediyoruz. Fed‘in mesajları, yukarıda saydığımız nedenlerle piyasa beklentilerine göre daha şahin kalabilir. Fed Eylül ayında ilk faiz indirimini yapıp, beklemeye geçeceğini ve belki de yılı burada kapatacağız sinyalini verebilir.