Fed kaçak dövüşüyor
Selçuk Turgay AZAK
Vergi Müfettişi – Ekonomist
Dün akşam evde dizi film izleme planı yaparken FED’in faiz kararını açıklayacağı aklıma geldi ve tüm keyfim kaçtı. Tahmin edildiği üzere FED faizi sert bir şekilde 75 baz puan (yüzde 0,75) artırdı. Bu karar sonrasında FED Başkanının açıklamalarını canlı olarak takip ettim. Tabi 75 baz puan çok ciddi bir faiz artışı, böylece politika faizi yüzde 1,50-1,75 seviyesine geldi.
FED, enflasyon oranını yüzde 2 hedefine bağlayarak sıkı para politikasının yani faiz artışının devam edeceğini ve bunun bilanço küçültmesi şeklinde kalıcı bir para politikası ile olacağını işaret etti. Diğer taraftan şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim. FED, para politikası uygulamalarında iletişim politikasını iyi uygulayan bir merkez bankası… FED Başkanı Powell karar sonrası açıklamalarında defalarca enflasyon oranını yüzde 2 hedefine getirilmesi gerektiğini ifade etti. Burada piyasaya ‘‘bana daha faiz artışı yaptırtmayın bir an önce enflasyonun yüzde 2’ye düşmesini sağlayın, ama siz yapmazsanız ben faiz artışına devam ederim, kararlıyım.’’ mesajı verildi.
Sonrasında söz konusu faiz kararına ilişkin karar metnine göz attım. İlgili karar metninde FED elindeki Hazine tahvilleri ve mortgage destekli menkul kıymetleri azaltmaya devam edeceği ifade edildi. Bu durum modern merkez bankacılığında bilanço küçültmesi olarak ifade edilir. Yani FED diyor ki; ‘‘bana paramı geri verin bende size menkul kıymetlerinizi geri vereyim.’’
Öte yandan FED ne yaptığının da farkında… Çünkü aldığı peş peşe faiz artışı kararının büyüme oranını azaltacağını görüyor ancak fiyat istikrarını temel hedef belirlediği için büyüme oranının düşeceğini pek önemsemiyor. Bu kapsamda ABD ekonomisinin 2023 büyüme beklentisi yüzde 2,7'den yüzde 2,6'ya; 2024 beklentisi ise yüzde 2,2'den yüzde 2,1'e revize edildi.
Evet söz konusu gelişmeler ve bilgiler çerçevesinde yorumumuzu kısaca ekleyerek yazımızı bitirelim. Günümüzde ortaya çıkan enflasyon daha önce de yazılarımızda defalarca ifade ettiğimiz üzere maliyet itişli… Dolayısıyla sade para politikası ile mevcut konjonktürde enflasyonu düşürmeye çalışmak ekonomileri resesyona sokabilecektir. Eğer söz konusu resesyon, enflasyon düşürülmeden ortaya çıkarsa dünya ekonomisini stagflasyonun beklediğini söyleyebiliriz. Sözün özü, ekonomik sorunları çözmek için önce teşhisin doğru koyulması gerekir. Çünkü faiz artışı yoluyla maliyet enflasyonunu düşürmeye çalışmak, büyük bir yangını bir kova suyla söndürmeye çabalamak gibi olacaktır.
Konuyla ilgili önerilerimizi sonraki yazılarımızda ifade edeceğiz…