Fed gün yüzü göremeyecek mi?

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi

Henüz FOMC toplantısının ve dolayısı ile enflasyon tartışmasının üzerinden bir hafta geçmişken çarşamba günü açıklanan enflasyon verisi ortalığı daha da karıştırdı. ABD verisi öncesinde açıklanan ve son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaşan Çin üretici fiyat endeksi zaten alarm zillerini çalıyordu. Ardından ABD tüketici enflasyonunun önceki aya oranla manşette yüzde 0,9 ve çekirdekte yüzde 0,6 artarken yıl öncesine göre sırası ile yüzde 6,2 ve yüzde 4,6 gibi yıllardır görülmeyen seviyelere ulaştığını gördük. Sorun sadece birkaç kalemle sınırlı görünmüyor. Eylül ayında yükselişe geçen konut fiyatları ve kira kaleminin daha hızlı yükseldiğini ve genel olarak ana kalemlerin yüzde 68’inde önceki 3 aylık ortalamaya göre daha hızlı bir fiyat artışı olduğunu görüyoruz.

Piyasanın bu veriye tepkisi ise daha önceki vakalarda olduğu gibi yine çelişkili oldu. Doğal olarak altın ve bitcoin fiyatlarında yükseliş yaşanırken endekslerde yüzde 1 civarında bir satış ve fakat bono getirilerinde çok sakin bir seyir görüldü. Yani piyasanın bir kısmı “evet enflasyon bu kez yükseliyor” derken bir kısmı ise “uzun vadede böyle bir risk yok” diyor. Fed varlık alımları nedeni ile bono ve enflasyona endekslenmiş bonoların çok doğru sinyaller verdiğini savunmasam da sabit getirili piyasaların ne söylediğine her zaman dikkat ederim. Ve bu piyasa hala Fed’e inanmayı seçiyor. Yani enflasyonu geçici görüyor. Bu noktada tarihe baktığımızda, pek çok koşul çok daha farklı olsa da, 2 benzer vaka görüyoruz. Fed’in tekrar edeceğine inandığı 1950 vakası ve piyasanın iliklerine kadar korktuğu 1970 vakası.

Grafikte gördüğünüz üzere 1950 vakasında emtia üretici fiyatları çok sert bir yükseliş kaydediyor ve tüketici fiyatlarını da peşinde sürüklüyor. Ancak bu yükseliş bir trende dönüşmüyor ve hatta sonrasında sıfıra kadar gerileme söz konusu oluyor. Ancak 1970 vakası bunun tam aksi bir dönem. Petrol krizi ile başlayan yükseliş bir resesyonun ardından kısa süre kesilse de ardından yeniden başlıyor ve ücret artışlarının da enflasyon sarmalına girmesi ile beraber stagflasyon olarak adlandırılan dönem yaşanıyor. Her iki senaryoda da aynı şekilde davranan Fed elbette büyük bir hata yapmış olacaktı. Peki bu kez nasıl davranmalı?

Çin’de yaşanan yavaşlama nedeni ile Fed’in 2022’de olmasa da sonrasında haklı çıkması mümkün. Ancak Fed o tarihe kadar “sabırlı” davranarak piyasayı “başı boş” mu bırakacak? 3 Aralık toplantısına kadar çok şeyin değişeceğinin bilincinde olarak bir iddiada bulunmam gerekirse Aralık veya en geç Ocak toplantısında Fed’in varlık alımlarında 15 milyar dolar olarak açıkladığı indirim miktarını büyüteceğini söylerim.  Bu fiilen bir etkisi olmayacak adım olmasına rağmen psikolojik etkisi çok kuvvetli olacaktır. Olursa tartışırız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump değil ekibi 15 Kasım 2024
Altın ve dünya 18 Ekim 2024
Çin ve coşku 04 Ekim 2024
Sahnede Fed, geride Çin 16 Ağustos 2024
İzin verin tanıştırayım 09 Ağustos 2024
Kolay para 26 Temmuz 2024
ABD siyaseti 05 Temmuz 2024