FED bilançosu ne anlatıyor?

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi

FOMC toplantısında Başkan Powell neler yaptıklarını detaylı olarak anlattı ama Fed’in söylediği kadar yaptığını da takip ediyoruz. 29 Nisan tarihli bilançoya bakalım: Bilanço büyüklüğü 6.655 trilyon dolara yükselmiş, önceki haftaya göre artış 82 milyar dolar ki bu Fed’in harekete geçtiği tarihten bu yana en düşük artış. Stok (yani bilançonun büyülüğü) mu, akım mı (yani alımların büyüklüğü) tartışması 2008 krizinden sonra da uzun zaman gündemi oluşturmuştu. Temelde QE olarak bilenen varlık alımları banka bilançolarının yapısını değiştiren bir uygulama. Yani banka bilançosunda bulunan finansal varlıkları çıkartıp rezerv eklediğinizde FV/Rezerv (veya karışmaması için nakit diyelim ama tam değil) oranı düşüyor. Nakit daha az sayıda finansal varlığın peşine düştüğünden genel bir enflasyon değil sadece varlık fiyatlarında enflasyon görüyoruz. Bu nüansı göremeyen piyasa uzun süre “para basımı-enflasyon patlaması” davulunu çalıp durdu ama bir türlü gerçekleşmedi.

Bu varlık alımlarının etkisine «akım» gözlüğü ile bakanların argümanı. Bu durumda 500 milyar doların üzerinde alımlardan 82 milyar dolara gerileme akımda ciddi bir yavaşlama anlamına geldiğinden varlık fiyatları için negatif olmalı.

Bu yazı açısından tartışmayı derinleştirmenin anlamı yok. Bernanke ise varlık alımlarının stok etkisi olduğunu savunuyordu. Şu anda da Fed bu varsayım altında işlemeye devam ediyor.

Yani bilançonun seviyesine bakıyorlar. ABD tahvili miktarı 4 trilyon doların hemen altında 3.971 trilyon dolar ve geride bıraktığımız hafta Fed sadece 62 milyar dolarlık alım yapmış. Eylül ayında yaşanan krizin ardından herkesin takip ettiği ve fakat artık unutulan repo 158 milyar dolarda sabit, bizim gündemimizi de çok meşgul eden swap ise 29.2 milyar dolar artarak 438.9 milyar dolara yükselmiş. Artışın 24 milyar doları BOJ kaynaklı. Bu arada nisan ayında pek çok gelişmekte olan ülke başarılı ihraçlar gerçekleştirdi. İyi haber piyasalar açık, kötü haber “dolar” bazında borçlanıyorlar.

Yani dolar “açık pozisyonlarını” büyütüyorlar… Gelelim krizle beraber ortaya çıkan SPV’ler üzerinden yürütülen operasyonlara. Şirket bono ve borsa yatırım fonlarında alım için açılan pencere sıfır seviyesinde. “Fallen angle” tabir edilen kaderin tokadını yemiş olan eskinin iyi şirketlerine verilen kredi de 3.6 milyar gerileyerek 31 milyar dolara düşmüş.

Likit fonları kurtarmak ve piyasa işleyişini sağlamak için kısa vadeli şirket tahvilleri vs. alan MMMF SPV’sinin 2 milyar dolar küçülerek 47 milyar dolara gerilediği görülüyor. Popüler adımlardan birisi Paycheck Protection Program Liquidity Facility (istihdamı korumaya yönelik program) Fed’in SPV’lere para vermesi neticesinde SPV’nin bankalardan küçük şirketlere verilen kredileri satın alması yolu ile çalışıyor. Bu arada Adalet Bakanlığı PPP uygulamasında yaşanan sahtekarlıkları incelemek üzere soruşturma açtı. PPPLF 11 milyar dolar artarak 14 milyar dolara çıkmış.

Kısacası Fed’in SPV’ler üzerinden yaptığı müdahale çok sınırlı ve benim bunların nasıl çalıştığını anlamamdan daha kısa sürmüş bir müdahale. Ama buna rağmen piyasa ya rakamları takip etmediği için veya potansiyeli bildiği için bu adımları fazlası ile satın almış durumda. Sonuç olarak bu hali ile Fed bilançosu sanıldığı kadar “piyasa” destekleyici değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump değil ekibi 15 Kasım 2024
Altın ve dünya 18 Ekim 2024
Çin ve coşku 04 Ekim 2024
Sahnede Fed, geride Çin 16 Ağustos 2024
İzin verin tanıştırayım 09 Ağustos 2024
Kolay para 26 Temmuz 2024
ABD siyaseti 05 Temmuz 2024