Fas ve depremi…
Fas depreminde bir “ilk” yaşandı ve Fas Kralı, 4’ü hariç dünya ülkelerinin yardımını reddetti.
Fas, 8 Eylül günü bir depremle sarsıldı. Ölü sayısı 2900 olarak açıklansa da 15 bini buldu. Ülke daha doğrusu Fas Kralı sadece 4 ülkenin yardımını kabul etti. Yaklaşık 100 ülkenin Fas‘a ve Fas kralına “düşmanca tutumları” gerekçesiyle yardım eli uzatması reddedildi.
Fas, yoksul bir ülke….
Ekonominin dinamiği tarım. Tarım ürünlerinin düşük katma değeri nedeniyle ulusal gelir içi payı sadece yüzde 15. Ama faal nüfusun %45‘i tarımda istihdam ediliyor.
Turizm ülkenin dinamosu. Ama o da yeterli bir katkı yaratmıyor, kişi başına 600-650 dolar geliri var. Bu, İspanya’nın yarı değeri. Otomotivde “batının üretim üssü”. Üretim montaj olduğu için ülkeye bir yararı yok. Fosfat madeninde “çok zengin”. Ama “ham” olarak ihraç ediliyor.
710 bin km2’ye yayılan bu 37 milyonluk ülke, topu topu kişi başına 3.750 dolar gelir üretebiliyor. Bu ülkeler için Prof. J. Bhagwati, “Fakirleştirici büyüme” deyimini kullanır. Afrika’nın “5. büyük ekonomisi” olarak tasniflense de, ekonomik yapı sıfır elde var sıfır’dır.
Ülke, 1956’ta Fransa egemenliğinden çıktı, bağımsız oldu. 17. yüzyıldan bu yana var olan monarşi, (hanedanlık) yönetim biçimi haline geldi. 6. Muhammed, ülkenin 3. kralı ve ordunun başkomutanı. Kral, Hz. Muhammed’in “yeryüzündeki temsilcisi”. Onu eleştirmek yasak ve ağır cezalık bir suç. Bakan azletme hakkı var. Fas tüm komşularıyla sorunlu. 1975‘den bu yana da Batı Sahra’da işgalci. ABD’nin bu işgali onaylamasıyla statüsünü koruyor.
Yaşamını aslında Fransa’da geçiren Kral, depremden 5 gün sonra felaket bölgesine gitti ve helikopter ile “havadan” durumu inceledi. Ülkenin dünyanın yardımına gereksinimi olmadığını ilan etti…
Yeri gelmişken, dünya genelinde son 10 yılda deprem, sel felaketi ve tsunamiden ölen insanların %98’inin az gelişmiş ülkeler grubunda yaşadığını eklemek isterim.
Bu deprem Mağrip yarımadasının diğer ülkeleri, Cezayir, Libya, Tunus ve yarımadanın dışında kalan Mısır’da yaşansaydı, sanırım aynı başıbozukluk ve kargaşa yaşanırdı. Zira hepsi tek adam rejimiyle yönetiliyor ve onların düğmeye basması hep gecikiyor.
GÜNÜN SÖZÜ:
Türkiye’nin 3. nükleer santralinin inşası konusunda Çin yönetimiyle görüşmeler “imza” aşamasına geldi…