Farkındalık yaratarak UMUT VERMEK…

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Kısa Film Uzun Etki” sloganıyla 2016 yılında hayata geçirilen Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması’nın amacı, “sinemanın yaratıcı bakış açısından yararlanarak toplumsal konularda farkındalık ve bilinç oluşturmak ve genç sanatçıların yetişmesine destek olmak.” Bu seneki tema ise, “Kısacası Susuzluk Çekiyoruz” oldu.

Sabancı Vakfı bu sene 50. Yaşını kutluyor. Tam 50 yıldır, toplumsal gelişime katkı sunmak için çalışıyor ve toplumsal sorunların sanat aracılığıyla çok daha iyi ifade edilebileceğine inanıyor. 2016'da hayata geçirilen Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması; gençlere seslenmek, gençleri sanata teşvik etmek, onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine destek olmak ve toplumsal sorunların sanat ve sinema ile ne kadar güçlü bir anlatıma sahip olduğunu göstermek üzere yola çıkılan bir yolculuk. “Kısa Film Uzun Etki” sloganıyla düzenlenen yarışmanın amacı, “sinemanın yaratıcı bakış açısından yararlanarak toplumsal konularda farkındalık ve bilinç oluşturmak ve genç sanatçıların yetişmesine destek olmak” şeklinde tanımlanıyor. Kısa Film Yarışması’nın Sanat Yönetmenliğini Zeynep Atakan üstleniyor. Yarışma bugüne kadar; “Mülteci Kadınlar”; “Çocuk İşçiler”; “Ayrımcılık”; “Dijital Yalnızlık”; “Değişen İklimler, Değişen Hayatlar”; “Yeni Dünyada Yeni Meslekler”, “Ne Eğitimde Ne İstihdamda Yer Alan Genç Kadınlar” ve “Başrolde İlk Kez…” temaları ile düzenlendi. Bu senenin teması ise “Kısacası Susuzluk Çekiyoruz.”         

Sözü, Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safk an ve Sabancı Vakfı Kısa Film Platformu Sanat Yönetmeni Zeynep Atakan’a bırakalım…

GÜLER SABANCI: FARKINDALIK YARATMA GÖREVİ GENÇLERE EMANET       

Yarışma kapsamında 12 eser finale kalırken birincilik ödülünün sahibi “Düşlerdeki Hayat” filmiyle yönetmen Can Yeşiloğlu oldu. Yeşiloğlu’na ödülünü Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı takdim etti. Yarışmanın ikincisi “Sona Doğru” filminin yönetmeni Cihan Yıldırım’a ödülünü Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safk an verirken, üçüncü olan “Antroposen” filminin yönetmeni Mehmet Gürü Avcu’ya ödülü yarışmanın sanat yönetmeni Zeynep Atakan tarafından sunuldu. Yarışmanın Mansiyon Ödülü, “Vahşi” filmiyle Sinan Kaldan’a verilirken; Sosyal Etki Ödülü de ikincilik ödülünün de sahibi “Sona Doğru” filmiyle Cihan Yıldırım’ın oldu.           

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Tam 8 yıl önce ‘Kısa Film Uzun Etki’ sloganıyla hayata geçirdiğimiz Kısa Film Yarışması ile toplumsal konulara sinema aracılığıyla dikkat çekmeyi ve genç sanatçıların gelişimlerine katkı vermeyi hedefledik. Bu kapsamda 8 yıl boyunca çok önemli güncel problemlere eğildik, toplumda farkındalık yaratmak istedik. Bu yılki temamızı da şu anda ve gelecekte insanlığın en önemli problemleri arasında görülen ‘Su Krizi’ olarak belirledik. İklim acil durumunun göz ardı edilemeyecek sonuçlarından biri olan su kıtlığını; 5 dakikaya sığdıran ve izleyicide şok etkisi yaratan kısa filmler aracılığıyla bir kere daha bu gerçeği gözler önüne serelim istedik. Ne mutlu ki sinemacılar da bu meselenin önemini benimsemiş ve çarpıcı işlere imzalarını atmışlar. Genç sinemacılar için basamak niteliği taşıyan yarışmamızın, onlara yeni kapılar açmasını diliyor, yarışmamıza başvuran bütün adayları tebrik ediyorum.” dedi.         

Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması’nın birincisine 60 bin TL, ikincisine 40 bin TL, üçüncüsüne 25 bin TL ödül verildi. Sosyal Etki Ödülü de bu yıl ilk kez 25 bin TL ile ödüllendirildi.

SABANCI VAKFI GENEL MÜDÜRÜ NEVGÜL BİLSEL SAFKAN:

Başarı ve cesareti beraberinde getiren bir platform sunuyoruz

“İnsanlara destek ve cesaret vermek çok kıymetli. Bu platformu bir yarışmanın ötesine geçerek tasarladık. Her seferinde farklı isimlere yer açıyoruz. Akademi tadında geçmesine özen gösteriyoruz. Farklı insanların bir araya geldiği, tanıştığı, konuştuğu, paylaşım içinde olduğu bir platform sunuyoruz. Bir network oluşturuyoruz. Bu da, başarı ve cesareti beraberinde geliyor. Türkiye için göçle birlikte 90 milyona yakın bir nüfustan bahsetmek mümkün. Bu kadar odaklı, geliştirme gayesi içinde olan, sürdürülebilir bir kültür etkinliği çok az. O yüzden çok kıymetli.”             

Yaratılan etki, uluslararası ödül getirdi

“Kısa Film Uzun Etki yarışmasının ilk yılından itibaren, katılımcılarla aynı networkte kalarak yolculuklarındaki gelişmeleri görebiliyoruz. Kısa film ile yolculuğu başlayan kişiyi, daha sonra burada aldığı eğitim, çevre ve cesaretle uzun metrajlı filmini çekerken görüyoruz. Bizim yarattığımız network ve desteklerle yurt dışındaki farklı festivallere başvuran, buranın dışında kendisini filmleriyle temsil eden, ödül kazanan çok sayıda yarışmacılarımızla iletişim halindeyiz. Böylece mesleki gelişimlerini de takip etmek mümkün oluyor. Yenilikler denemek ve geliştirmek için etkileşimli olarak iletişimde kalıyoruz. Bu çalışmalarımızla, Avrupa Film Akademisi tarafından verilen Sürdürülebilirlik Büyük Ödülü’nün 2023 yılındaki sahibi olduk. 36 yıllık Avrupa Film Akademisi gibi köklü bir akademinin ödülü Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’ya verildi. Bu ödül, yarattığımız etkinin bir sonucu.”              

23 şehirden, 160 başvuru

“Ankara, İstanbul gibi büyük şehirler ile beraber Diyarbakır, Van dahil, Türkiye’nin dört bir yanından gelen geniş yelpazeli 23 şehirden toplam 160 başvuru aldık. Teknik olarak en kalitesi yüksek filmleri bu sene izledik. ‘Su Krizi’ odaklı bir konu. Çevre, iklim değişikliği, acil durum yani çevre meseleleri yerine konuyu daraltarak daha alt kırılımların önemli parçasını seçtik. Bu özel konu çok özel bakış açıları getirdi. Finaldeki filmler her sene olduğu gibi bu senede hepimizi şaşırtacak ve düşündürecek. Önceki yıllarda da gördüğümüz gibi eğer bir konu film olarak yansıyor ise daha sonra gerçeğe dönüşüyor. Filmler, yaşanan sorunları tüm boyutları ile çok net ortaya koyuyor. Sorun büyük ve derin, fakat filmler gülümseten ya da 'acı gülümseten' çözümler sunuyor.”             

İki taraflı öğrenme süreci

“Dereceye girmeye hak kazanan filmleri belirleyen jüri; Alin Taşçıyan, Salih Bademci, Tilbe Saran, Jamillah Van Der Hulst ve Suzanne Pradel’in yer aldığı 5 kişiden oluşuyor. Sosyal etki jürisinde ise; gazeteci Nilay Örnek, mimar Özgül Öztürk ve sosyal girişimci Yasemin Kırkağaçlıoğlu yer alıyor. Avrupa ağırlıklı yabancı sinema duayenlerini ana jürimize mutlaka dâhil ediyoruz. Her sene konuyla ilgili mesajı veren fikir önderi seçiyoruz. Çoklu bir değerlendirme oluyor. Jürinin kompozisyonuna göre çok hızlı karar verenler olduğu gibi bazen çok uzun saatler tartışan jüriler ve tartışma gerektiren filmler olabiliyor. Değerlendirme temanın açıklanmasından sonra ortalama 7 ay sürüyor. Başvurduktan sonra adayların bizimle süreç boyunca iletişimleri olmuyor. Biz o esnada temayı zenginleştirmeye başlıyoruz. İlham vermek adına küresel konuyla ilgili söylemler, raporlar, araştırmalar, kişiler paylaşıyoruz. Süreç içerisinde biz de çok öğreniyor ve konular hakkında farkındalık geliştiriyoruz.”

SABANCI VAKFI KISA FİLM PLATFORMU SANAT YÖNETMENİ ZEYNEP ATAKAN:

Mesleki farkındalığın artmasına katkı sağlıyoruz

“2016 yılında ilk başladığımız zaman çok fazla kısa film festivali vardı. Biz aslında festival olmak yerine platform olmayı ve sürdürülebilir fayda sağlamayı istedik. Başvuranların kendi ekosistemi içerisinde bir arada olmasını planladık. Sekiz yıldır her sezon gelen katılımcıların, finalistlerin sayısı gitgide arttı. Bu platform kişilerin kendi kariyerlerinde görünür olmaları ve adım atmaları için cesaret noktası olarak network oluşturmalarına katkı sağladı. Son dört yıldır sadece finalistlerin yer aldığı ‘market seçkisi’ adında yeni bir alan açtık. Burada mevcut temadan biraz sapmış olan veya o kısa listeye kadar gelmiş filmleri insanlara network olarak gösteriyoruz. Bu ekosistem içerisinde katılımcının kendisine yeni yollar yaparak devam etmesini istiyoruz.”                

Sinema yapmak sadece Türkiye’de değil, dünyada da zorlaştı

“Ödül alacak eserlere karar verme aşamasında salt filmin gücüne ve nasıl olduğuna bakıyoruz. Bu filmlerin amatör olarak görülmeden, dünya platformuna çıkması lazım. Bu yüzden öğrenci filmi tadında olmaması gerekiyor. Fakat şunu da belirtmeliyim; teknik nedenlerden dolayı hiçbir filmi elemiyoruz. İlk yıllarda mesaj vermek kaygısıyla çok fazla kamu spotu gibi film geliyordu. Bu yıl özenli çekimler, çalışmalar geldi. İyi görüntü ve jenerikler var. Hatta telefonla çekilmiş projeler var. Hepsi başarılı. Bu yıl hemen hemen hiç teknik soruna rastlamadık. Bence çok şey değişti ve umut vadediyor. Bu yarışmanın hazırlık sürecinde o kadar çok şey öğrendim ki, meğer ne kadar az biliyormuşum. Öte yandan, projede temaya olan farkındalığının artması kadar mesleki farkındalıklarının artması da önemli. Sinema yapmak sadece Türkiye›de değil, dünyada da zorlaştı. 2016 yılında başlattığımız bu platform aslında 1 yıllık ciddi bir çalışmanın sonucu. Bütün soruları kendimize sorduk. Ne olmalıyız? Nerede olmalıyız? Tarihe bakarsanız eserler iyi zamanlarda ortaya çıkmaz. O yüzden umarım kendi ölçümüzde kurduğumuz bu yapı başka alanlarda da devam eder. Bizim de, bu yarışmayı gerçekleştirme amacımız farkındalık ile umudu sağlamak.”              

Dijitalleşme üretim sürecini olumlu etkiliyor

“Analog dünyadan gelmiş birisi olarak dijital dünyada iyi bir eserin yok olup gideceğine inanmıyorum. Dijitalleşme üretim sürecini olumlu etkiliyor. Benim zamanımda vizörden bakabilmek için çizelge yapılırdı. Profesyonel setlerde de herkes geçip bakamazdı. Günümüzde ise herkesin elinde vizör var. Herkes kendi dünyasını çok güzel anlatıyor. Bugün bilgisayarımda bir film yapabilirim. Dolayısıyla, ‘Teknik imkânımız yok’ ifadesi bana artık anlamlı gelmiyor. Çünkü iyi bir şey çekiyorsan tekniğin ne olursa olsun ben onu görürüm. Fakat unutmamak gerekir ki, insan kendi kaynağını hızlı tüketiyor. Zihin aldatıcı bir yer. Hızlanan dünyada her şeye yetişme derdi, daha az kitap okumak, daha az film seyretmek, dünyayla daha az ilişki kurmak, sadece sosyal medya üzerinden kendine bir dünya yaratmak yaratıcılığı çok kısırlaştırıyor. Sosyal medyayı herkes yanlış anlıyor. Sosyal medya sizin vitrininiz olmalı. Dünyayı oradan tanımamalısınız. Sizi oradan tanımalılar. Sanatçının en önemli altyapısı bir şeye konsantre olması. Çağımızın en büyük sorunu ise hız ve odaklanma.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar