FAİZLER düştü mü, yükseldi mi?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Zafer ÖZCİVAN

Ekonomist

[email protected]

Hükümet eylül ayından bu yana yeni bir ekonomik model uygulaması başladığını ve bu sebeple düşük faiz dönemine girileceğini açıklamıştı. Faiz, hepimiz tarafından benimsenmeyen bir faktördür ve hepimiz faizin sıfırlanmasını tabii ki isteriz. Ancak faizin düşürülmesi ile en başta yükselen döviz kurları sebebiyle yükselen enflasyon hayatımızı olumsuz şekilde etkileyecektir.

Faiz konusunda Cumhurbaşkanımızın tutumunu hepimiz biliyoruz ve sık sık “faiz sebep enflasyon sonuçtur” açıklamasını da benimsiyoruz. Faiz konusu rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da sık sık yüksekliğinden yakındığı bir ekonomik faktördür. Kullandığımız kredi kartları başta olmak üzere hemen hemen her türlü harcamalarımızda faiz konusu vardır ama bazen biz hissetmiyoruz.

Yukarıda bahsettiğim gibi eylül ayından bu yana toplamda 500 baz puan politika faizi %14’e kadar geriledi. (Politika faizi, T.C. Merkez Bankası’nın diğer bankalara borç verdiği zaman uyguladığı orandır.) Bu bağlamda vatandaş olarak bizler de faizin düşürülmesini tabii ki memnuniyetle karşılamıştık. Ancak döviz kurlarının yüksekliğinden dolayı artan başta gıda olmak üzere iğneden ipliğe her ürün zamlardan nasibini aldı ve özellikle dar gelirli vatandaşlarımız geçim sıkıntısı içine düştü. Hazine’nin 5 yıllık borçlanma faizi ise 2 Eylül 2021 günü %17,5 iken bugün %25,5’E kadar yükselmiştir. Yani bankalar %14 ile Merkez Bankası’ndan aldıkları parayı vatandaşa kullandırmak yerine devlet tahvili alarak %25,5 oranı ile devletten kâr elde edebilirler. Aynı şekilde çeşitli kredi faizleri de önemli ölçüde artmıştır. Aşağıda bazı bankaların bazı krediler için uyguladıkları faiz oranları bulunmaktadır. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bazı banka reklamlarında %20 faiz ödeyecekleri taahhüdünde bulunuyorlar. Tabloya göz atalım;

Banka   Taşıt kredisi        İhtiyaç kredisi    Konut kredisi     Esnaf kredisi

                     Aylık Yıllık       Aylık      Yıllık       Aylık      Yıllık       Aylık      Yıllık

A             1,53       20           -              -              1,55       20,03     2,3          31,4

B             1,75       23,1       2,05       27,6       1,75       23,01     2,25       30,6

C             1,86       25,2       2,69       37,5       2,0          26,8       2,64       36,7

Görüldüğü gibi konut, taşıt, ihtiyaç ve esnaf kredilerinde bir düşme söz konusu değildir ve hatta yükseliş eğilimindedir. Tablodan çıkan sonuca göre taşıt kredileri faizi %20-25 aralarında, ihtiyaç kredi faizi %30-35 civarında, konut kredisi % %20-25 bandında, esnaf kredisi ise %30-35 civarında uygulanmaktadır.

Yeni ekonomik modele göre üretim, istihdam, büyüme, ihracat odaklı büyüme hedeflenerek yıllardır verdiğimiz cari açık yerine cari fazla vermemiz hedeflenmektedir. İhracat konusunda 2021 yılında elde ettiğimiz 221 milyar dolar şimdiye kadar ülkemizin ulaştığı en yüksek rakam olmuştur ve önümüzdeki süreçte artarak devam edeceği kesindir. Ancak üretim yaparken ithal ikame mallara öncelik verilmeli katma değeri yüksek üretime önem verilmelidir.

Tabloya dönersek faizlerin düşmesi üretime ve vatandaşa yansımamış hatta artmıştır. Hâlbuki üretime yansıması öncelikli olmalıdır. Çünkü üretim girdi maliyetleri ucuz kredi maliyeti nedeni ile düşmesi gerekir ve sonuç olarak da üretim maliyetlerini aşağıya doğru hareketlendireceğinden ve üretim hacminin genişlemesi, üretim çeşitlerinin önemli ölçüde fazlalaşması nedeniyle oluşacak arz fazlası, enflasyonu düşürecek, işsizliği azaltacak, ihracattan gelecek dövizler de merkez bankamızın rezervlerini pozitif yönde etkileyecektir. Bir ülkenin kalkınmasında üretim en önemli faktörlerden biridir. Dolayısıyla faizlerin düşmesi üretim sektörüne mutlaka yansımalıdır ki üretim artışıyla birlikte milli gelirimiz ve fert başına milli gelirimiz çoğalsın ve vatandaşlarımızın gelir seviyeleri de yükselerek normal koşullarda yaşam şansını bulabilsin. İktisadın temel politikası olan “kişinin geliri arttıkça harcamaları da artar” kuralı işlemesi gerekir.

2022 yılına yeni girdiğimiz şu günlerde akaryakıt ürünlerine, doğalgaza, elektriğe gelen zamlar vatandaşın geçim zorluklarına yenilerini ekleyecektir. Temel ürünlere gelen zamlar diğer tüm ürünlere de yansıyacaktır.

Yükselen döviz kurlarını önlemek üzere hükümetin 20 Aralık 2021 günü yaptığı girişim (kur garantili mevduat) başarıyla sonuçlanmış Türk Lirası %30-35 değer kazanmıştır ancak 20 Aralık’tan bugüne kadar döviz kurları yaklaşık olarak %15 artmıştır. Enflasyon dünya genelinde yaşadığımız korona virüs salgını nedeniyle yüksektir ve bizi de olumsuz yönde etkilemiştir.

2022 yılında sağlık, mutluluk, ekonomik refah dolu bir yıl geçirmemiz en büyük dileğimdir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İddialı iklim eylemi 29 Kasım 2024