Faiz tartışmalarında son nokta

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Lafın başında son noktayı koyayım; “zamanı gelince indirelim.” Daha önce değil, daha geç de değil. Burada sorun, zamanı geldiğini nasıl bileceğimizde… Buna dair ekonomi biliminin kurallarını mı kullanacağız yoksa siyasetin eylem, söylem ve arzularını mı? Ben, ekonomi bilimini esas alalım derim.

Bu tartışmalarda ekonomi dünyası ikiye bölünmüş durumda… Gerçi bölünmek için bahaneye dahi ihtiyaç duymuyoruz ya… Bir kesim; “derhal indirilsin zira kârlar düşüyor, şirketler kapanıyor” tezini savunurken, diğer kesim; “faizin bunca maliyetini üstlendik, bari sonuç alana dek sabredelim” diyor.

YABANCILAR NE DİYOR?

Onların söyledikleri de kafa karıştırıcı cinsten… Son aylarda yayınladıkları raporlara bakıyoruz, sanki Türkiye başka bir boyuta taşınmışçasına bize gaz vermekle meşguller. Not artırıyorlar, ekonomi yönetimini övüp duruyorlar, carry trade (çapraz kazanç) diyorlar ve ekliyorlar; “faizi siz de indirin.”

Üstelik reel kesim de haklı olarak finansmana erişim güçlüklerinden bahisle, faizin yıkıcı etkilerine vurgu yapıyor; “indirin artık, dayanacak gücümüz kalmadı.” Fakat şurası da bir gerçek, faiz bir külfet olduğu kadar önceki heterodoks günahlarının ödenmesi gereken bir bedeli olarak omuzlarımızda…

İKİ SORU İKİ CEVAP / Faiz indirimine dair…

Yabancılar neden indiriyor?

Onlar tırmandırırken biz indirmiş ve başımıza KKM külfetini çıkarmıştık. Faiz konusundaki bu yanlış yöndeki adımın ekonomiye maliyetini hala yaşıyoruz ve heterodoks hasarını tam olarak gidermiş değiliz. Yabancı ise enflasyonu frenlemede kullandığı faizi şimdi indirerek durgunlukla savaşacak.

Merkez bu konuda ne diyor?

Önce guvernör “vakti gelince” dedi. Sonra yardımcısı “şartlar oluşunca” dedi. Ekonomi bakanı da bu konuda temkinli mesajlar veriyor. Hatta hükümetten “faiz özel isteği” gelmesin diye “sabır” telkin ediyor. Görünen o ki faiz indiriminden yönetimin de dili yanmış olmalı ki yoğurdu üfleyip duruyorlar.

not/VAKTİNDEN ÖNCE İNDİRİRSEN YANARSIN

Tarihi film izleyenleriniz hatırlayacaktır. Bir kale kuşatıldığında, mancınık denen dev silahlar kullanılırdı. Kepçesine yerleştirilen gülle, kepçe kolunun bir iple gerilir, sonra da o ip kesilince külle gider kale surlarını yıkardı. Bu metafor üzerinden anlatayım vaktinden önce indirilecek olan faizi…

Mancınık, Merkez Bankasıdır. Gülle, enflasyonu, kuru yıkacak olandır. İp ise kepçeyi tutandır. Uzun süredir kuru tutan Merkez Bankası, zaten mancınıkta toplanan enerjiyi arttırmış bulunuyor. Eğer vaktinden önce ipi keserseniz (faiz indirme) gülleniz enflasyona değmez, olan döviz kurunuza olur.

Ben böylesi bir hatanın kuru zıplatacağı endişesini taşırım. Zaten baskılanmış kur şu anda zemberek yayından beter halde duruyor. TİM Başkanı boşuna “doların karpuzdan farkı kalmadı” demiyor. Vakitsiz öten horozun başını kesersek enflasyonun ineceğine dair umutlar biter. Temkinli olalım.

Burada bir öneri de Mehmet Şimşek’e; lütfen TÜİK ile doğru veriler üzerinden eylem ve söylem geliştirin. Maliye ile Merkez Bankası tüm değerli verileri elinde bulunduruyor. TÜİK’ten istenen enflasyona dair gerçek tablodur. Fakat TÜİK yanlış veri sunarsa, ekonomi yol haritası da şaşacaktır.

Derler ki “vaktinden önce öldürdüğün sevgili, bir gece yarısı aniden dirilebilir, geceni mahvedebilir.” Tıpkı vaktinden önce indireceğin faizin, döviz kurunu uykusundan uyandıracağı gibi… Aman dikkat! 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yerindelik Denetimi 20 Eylül 2024
Akıllılar envanteri 17 Eylül 2024
ŞEREF OĞUZ YAZDI... 12 Eylül 2024