Faiz-kur ilişkisine devam...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Birkaç gündür faizle döviz ve fiyat artışı arasındaki ters yönlü bağdan söz ediyoruz. Kullandığımız tüm veriler Merkez Bankası ve TÜİK'in resmi verileri. Bizim yaptığımız bunları bir araya getirmekten ibaret.

Ama hala bu bağın doğru olmadığını söyleyebilenler çıkıyor. Aslında bir türlü inanmak istemiyorlar. Nasıl inansınlar; yıllardır doğru bildikleri meğer yanlışmış, yıllardır yapılanlar meğer hatalıymış...

Bu köşede dün sayıları vererek anlatmaya çalıştık. Faiz ile kur ve fiyat hareketleri arasında çok yakın bir bağ var. Ters yönlü bir bağ ama...

Faiz ne zaman yüksek gerçekleşirse döviz kuru görece düşük seyrediyor, tersi olduğunda yani faiz düşük tutulduğunda ise bu sefer kur hızlanıyor.

Elbette döviz kurunun düzeyini etkileyen yalnızca faiz değil, olamaz da. Bir dizi dış etken gündeme gelebilir. Ama örneğin döviz yükseldiğinde bizim yapabileceklerimiz de var. Böyle bir durumda elimizdeki en etkili ve en kısa dönemde sonuç verecek araç, Türk parasının değerini artırmayı sağlayacak şekilde faizi yukarı çekmektir.

İşte dünkü yazımızda son üç buçuk yıldaki durumu ele aldık ve bu dönemin ders niteliğinde olduğunu vurguladık.

2018’de rahip krizi yüzünden kurda bir tırmanış yaşanıyordu ve biz buna karşı uzun süre adım atmadık, sonrasında faizi yukarı çekerek yangını söndürebildik. 2018’in son çeyreğinde artırdığımız faizi 2019’un sonbaharına kadar koruduk ve bu sayede kur yataya yakın seyretti.

2020 ile birlikte o eski alışkanlığımız depreşti. Anlaşılan “Faizi niye daha da fazla düşürmeyelim ki” görüşü ağır bastı. 2020’de faizin yönü iyice aşağı döndü, döviz de “Beni ihmal edemezsiniz” demeye başladı. Temmuz ayıydı ve Merkez Bankası'nın ortalama fonlama maliyetinin ay ortalaması yüzde 7.55’e kadar inmişti. Üstelik o ay politika faizi yüzde 8.25 olduğu halde Merkez Bankası bir takım yan yollara sapmak suretiyle ay ortalamasındaki faizi yüzde 7.55'e kadar çekmişti. Bir maliyet ödeyecekti...

Faizi adeta utangaç bir şekilde adım adım artırmaya başladık. Ama bu artışlar yetmiyordu artık. Oran tek başına çare olmaktan çoktan çıkmıştı. Ve kasıma geldik, Merkez Bankası’ndaki malum operasyon yapıldı, faiz artırıldı, söylem değişti ve kur yönünü yeniden aşağı çevirdi. Sonrasında bu yıl mart ayındaki operasyon ve faiz aynı kalmakla birlikte kurun yeniden tırmanışa geçmesi...

Mevlana ne güzel söylemiş...

Mevlana’nın anlamlı onlarca sözünden biridir:

“Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır.”

Bu sözü özüne sadık kalarak değişik şekillerde ifade etmek ve eklemeler yapmak da mümkün tabii ki:

“Ne söylersen, ne anlatırsan, ne yazarsan yaz, hepsi karşındakinin anladığıyla, daha da önemlisi anlamak istediğiyle sınırlıdır.”

Girişte de belirttiğimiz gibi, dün bu köşede faizin düzeyi ile kur ve fiyat değişimi arasında ters yönlü çok belirgin bir bağ olduğundan söz ettik. Bugün de bu faiz-döviz bağını ay ortalaması itibarıyla yine son üç buçuk yılı kapsayacak şekilde bir grafiğe yansıttık.

Bu oranları biz yalnızca bir şekle büründürüyoruz.

Faiz olarak aldığımız değer, Merkez Bankası’nın ortalama fonlama maliyetini gösteriyor. Yani kaynak Merkez Bankası ve tabii ki herkese açık bir veriden söz ediyoruz.

Döviz kuru, elbette o da Merkez Bankası’nın verisi.

Fiyat artışları, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan oranlar.

Bizim katkımız yalnızca bu değerleri bir araya getirmek, toplulaştırmak ve karşılaştırılabilir kılmak.

Ama biz ne söylersek söyleyelim, istediğimiz kadar resmi verilerle hareket edelim, birileri gerçeği anlamak istemiyor, aklınca bir kulp buluyor.

Rahmetli annemi andım. Bu tür durumlarda hep “Allah akıl fikir versin” derdi. Aslında Allah akıl vermiş de, kimilerini fikir yönünden biraz eksik bırakmış!

İnsanların aklını kullanıp "Şu sayı şöyle olunca demek ki bu sayı da bu şekilde oluşuyormuş, resmi veriler böyle olduğuna göre sakın bize şimdiye kadar söylenenler ve yıllardan beri yapılanlar yanlış olmasın” diye fikir yürütmesini bekliyorsunuz.

Ama bazen olmuyor, insanlar düşünmeye yanaşmıyor. Zorla değil ya!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar