Faiz kararı öncesi yanıtı merak edilen sorular…
Yenilenen üyeleriyle ilk kez bu hafta 24 Ağustos Perşembe günü toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) alacağı faiz kararı merakla bekleniyor. 9 Haziran’da göreve başlayan Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ilk kez katıldığı 22 Haziran’daki toplantıda politika faizi 6,5 puan artırılmıştı. Yine PPK’nın eski üyeleriyle yapılan 20 Temmuz’daki toplantıda da politika faizi artırılmış, ancak artış piyasa çevrelerince (yüzde 15’ten yüzde 17,5’e) yeterli bulunmamıştı. Erkan, para politikasında rasyonel zemine dönüş çerçevesi çizdiği 27 Temmuz’daki enflasyon raporu sunumunda politika faizinde bundan sonra da artışlar olabileceğini ancak bu sürecin “kademeli, dengeli ve istikrarlı” olacağını önemle vurgulamıştı. Erkan yılsonuna kadar içinde bulunacağımız zaman dilimini 2024 başında geçilecek “dezenflasyon” ve 2025’ten sonra başlayacağı umulan “istikrar” dönemlerine “geçiş süreci” olarak tanımlıyor.
“Kademe” artık para politikası unsuru
Merkez Bankası’nın tek seferde önden yüklemeli büyük bir faiz artışıyla yol almayacağı anlaşıldıktan sonra şimdi dikkatler Başkan Erkan’ın vurguladığı kademeli artışlara yöneldi. Kademe aralıkları, zamanlaması ve olası faiz artış miktarları tahmin edilmeye çalışılıyor. Asıl merak edilen konu Merkez Bankası’nın rasyonel zeminden uzaklaşmadan önce para politikası metinlerinde piyasaya verilen “Politika faizi enflasyonun üzerinde belirleneceği” taahhüdüne dönülüp dönülmeyeceği. 2021 Eylül’ünde Liralaşma stratejisiyle para politikası duruşundan uzaklaşan zamanın TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun, görevde olduğu Temmuz ve Ağustos aylarında “politika faizinin enflasyonun üzerinde belirleneceğini” öngören PPK metinlerinde imzası vardı. Bu metinlerde şu ifade yer alıyordu: “Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.”
TCMB’den yanıt beklenen enflasyon soruları
Mademki enflasyonla topyekûn mücadeleye geçiş sürecindeyiz, o halde bu süreçte enflasyonla ilgili kafamızdaki tüm soruları ortaya koymalıyız, tartışmalıyız. Yasaların öngördüğü “fiyat istikrarı”nı sağlama görevini yeniden öne çıkararak piyasalara güven vermeye başlayan yeni TCMB yönetiminin alacağı kararlar ve uygulayacağı politika merak ediliyor. Enflasyonla mücadeleye geçiş sürecinde akla takılan enflasyon soruları şöyle:
*TCMB, mücadeleye başlayacağı enflasyonla ilgili TÜİK verilerini ne kadar sağlıklı bulmaktadır?
*Para politikası metinlerinde özel nitelikli fiyat endekslerini (çekirdek enflasyon) ayrıntılı şekilde irdeleyen TCMB’nin TÜİK’ten yeni veri talepleri olabilir mi?
*Vatandaşlar olarak “hayat pahalılığı” olarak hissettiğimiz yüksek enflasyon, özel endeksler kapsamımda “yaşam maliyeti” olarak ölçülebilir mi? (Bu konuda TÜİK’te bazı çalışmalar yürütüldüğünü biliyoruz.)
*TCMB, para politikası metinlerinde sıklıkla hareketliliğini ve katılaşma eğilimini kamuoyuna şikâyet ettiği gıda ve hizmet sektörü (otel, lokanta vb.) fiyatları ile ilgili daha sıkı izleme yöntemleri önerebilir mi?
*Ücret artışları-enflasyon, kamunun yönettiği, yönlendirdiği fiyatlar - enflasyon ilişkisi kamuoyuna daha net anlatılarak, enflasyonla mücadele bilinci yükseltilebilir mi?
Ankara’nın kaderine bak:
Ankaragücü iç saha maçını İstanbul’da oynuyor
Yıllardan beri Ankara için yazıyoruz “mum dibine ışık vermiyor” diye. Artık dillere pelesenk olmuş deyişle “memur kenti” değil sanayi kenti Ankara. GSMH sıralamasında İstanbul’un ardından ikinci gelen, ihracatta hep ilk 5’te yer bulan, 13 OSB’si bulunan (yenileri yolda), savunma sanayiinin dünya çapındaki önemli odaklanma merkezlerinden biri olan başkentimiz dertli. Devlet yönetiminin merkezi Ankara kamu imkanlarından yeteri kadar yararlanamıyor. İstanbul sevdalısı büyüklerimizin gücünü kullanamıyor. Hatta bazı imkanları zaman içinde eksiliyor. Bu durumun şikayetçisi ve takipçisi ATO, ASO, Kent Konseyi, Büyükşehir Belediyesi gibi kuruluşlar bu konuyu bıkmadan, yorulmadan gündemde tutmaya çalışıyorlar.
Uluslararası Fuar Merkezi bir gün olur mu?
Önemli ihracat merkezlerinden biri haline gelen ve bu niteliği sürekli gelişen Ankara’nın namına yakışır bir Uluslararası Fuar Merkezi hala yok. Yıllardan beri projeler yaşama geçirilemiyor, atılan adımlar yetersiz kalıyor. Böyle bir merkezin Ankara’nın daha da fazla dışa açılmasına ve turizmin gelişmesine önemli katkı sağlayacağı tüm kanaat önderlerince dile getiriliyor.
19 Mayıs Stadı bir türlü bitirilemiyor
Son yıllarda Türkiye’deki illerin (hatta ilçelerin) çoğunda harika spor tesisleri yapıldı. Ankara buradan da nasibini alamadı. Köhnemiş 19 Mayıs spor kompleksi yıkıldı ama yerine yapılacak yenisi bir türlü tamamlanamıyor. Her futbol sezonu başında 19 Mayıs stadının yetişmediğini kayda geçiriyoruz. Bu kez Eryaman Stadı’ndaki zemin yenileme çalışmaları da yetişmediğinden Ankaragücü Trendyol Süper Lig’in ikinci haftasında iç saha maçını bugün Adana Demirspor ile İstanbul’da oynayacak. Trendyol Birinci Lig’deki Gençlerbirliği ise maçını Keçiören Aktepe’de oynadı.
Ankara Kent Konseyi Başkanı ve ATO Başkan Vekili Halil İbrahim Yılmaz, üzüntüsünü belirterek, “55 yıldır sezon öncesi oynanan Türkiye Spor Yazarları Derneği Ankara Şubesi Kupası da bu sezon lig başladıktan sonra milli maç arasında oynanmak zorunda kalacak” diyor.