Faiz indiriminin neye yaradığını anlayabilen var mı?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Faizi üç toplantıda 4 puan indirdik; peki bu dönemde neler oldu?

✔ Hazine'nin borçlanma faizi arttı.

✔ İhtiyaç ve taşıt kredisi faizi yükseldi.

✔ Dolarda yüzde 60 gibi inanılmaz bir artış oldu.

✔ Konut kredisi faizi ile ticari kredi faizlerinde kamu bankalarının devreye girmesiyle bir gerileme yaşandı. Türk parası böylesine değer yitirmişse, Hazine çok daha pahalı borçlanıyorsa, sahi biz bu faizi niye indirdik ve gelecekte niye daha da indireceğiz?

Merkez Bankası politika faizini eylül, ekim ve kasımda toplam 4 puan indirdi. Eylül ayındaki Para Politikası Kurulu toplantısına girilirken yüzde 19 olan faiz, şu an için yüzde 15. Muhtemeldir ki önümüzdeki hafta perşembe günü yapılacak yılın son toplantısında da bir faiz indirimi göreceğiz.

Ekonomideki bu makas değişikliğiyle birlikte Türkiye’nin faiz zincirini kıracağı; yatırım, üretim ve istihdamın artacağı dile getirildi. Dün de vurguladık; gerçekleşecek olsa bile bunların değil üç beş aya, birkaç yıla bile sığması mümkün değil. Ama öyle bir algı yaratılmak isteniyor ki, 2022'nin ilkbaharında ya da en geç yaz aylarında tüm amaçlananlar gerçekleşecek.

Bu kadar zamanda sıradan konut inşaatı bile bitmez. Hangi tür yatırımlar böylesine kısa zamanda tamamlanacak acaba?

Dolayısıyla bu öngörülenlerin nasıl gerçekleşeceğini bilmiyoruz. Bilen var mı, onu da bilmiyoruz. Ama bildiğimiz şu; hedef gibi gösterilenler gerçekleşmeyecek.

Ya da aslında kastedilen yatırımlar sıfırdan yapılacak türtürde değildir de, yabancı sermayenin gelip varlık almasıdır. Bunun da döviz girdisi sağlanması dışında ekonomiye bir yararı olmadığı açıktır.

Olan bitene bakalım...

Bildiğimiz, aslında herkesin bildiği, gördüğü, yaşadığı başka gerçekler var elbette. Bunlar ne mi; faiz indirimine başladığımızdan bu yana geçen üç buçuk ayda ne gibi gelişmeler olduğu...

Bu üç buçuk ayda neler yaşandığına ilişkin küçük bir tablo oluşturduk. Önce bu tablodaki tarihlerin niye 17 Eylül ve 26 Kasım olduğunu belirtelim. Merkez Bankası ilk faiz indirimini 23 Eylül’de yaptı ve haftalık oluşan mevduat ve kredi faizlerinde 23 Eylül öncesinin son verisi 17 Eylül’e ait. 26 Kasım da veri oluşan son haftayı gösteriyor. Ama Hazine’nin iki yıllık tahvil faizi her gün değişebiliyor ve dünkü son oran yüzde 21’i aşmış durumda.

Biz bu faizi niye düşürdük?

Merkez Bankası’nın piyasaya yön vereceği varsayılan, faizlerin anası olarak görülen faizi üç buçuk ay öncesinin 4 puan altında. Bu faizin öncelikle Hazine’yi rahatlatması, Hazine’nin daha ucuza borçlanmasını sağlaması gerekir, değil mi? Oysa Hazine'nin borçlanma faizinde gerileme şöyle dursun, çok büyük bir artış var. Faiz indirimi başlamadan önce yüzde 17.67 faizle borçlanan Hazine, dün yaptığı ihalede ancak yüzde 22.70 ile borç bulabildi. Bakar mısınız faizde 5 puanı aşan bir artış söz konusu.

Hazine daha pahalı borçlanıyor da vatandaş çok ucuz kredi mi alıyor, nerede! İhtiyaç ve taşıt kredisi faizlerinde artış olmuş. Ama konut kredisi faizi her zamanki gibi gerilemiş. Merkez Bankası’nın indiriminden en çok yararlananlar ise sanki ticari kredi kullananlar gibi görünüyor.

Ancak unutmayalım; tablomuzdaki veriler Merkez Bankası kaynaklı ve Merkez Bankası tüm bankacılık sisteminin ortalamasına ilişkin verileri yayımlıyor. Dolayısıyla ağırlıkla kamu bankalarından kaynaklanan düşük faizler ortalamayı aşağı çekiyor. Yoksa Merkez Bankası faizi düşürdü diye genele yayılan bir faiz indiriminden söz edilemez.

Merkez Bankası’nın politika faiziyle paralel seyreden bir faiz var; mevduat faizi. Üç ay vadeli mevduatın 17 Eylül’de yüzde 19.10 olan ortalama faizi, 26 Kasım'da yüzde 15.84'e inmiş durumda. Düşüş, 3.26 puan.

Özetlersek... Merkez Bankası faizi düşürmüş ama Hazine daha yüksek faizle borçlanıyor. Acaba Hazineciler “Borç yükümüzü artırdınız” diye Merkez Bankası’na sitem ediyorlar mıdır?

Krediler ucuzladı mı, ne gezer...

TL cinsi mevduatta durmayı tercih edenler ise her geçen gün cezalandırılıyor ve adeta başka alanlara kaymaya, örneğin dövize, örneğin altına, teşvik ediliyor.

Bir kez daha sormak gerekmiyor mu şimdi:

“Biz bu faizi niye düşürdük, kimin için düşürdük?”

Dövizdeki artış yüzde 60’ı buldu

İlk faiz indiriminin yapıldığı 23 Eylül'de dolar 8.63 düzeyinde bulunuyordu. Geldik bugünlere, dolar 13.70 dolayında salınıyor.

Üç buçuk aydaki artış yüzde 60'a yakın. Oranda bir yanlışlık yok; yüzde 60!

Türkiye böylesine yüksek oranları sabit kur sistemi uygulanan yıllarda sabah kalktığında öğrenirdi. Herkes yerinden zıplardı adeta, “Ne oldu” diye. Şimdi ise yavaş yavaş ısıtılan kurbağa gibi her gün bir miktar artışa alıştık ve işte üç buçuk ayda yüzde 60'ı bulan bir oran gördük.

Sahi Türk parasının değerinin böylesine düşmesine yol açan bu faiz operasyonunu niye yaptık?

Son dönemde bir iddia sıkça dile getirilir oldu. Türk varlıklarına yatırım yapmaya davet edilen bazı ülkelerin bu yatırımları yapmak için Türk parasının değerinin daha düşük olmasını istedikleri yönündeki iddia. Biz bunun doğru olabileceğine hiç ihtimal vermiyoruz. Sırf yabancılar istiyor diye TL’nin değerini düşürecek adımları kim atar? Ha ülkenin toprağını peşkeş çekmişsiniz, ha bu şekilde varlıklarını; aynı kapıya çıkar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar