Faiz indirimi ve market denetimi enflasyon canavarını dizginler mi?

Sadi ÖZDEMİR
Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Enflasyon canavarı bütün dünyada en azgın çağlarını yaşıyor. Covid-19 Salgını, gıdadan, sanayinin kullandığı bütün hammaddelere kadar tarihi fiyat artışlarına sebep oldu. Tüm ürünlerin taşıma maliyetlerinde de rekor fiyatlar söz konusu. Biz de yıllardır tek haneye indirmeye çalıştığımız enflasyonda bu küresel etkiyle katmerli yüksek enflasyon yaşıyoruz. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzun süredir enflasyonla mücadele konusunda, “Faiz enflasyonun sebebidir, sonucu değildir” diyor ve faizlerin indirilmesini istiyor. Yakın zamanda da ‘zincir marketlerin yüksek enflasyonda önemli katkısı olduğunu’ belirterek, bu marketlerin çok sıkı denetleneceğini açıkladı. Ayrıca Türkiye genelinde 1000 adet tarım kredi kooperatifi ürünlerinin satılacağı market açılması talimatını verdi.

Bence Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, faiz indirimindeki ısrarının arkasında iki önemli güven veren gelişme de var. Bunlardan biri döviz rezervlerindeki istikrarlı düzelme. İkincisi ise ‘ihracattaki müthiş başarı ve turizmdeki kısmi iyileşme’ ile sağlanan döviz bolluğu. Bu yılın son 3 ayında da aynı performans sürerse ihracat 220 milyar dolara, turizm gelirleri 15-20 milyar dolara, yurt dışı müteahhitlik gelirleri ve doğrudan yabancı sermaye girişi de en az 10 milyar dolara ulaşacak. Toplamda 250 milyar dolar dış gelir, kurlarla ilgili kaygıyı büyük ölçüde azaltıyor olsa gerek.

İktisatçıların çoğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizle ilgili görüşlerine katılmıyor. Onlara göre, faizin enflasyonu yükselten etkisi pek yok ve faizi enflasyon belirler. Faizi enflasyonun altına indirirsen, piyasa kabullenmez, kurlar da boş durmaz ve TL karşısında yükselişe geçer. Böylece hem faiz hem kurlar yeni zamları getirir. Tabii ki iktisatta kesin doğrular ve yanlışlar azdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüksek enflasyonu yenmek için ‘zincir marketlerin çok sıkı denetim altına alınması’ konusundaki kararı ise liberal iktisatçılar ve sürpriz bir şekilde sosyal demokrat CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından eleştirildi. Hayat pahalılığıyla mücadelede en yorgun savaşçımız vatandaş ise ‘fiyatlar insin de kim nasıl yaparsa yapsın’ düşüncesinde.

Muhafazakar iş insanları ne düşünüyor?

Peki, Ak Parti’ye yakın iş insanlarını temsil eden sivil toplum kuruluşları bu konularda ne düşünüyor? Bu çok önemli. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi politikalarını büyük ölçüde onlarla istişare ederek oluşturuyor. Muhafazakâr iş insanlarının kurduğu sivil toplum örgütlerinin en önemlileri, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD), Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) ve Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD). Temel konularda bugüne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti’yi hep desteklediler. IMF ile ilişkilerde mesafeli olmak, üretimi ve emeği kutsal görmek, faize ve fahiş kâra karşı durmak, gelir dağılımında adaleti sağlamak, sosyal yardımları artırmak gibi birçok konuda tam mutabıklar. Her biri binlerce iş insanı ve 10 binlerce şirketi temsil eden bu üç örgütün başkanlarıyla konuştum. MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, bu konularda ancak yönetim kurulu ile bir istişare yaptıktan sonra konuşabileceğini söylerken, ASKON Başkanı Orhan Aydın ve TÜMSİAD Başkanı Yaşar Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık ve kesin destek verdiler.

Yüksek faiz derin yaralar açıyor

ASKON Başkanı Orhan Aydın, Covid-19 salgının etkisiyle enerji ve hammadde fiyatlarının çok yükseldiğini, Türkiye özelinde ilave olarak sanayicinin bir de yüksek faiz maliyetiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Merkez Bankasının 1 puanlık faiz indirimini hatırlatarak, “Yılsonuna kadar politika faizinin yüzde 15’e çekilmesini bekliyoruz. Gelecek yıl için de beklentimiz yüzde 8’e kadar indirmesi” diyor. “Bizce sanayici kur artışına çabuk uyum sağlayabiliyor ama yüksek faiz çok daha derin yaralar açıyor. Faiz inerse tabii ki enflasyon da düşer” görüşünü net olarak dile getiriyor. Başkan Aydın’ın, ‘zincir marketlere sıkı denetim’ konusundaki görüşü de çok açık. Aydın, “Bence, sıkı denetim şart ve buradan başlanması da çok doğru. Çünkü ana oyuncu bunlar. Bu zincir marketlerin her şeyi satmaları da ayrıca yanlış. Çünkü bu yüzden bir sürü sektörde yüzlerce mağaza kapanıyor” diyor. 

İnşallah faiz belasından kurtulacağız

TÜMSİAD Başkanı Yaşar Doğan ise şöyle konuşuyor: “Bakın, faizi indirmeye başlayınca dış güçler ciddi reaksiyon gösteriyor. İnşallah bu faiz belasından kurtulacağız. Faiz, yatırımlara ve piyasalara büyük sıkıntı veriyor. Ancak birileri, faizde küçük bir indirime bile karşı. Çünkü bu, üretmeden kazananların hiç hoşuna gitmiyor. İnşallah hükümetimiz ve Merkez Bankası’nın çabalarıyla bu mücadele başarıya ulaşacak. Sıcak para ve faizin bitmesi ve yatırımların önünün açılması lazım. Tabii ki üretimi artırmak ve tüketimde de itidalli olmak zorundayız. Gereksiz tüketimler de enflasyona sebep oluyor. Ayrıca, hammaddede dışa bağımlılığı da azaltmalıyız.”

Başkan Doğan, zincir marketlere sıkı denetim konusunda da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tam destek veriyor. Doğan, “Cumhurbaşkanımızın istediği denetimleri çok yerinde buluyoruz. Çünkü fırsatçılardan ve ahlaki değerlerini kaybetmiş insanlardan oluşan bir yapı var. Süratle, haksız zam yapan yapıların önü alınmalı. Gramajlarla oynamak, hileli mal satmak gibi konulara vatandaş da geçit vermemeli. Bunlara karşı üreticiden tüketiciye doğrudan satış kanallarını da oluşturmalıyız” diyor.

‘Montajla sanayi olmaz’ diyen Asiltürk’ü yeterince anladık mı?

Milli Görüş geleneğinin fikir adamlarından ve liderlerinden Oğuzhan Asiltürk, geçtiğimiz Cuma günü hakka yürüdü. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz. 21 Temmuz 1977 ile 5 Ocak 1978 tarihleri arasında çok kısa bir süre Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yapmış olsa da siyaset hayatı boyunca Türkiye’nin ‘doğru sanayileşme stratejilerine’ önemli fikri ve fiili desteği olmuştu. Asiltürk, tıpkı lideri merhum Necmettin Erbakan gibi ‘montaj ağırlıklı sanayileşmeye’ hep karşı çıkar, üretimde ‘maksimum yerliliği’ çok önemserdi. ‘Ara mal’ ithalatını, yerlisini üreterek azaltmanın sanayimiz için ne kadar önemli olduğunu hâlâ çok konuştuğumuza göre o kuşağın mesajlarını yeterince anladığımız söylenemez.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar