Faiz indirimi ve ekonomi

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Zafer ÖZCİVAN - Ekonomist

Bir süredir gündemden düşmeyen faiz indirimi T.C. Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu’nun (PPK) son toplantısının yapıldığı 23 Eylül 2021günü 100 baz puan indirim olarak açıklandı. Merkez Bankası Başkanı, göreve geldiği mart ayında “enflasyonun üzerinde politika faizi uygulaması” yapılacağını beyan etmişti. Bu söylemden yola çıkarak ekonomi çevrelerinin bazıları Ağustos 2021 enflasyonunun %19,25 olarak TÜİK tarafından açıklanması nedeniyle faizlerin indirilmesinin pek mümkün olmadığını; bir kısım ekonomistler ise siyasi tercihler doğrultusunda 50 baz puan düşürülebileceği yönünde fikir beyan etmişlerdi. Ben de şahsi olarak 50 baz puan düşürülebileceğini öngörmüştüm.

Geldiğimiz noktada Merkez Bankası Başkanı faiz kararı verilirken manşet enflasyon değil, çekirdek enflasyonun baz alınabileceğini söyleyerek politika faizlerinin indirilebileceğine dair sinyal vermişti ve dolar kuru hemen yükselişe geçmişti.

Çekirdek enflasyon, dışarıdan gelen beklenmedik bir etki ile oluşan enflasyon oranının manşet enflasyon oranından çıkarılmasıyla elde edilen orandır. Örneğin ülkede enflasyon oranı %20 ise, fakat kışın yağışlar nedeniyle portakal üreticilerinin beklenen hasatı yapamamasından dolayı portakal fiyatı %5 artmışsa; çekirdek enflasyon (20-5) 15 olacaktır. Ağustos 2021 ayı çekirdek enflasyon oranı TÜİK tarafından %16,77 olarak açıklanmıştı ve Merkez Bankası para politikaları kurulu toplantısında ağustos ayı çekirdek enflasyonu baz alınarak politika faizi %19’dan %18’e çekildi.

Ancak bu karar nasıl alındı? Para piyasaları kurulunun bütün üyeleri veya çoğunluk bu şekilde mi oy kullandı? Bilmiyoruz. Fakat şu belirgin bir şekilde ortada ki T.C. Merkez Bankası, ekonomi gerçekleri ile siyasi tercihler arasında sıkışıp kalmış ve böyle bir karar vermiş bulunuyor.

Peki, bundan sonra ne olabilir? Yukarıda bahsettiğim gibi döviz fiyatları yükseliş eğilimine girdi ve kur değişimi ile birlikte oto gaza 15 kuruş zam yapıldı. Enflasyonu düşürmek hedef olarak belirlendi ancak uygulama iktisat kanunları ile uyumlu değil.

Her bir birey veya kurum veya şirket kısaca tasarrufçular, doğal olarak kendilerine en yüksek getiriyi sağlayacak unsurlara yatırım yaparlar. Ekonomi kuralları gereği faiz düşünce tasarrufçular da daha yüksek kazanç sağlamak için mevduatlarını dövize çevirme eğilimine girerler. Başka bir ifade ile ülkede dolarizasyon artar.

Döviz kurunun artması, ihracatçılar için kısmi olarak iyi gözükse de gerçekte öyle değildir. Çünkü üretilen malların üretim aşamasında kullanılan ara malların yaklaşık %50 si ithal girdilerle sağlanmaktadır. Bu bedel de üretim fiyatlarına yansıyacağı için enflasyona kucak açacaktır. Bir diğer konu ise çok özel bir durum ama bazı yurt dışı alıcılar (ihracat yapılan müşteriler) bizim ülkemizdeki döviz kuru yükseldiğinde alım fiyatlarını düşürmek, daha ucuz fiyatla ürün alabilmek için birtakım zorluklar ihracatçının önüne koyabilir. Bu da bir gerçektir. Dolayısıyla döviz kurunun yükselmesi, ihracatçının da işine gelmeyebilir.

İthalat açısından baktığımızda ise tamamen aleyhimize olabilecek gelişmeler yaşayabiliriz. Ülkeye gelen her ürünün maliyeti artacağından fiyatlara yansıması kaçınılmazdır. Enflasyonu düşürmek hedef ise nasıl böyle bir piyasanın oluşması kabul edilebilir. Örneğin bir süre önce enflasyonla mücadele amacıyla her türlü bakliyat (nohut, mercimek, barbunya vd.) ürünlerinden yurda girişte alınan gümrük vergileri sıfırlanmıştı. Döviz kurları yükselince doğal olarak girdi maliyetleri yükseleceği için fiyatlar artacak bu da enflasyona sebep olacaktır.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi, politika faizlerinin düşürülmesi enflasyonun yükselmesine zemin hazırlayacaktır. Önümüzdeki birkaç ay içinde Merkez Bankası, politika faizini tekrar yükseltmek durumunda kalabilir. Ancak yapılan açıklamalar faizin daha da düşürüleceği sinyalini vermektedir.

Dövizin yükselmesine önlem olarak ise merkez bankası tarafından piyasaya döviz sürülmesi bir başka deyişle dövize olan talebin yavaşlatılması, döviz arzının arttırılması gerekir. Ancak bu konu da döviz rezervlerinin miktarına bağlıdır ve koşullar elverdiği ölçüde yapılabilir.

Politika faiz oranı, enflasyon oranından düşük olduğunda iş insanları kendi sermayelerini kullanma yerine aldıkları ucuz krediyi değerlendirme yoluna gideceklerdir. Çünkü kredi maliyetleri daha az olarak hesap yapacaklardır.

Faizlerin düşmesi ülke için çok iyidir. Ancak iktisadi koşulların oluşması esastır. Kredi maliyetleri düşeceği için üretim maliyetleri de düşecektir. Fakat faiz döviz dengesi optimal çizgide olmalıdır. Aksi takdirde şu anda olduğu gibi ekonomik göstergeler olumsuz gelişecektir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar