Faiz indirimi ne zaman başlar?
Son günlerde farklı ekonomistlerden Merkez Bankası’nın önümüzdeki iki ay içinde faiz indirmeye başlayacağı yolunda tahminler ve değerlendirmeler geliyor. Bu tahminleri yapanlar benim nazarımda değerli ve dikkate alınması gereken ekonomistler ve de finansçılar. Yani öyle işkembe-i kübradan atan insanlar değil. Bundan dolayıdır ki; son günlerde yapılan yetkili açıklamaları ve özellikle Para Politikası Kurulu’nun salı günkü toplantısından sonra yapılan açıklamayı dikkatle okudum. Önümüzdeki döneme dair ipuçları aradım.
Ben, önceki günkü açıklamadan ağustosta bir faiz indirimi olacağı yönünde bir sinyal alamadım. Hatta açıklamayı okuduğumda faiz indiriminin eylülde başlaması bile imkânsız değilse de zor görünüyor. Merkez Bankası, yakın döneme ilişkin göstergelerin yurt içi talebin yavaşladığını ancak halen enflasyonist düzeyde olduğunu söylüyor. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatlarının enflasyonist baskıları canlı tuttuğuna işaret ediyor.
Bu şartlarda ve değerlendirmeler ışığında ağustos ayında bir indirim çok erken olur, Eylül’de indirim ise erken olur.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın bu aybaşında Reuters’e yaptığı açıklamalar bu görüşü destekler nitelikteydi. Karahan, “Henüz kat edecek mesafemiz var, sıkılığı koruyarak verilerin dezenflasyon patikamız doğrultusunda oluşmasını bekleyeceğiz… Sıkılığı koruyarak verilerin ve beklentilerin dezenflasyon patikamız doğrultusunda oluşmasını bekleyeceğiz. Henüz bu doğrultuda kat edecek mesafemiz olduğunu düşünüyoruz” diyordu.
Faiz indirimi olacaksa en uygun dönem yılın son çeyreği olarak görülüyor. Uzun bir süre negatif seyreden reel faizlerin yılın son çeyreğinde belirgin bir şekilde pozitife döneceğini görüyoruz. Bu durum faiz indirimi için son çeyrekte uygun bir zemin hazırlayacaktır. İndirim bir defa da 500 puan ya da parça parça daha düşük oranda farklı aylarda olabilir. Bence ideal olanı parça parça olmasıdır. Faiz artırımlarının yüklü ve bir defada yapılması, faiz indirimlerinin ise ölçülü ve zaman yayılarak yapılması daha doğrudur; daha etkilidir, daha kontrollüdür. Aynı şekilde dışarından sermaye girişini de daha olumlu etkiler.
PPK kararın ardından hazırlanan yabancı banka raporlarında da farklı değerlendirmeler olduğunu görüyorum. Mesela BNP Paribas "Çok yüksek reel faiz oranları ve beklentilerde daha fazla düşüş göz önüne alındığında, TCMB'nin 2024 yılının 4. çeyreğinde faiz indirim döngüsüne başlamasını bekliyoruz" derken, HSBC “Şimdilik 4. çeyrekte başlayacak faiz indirimlerinin bir miktar erken olabileceğini düşünmeye devam ediyoruz" diyor.
Yabancı kuruluşların Türkiye'ye bakışları farklı olabilir ama benim son hafta önemsediğim öngörülerden biri Türkiye ekonomisinin nabzını tutan kuruluşlardan biri olan Türkiye İş Bankası’ndan geldi. Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Vahap Munyar’a yaptığı açıklamada, politika faizinin Ekim, Kasım, aralık ayı toplantılarının birinde tek seferde veya parça parça 50’den 45’e indirileceğini tahmin ettiğini söyledi.
TCMB beklenti anketlerine göre piyasanın faiz beklentisi 12 ay sonrası için yüzde 35 ve 24 ay sonrası için yani 2026 ortası için yüzde 22. Hem İş Bankası hem de BNP Paribas’ın 2025 sonu için politika faizinin ineceği seviye olarak öngörüleri ise yüzde 25. Bu seviyeler bizim 2021’de faizi yüksek bulup ekonominin ayarları ile oynadığımız ve işleri bozduğumuz zamanki seviyeden hala yüksektir. Yani ekonomiye öyle bir şok yaşatmışız ki 5 yıl geçse bile başladığımız yere dönemiyoruz. Bozulanı düzeltmenin sadece faiz marifetiyle olmayacağını da anlamış bulunuyoruz.