Faiz aynı, söylem ve duruş da...
Görünen köy kılavuz istemiyordu; Merkez Bankası’nın politika faizinde bir değişiklik olacağı da beklenmiyordu ve nitekim faiz yine değiştirilmeyerek yüzde 50’de sabit bırakıldı.
Böylece mart ayında yüzde 50’ye çıkarılan politika faizi nisan ve mayıstan sonra haziranda da değiştirilmemiş oldu.
Para Politikası Kurulu’nun dünkü toplantısından sonra yapılan açıklamada iki temel söylem de aynen kaldı.
Para politikasındaki bu duruş ne zamana kadar devam edecekti? Öyle ya son zamanlarda faiz indirimi sıkça gündeme getirilir olmuştu. Merkez Bankası’nın bu konudaki yaklaşımı netti:
- Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir.
Peki pek ihtimal verilmiyorsa da bir faiz artışı söz konusu olabilir miydi, buna hangi koşullarda gerek duyulurdu:
- Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.
Bu söylemler önceki PPK açıklamalarında da aynen yer almıştı. Bu konuda söylemde bir değişiklik yok.
Söylem aynı da...
Merkez Bankası’nın PPK metinlerinde ne yazdığı tabii ki önemli ama geçmişte yaşanan deneyimler bunların çok da üstünde durulacak metinler olmadığını düşündürtüyor.
Geçmişte tatsız deneyimler yaşandı. Hatırlayalım; 2021’in martından eylülüne kadar olan dönemde bu metinlerde “enflasyonda belirgin düşüş sağlanana kadar sıkı para politikasının devam edeceği” yönünde ifadeler yer aldı.
Sonrasını biliyorsunuz; Eylül 2021’de “ansızın” faiz indirimi kararı alındı ve yeni bir süreç başlatıldı.
Bu deneyim hafızalarda hâlâ tazeliğini koruduğu için önümüzdeki döneme ilişkin olarak kaygı duyuluyor ve bu söylenenlerin tersi yönde adım atılmayacağı konusunda emin olunamıyor.
Kaldı ki TCMB aylık orana bakıyor
Şimdi önümüzdeki hafta açıklanacak haziran sonuna ilişkin yıllık enflasyon oranını mayısa kıyasla daha aşağıda göreceğiz. Yıllık bazdaki düşüş temmuz ve ağustos verileriyle çok daha belirgin hale gelecek ve eylülde açıklanacak ağustos oranıyla birlikte mayıstaki yüzde 75’e göre 25 puan dolayında bir gerileme ortaya çıkacak.
Bu gerilemenin, “enflasyonla mücadelede zafer kazanmak” olarak niteleneceğinden kuşku yok. Yüzde 50’lere, belki daha da aşağıya inecek yıllık enflasyondan dolayı eylül ayında faizin indirilmesi gerektiği yolundaki görüşler, belki de siyasetten gelecek istekler, baskılar daha da artacak.
Ama Merkez Bankası farklı düşünüyor. Merkez Bankası, yıllık orana değil, aylık orandaki seyre bakacağını ısrarla vurguluyor. Bu çerçevede de mevsimsellikten arındırılmış aylık oranın seyrinin izleneceği ifade ediliyor.
Ancak şimdiye kadar bu mevsimsellikten arındırılmış oranla neyin kastedildiği açıklanmadı. Dolayısıyla TÜİK’in açıkladığı manşet oranın Merkez Bankası’nın mevsimsellikten arındırılmış oranına göre yüksek mi, düşük mü olduğunu bilme şansımız yok. Bu yüzden de TÜİK’in açıkladığı aylık orana bakarak Merkez Bankası’nın bunu nasıl yorumladığını bilemiyoruz. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan mevsimsellikten arındırılmış orandan neyi kastettiklerini kamuoyuyla paylaşabileceklerini dile getirmişti ama bugüne kadar bu konuda bir adım atılmadı.
Bu detay bir yana, dünkü PPK açıklamasının ilk cümlesinde yer alan “Aylık enflasyonun ana eğilimindeki zayıflama mayıs ayında bir kesintiye uğramıştır” ifadesi dikkat çekici. Ancak bu cümledeki “Geçici bir kesintiye uğramıştır” yaklaşımı daha da dikkat çekici. Demek ki Merkez Bankası bu kesintinin geçici olacağı düşüncesinde. Bu düşüncenin neye dayandırıldığı ise belirtilmedi, o kadar detay verilmedi. Belki bu konuya Para Politikası Kurulu toplantı özetinde değinilir.
Ama “geçici” vurgusu şu açıdan önemli; Merkez Bankası faiz artışının “enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda” gündeme geleceğine işaret ettiği için bu sözcük metne özellikle konulmuş. Merkez Bankası adeta şunu söylüyor:
“Tamam, enflasyonun ana eğiliminde mayıs ayında bir zayıflama var ama bu faiz artışını gerektirecek ölçüde belirgin ve özellikle kalıcı değil, geçici; o yüzden bir artış söz konusu değil.”
Kredi ve mevduat piyasalarına önlem
Para Politikası Kurulu metninde, kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasının ek makroihtiyati adımlarla destekleneceği belirtildi.
Ayrıca likidite gelişmelerinin yakından izlendiği ve sterilizasyon araçlarının gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacağı kaydedildi.