EYT’liler ve işverenler neleri merak ediyor?
Filiz Metin / Arabulucu
Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili hususları düzenleyen kanun 3 Mart 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yaklaşık 5 milyon çalışanı etkileyen düzenleme kapsamında, 2023 yılında 2 milyon 250 bin kişi emekli olabilecek. Kanunun aradığı koşullara sahip olanlar herhangi bir süre sınırı olmaksızın, SGK ve e-Devlet'ten başvuru yapabilirler.
Şimdi akıllarda farklı pek çok soru var.
- Çalışanlar; “EYT kapsamında emekliliğe başvuru yapanların hukuki durumu ne olacak? Emekli olup çalışmaya devam etmek isteyenler, emekli olup çalışmaya devam etmek istemeyenlerin durumları nasıl olacak? Bu süreçlerde, çalışan ve işverenin karşılıklı hak ve yükümlülükleri nasıl olacak, emekli olursam aleyhime bir durum olur mu, emekli olup, çalışmaya devam edersem ne olur, emekli olup çalışmaya devam etmezsem ne olur?” gibi soruların cevabını merak ediyor.
- İşverenler ise; “Kıdem tazminatı ödeyeceğim, çalışanım emekli olup çalışmaya devam ederse aleyhime bir durum olur mu, emekli olan personel çalışmaya devam ederse yeni hukuki durumu nasıl olacak, maddi sorumluluklarım nelerdir? Özlük haklarında durum nedir, işyerimde çalışma düzenim bozulacak mı?” sorularına cevap arıyor.
Çalışan-işveren anlaşmasına bağlı
Öte yandan emeklilik hakkı kazanılırken çalışan-işveren ilişkisi nasıl korunacak?
Yaş sınırının kaldırılmış olması nedeniyle toplamda takriben 5 milyon kişinin emeklilik imkân oluştuğu, emeklilik için koşulların ise kısaca, 8 Eylül 1999 öncesi sigortası olanlar, kadınlarda 4A (SSK) 20 yıl, erkeklerde 4A (SSK) ise 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 ile 5975 arası kademeli prim gün şartlarını taşıyor olmak gerekiyor.
Çalışanların ve işverenlerin kafalarındaki soruların cevabının, hem emekliliğe hak kazanan çalışanlar, hem de işverenler bakımından, çalışma ilişkisini çok önemli ölçüde etkileyecek. “Öncelikle ifade etmek gerekir ki, çalışma hakkı Anayasal bir hak ve görevdir. Kimse çalışmaya veya çalışmamaya zorlanamaz. Bu sebeple, emekliliğe başvuru yapma hakkı olan çalışanların, emeklilik için başvuru yapıp yapmamaları kendilerine ait bir karar olacaktır.
Bu durumda çalışan emekli olup işten ayrılabileceği gibi, emekli olduğu halde, işveren için de uygun ise işe devam etmek isteyebilir. Buna göre emeklilik kararı çalışana bağlı, emeklilikten sonra işyerinde çalışıp çalışılamayacağı ise tarafların (çalışan-işveren) anlaşmasına bağlı olacak.
İşten ayrılacaklar ne yapacak?
Çalışanın, işten ayrılarak emekli olmak istemesi halinde, emeklilik sebebiyle istifa dilekçesini işverene iletmesi gerek. İşveren bu durumda, emeklilik sebebiyle çıkış kodu olan KOD-8’den çalışanın çıkışını kuruma bildirecek. Çalışan şahsen Sosyal Güvenlik Kurumu’na gidebilir veya e-Devlet üzerinden başvuru yapabilir. E-Devlet sisteminde başvurunun kolaylıkla yapılabilmesi için bilgi ve yönlendirme videosunun sisteme yükleneceği açıklanmış bulunuyor. Başvuru sonrasında kurum, başvurucunun EYT kapsamında emeklilik hakkının olup olmadığını tespit edecek ve çalışan şartları taşıyorsa çalışana emekli aylığı bağlayacak. Emekli olarak işten ayrılan çalışana kıdem tazminatı ödenecek. Çalışanın bu durumda ihbar tazminatına hak kazanamayacak. Zira ihbar tazminatı, iş ilişkisinin sona ermesinden önce, yasanın öngördüğü süreye uygun olarak karşı tarafa yapılması gereken bildirimin yapılmaması halinde karşı yana ödenmesi gereken tazminattır. İş akdini emeklilik sebebiyle kendisi fesheden çalışanın, işverenden ihbar tazminatı alması bu sebeple mümkün değildir. Çalışan işten ayrıldığından varsa yıllık izin ücreti ve çalışmasından kaynaklanan tüm işçilik alacakları da kendisine ödenmelidir.
Çalışmaya devam edecekler
Ekonomik sebepler veya sair nedenler kişi emekli olsa da, çalışmaya devam etmek istemesine sebep olabilir. Çalışanın genç olması, maddi ihtiyaçlarının olması, işyerinin deneyimli çalışana ihtiyacı olması gibi gerekçelerle bazı çalışanlar EYT’den yararlanarak emekli olup, akabinde yeniden çalışmaya devam etmek isteyebilirler. Bu halde, çalışanın emeklilik işlemlerini gerçekleştirerek işten çıkışını yapmış olması gerektiği için kendisine ihbar tazminatı ödenmeyecek.
Emeklilik sonrası, çalışmaya devam etmek isteyen çalışanın sigorta girişinin işveren tarafından yeniden yapılacak. Bu durumda çalışan çalıştığı ilk döneme ilişkin olarak, isterse kıdem tazminatını almadan çalışmaya devam edebilecektir. Emeklilik sonrası dönemi ikinci çalışma dönemi olarak tanımlarsak; bu ikinci çalışma dönemi bir gün sona erdiğinde, çalışanın hem birinci hem ikinci çalışma dönemi dikkate alınarak ikinci çalışmasındaki son giydirilmiş brüt ücreti üzerinden kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Diğer hak ve alacakları varsa onlarda ikinci çalışma dönemi sonunda ödenir.
Çalışan emekli statüsüne geçerken, birinci çalışması sonunda kıdem tazminatını alarak çalışmaya devam etmek isterse, birinci çalışma dönemindeki son giydirilmiş brüt ücreti üzerinden kıdem tazminatı tavanı dikkate alınarak kıdem tazminatı hesaplanacak. Varsa diğer hak ve alacaklarının da bu aşamada çalışana ödenmesi gerekiyor. Bu durumda çalışan birinci çalışma dönemdeki kıdem tazminatını emeklilikle almış olacağından, çalışanın ikinci çalışma dönemi sonunda hak edeceği kıdem tazminatının, yalnız ikinci dönem çalışma süresi dikkate alınarak hesaplanacağı için bu halde birinci çalışma dönemi sonunda çalışana ödenen kıdem tazminatı, ikinci çalışma dönemi sonunda avans niteliğinde olmayacak.
Arabulucu, hukuki ortamı sağlıyor
Emeklilik sürecinde tarafların haklarının korunması gerekiyor. İşverenler, yoğun emeklilik talebi ile ekonomik zorluklar bir araya gelince ödemelerde bir miktar zorlanabilir veya kısa da olsa taksitle ödeme isteğinde olabilir. Bu şartlarda yıllarca çalışma ilişkisi içinde olan işçi ve işvereni birlikte korumak için en güvenilir kurum arabuluculuk olacak.
Alacağın belli bir rakama bağlanması, tarafların birbirini kırmasına, üzmesine neden olabilecek iletişim kazalarının giderilmesi, ödemenin taksitlendirilmesi, kıdem tazminatını almadan çalışmaya devam edilmesi halinde, çalışanın bir hak kaybı yaşamaması, taraf iradelerinin ne şekilde olduğunun Adalet Bakanlığı lisanslı arabulucularca resmi olarak kayıtlanması her iki tarafın da menfaatinedir. Tarafsız olan arabulucuların sürece dahil edilmeleri ile süreç yazılı ve resmi hale geleceği gibi, sürecin doğru yürütülmesi ile, anlaşma ve çalışma ilişkisinin istikrarı sağlanabilecektir.