Evimizdeki kimya ve tehlikeli atık
Evimizin kapısını kapatınca güven duyarız. Yuvamız en küçük ekosistemimizdir. Barındığımız, mutlu olduğumuz, aynı bir fabrika gibi enerji, su tükettiğimiz, atık oluşturduğumuz evimize günlük yaşamın gereği pek çok ürün ve ambalajı girer. Evdeki yaşamı kolaylaştıran ürünlerde tehlikeli kimyasallar bulunurken, ev tehlikeli atık çıkarır. Ev kimyasalları (Temizlik ve Kişisel Bakım Ürünleri; Boyalar, Cilalar, Mürekkep ve Yapıştırıcılar, Ev ve Bahçe Böcek İlaçları, Fotoğraf Kimyasalları); Ecza Ürünleri; İnşaat ve Yıkım (Asbest, İşlenmiş Ahşap, Katran ve Katranlı Ürünler); Taşıt Bakımı (Yağ Filtreleri ve Kirlenmiş Emici Malzemeler, Temizlik Ürünleri, Yüzey Cila, Antifriz) evsel tehlikeli atığa sebep olur. Bu atıklar tutuşabilir, patlayabilir, tahriş edebilir, hava-su-kimyasalla temasta zehirli gaz çıkarabilir, korozif, toksik, enfeksiyon yapıcı olabilirken, çevremizde ekotoksik etki yaratabilir.
Sayılan bu ürün grupları iç tüketime arz ve ihracat yapan devasa sektörleri temsil etmektedir. Bu nedenle üretici-tüketici ilişkisinde ürün içeriği ve etiketi önem kazanır. Etikette "Alevlenir, Toksik, Patlayıcı/Reaktif" gibi bilgi ve işaretler bulunur. İnsan ve doğa sağlığı mühim. Kimya endüstrisi ve atık yönetimi için mevzuatımız var. Avrupa Yeşil Düzen Belgesi hedefleriyle uyumlu, Ekim 2020 tarihli "Sürdürülebilirlik için Avrupa Birliği Kimyasallar Stratejisi" var. Avrupa rakamlarına göre belediye atığının yaklaşık yüzde birini evsel tehlikeli atıklar oluşturmakta. Bu değer yılda kişi başı 5-6 kg tehlikeli atık demek.
Evde ayrı toplama, periyodik teslim alarak toplama, perakende satış noktalarında toplama, atık getirme merkezlerinde toplama, çöpte ayırma ile mevzuata uygun tehlikeli atık yönetimi başarılmalıdır. Burada tüketicinin alış veriş ve atık yönetimi davranışı ile yurttaş-belediye-lisanslı toplama ve ayırma-yönetim zinciri önem kazanır. Başarıyı artıracak ikinci husus ürünlerin kimyasındadır. Kimya sektörü üretirken toksik girdilerini azaltırken, mevcut en iyi atık yönetimi ile sürdürülebilir üretim yapmalıdır. Ürünlerin su, karbon ve atık ayak izleri düşük olmalıdır. Üretimleri, formülasyonları gözden geçirme, yeşil kimyanın ürünlere iz düşümü, inovasyon artık bir seçim değil, zorunluluktur. Yoksa ihracatın kapılarını açmak zor olacak.
Dönem Başkanlık görevi İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından yürütülen Kimya Sektör Platformu 10. Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası 12-13 Mart 2021 tarihlerinde çevrimiçi gerçekleştirilecek. Sektörün gelişmek için ödevi çok.
Kolay gelsin.