Euroda “Hamilton Anı”
Nisan ve mayıs ayları Euro Bölgesi siyaseti açısından birbirine zıt iki ay olarak tarihe geçecek. Ve tarih bu iki aydan sadece bir tanesinin gösterdiği yoldan devam edecek. Ne demek istediğimi biraz açmam gerekiyor. Geçtiğimiz haftalarda önce Alman yüksek mahkemesinin, ECB’nin (Avrupa Merkez Bankası) varlık alımlarının hukuka uygunluğunu sorguladığı kararını gördük. Mahkeme ECB’ye 3 ay tanıyarak varlık alımlarında düzenlemeler yapmasını istedi. Ancak aynı konu 2019 yılında Avrupa Adalet Divanı’nda zaten görüşülmüş ve yapılanların kurallara uygun olduğu kararına varılmıştı. Dolayısı ile bölgede çift başlılık ve hiyerarşi konusu bir kez daha gündeme gelirken entegrasyon probleminin devam ettiği de görüldü. Ancak çok kısa bir süre sonra kargaşanın ortasında iki lider Macron ve Merkel, COVID-19 sorununun yarattığı ekonomik hasarın giderilmesine yönelik ortak bir fon kurulacağını açıkladı. Ortak bir fon fikri elbette devrimci bir fikir değil. ESM gibi üye ülkelerin ortak hareket ettiği mekanizmalar zaten mevcut. Bu defa farklı olan Merkel ve Macron’un önerisinde hibe fikrinin öne çıkıyor olması. Nitekim Yunanistan krizi dahil üye ülkeler arasında aktarım mekanizması şu ana kadar ağırlıklı kredi mekanizması üzerinden işledi. Yani uygun koşullarla kredi açarım ve zamanı geldiğinde faizi ile geri alırım. Yabancı kaynaklarda bu teklifin “Hamilton anı” olarak adlandırılmasının nedeni de bu tavır değişikliği. ABD’nin kurucu babalarından Alexander Hamilton aynı zamanda eyalet borçlarının ortak bir borç yani federal hale getirilmesinin fikir babasıdır da. Günümüzde Fed sadece federal tahvilleri almak sureti ile para politikasını yönlendirirken ECB; Alman, Fransız, İtalyan ve hatta G. Kıbrıs tahvillerini bile para politikasına konu etme durumundadır. Bu nedenle sadece tek bir ülkenin batma riski tüm bölgenin batması anlamına gelebiliyor. Oysa ABD’nin herhangi bir eyaletinin batması ABD Hazinesi açısından risk teşkil etmez. Dahası hükümet NY eyaletinden gelen vergiyi petrol fiyatlarının çakılması nedeni ile zor zamanlar yaşayan Texas’a rahatlıkla aktarabilir. Euro Bölgesi’nde ise ülke hazineleri arasında böyle bir aktarımın söz konusu olmadığını biliyoruz. İşte bu nedenlerle iki liderin teklifi Euro Bölgesi ve euro için devrimci bir fikir ve euro alımlarını da hızlandıran bir adım. Euro 1.1380’i kırdığından 1.19’a doğru hareketini devam ettirecek. Ancak iki sorun var: Söz konusu fon tüm üye ülkelerin onayını almalı. Kuzey Avrupa ülkeleri net bir şekilde hibe mekanizmasına karşı olduklarını ve kredi mekanizmasın desteklediklerini açıkladı. İkinci sorun ise biraz daha temel. Dünya ticareti önümüzdeki yıllarda daralacak, bu Almanya’nın da ticaret fazlasının daralması demek. Ticaret fazlası euro için önemli dinamiklerden bir tanesi. Euro, dolar gibi geniş çapta kabul edilen bir rezerv para birimi olmasa da dünyadaki en büyük ticaret bloğunun para birimi olduğu için talep görüyor. Ticaretin gerilemesi euro için olumlu bir dinamik değil.