Euro babasını kaybetti, hayali dünya parasıydı
Hafta başında kaybettiğimiz Robert Mundell iz bırakan bir ekonomistti. Pek çok iz bıraktı, en bilineni de Euro’ydu.
1999 Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanan Robert Mundell’in lakabı ‘Euronun Babası’dır. Ölümünün ardından bu konu çok yazıldı, çizildi. Tekrar uzun uzadıya yazmaya gerek yok. Peki, Euro başarılı bir proje miydi? Bence öyleydi. An itibariyle birbirlerinden neredeyse tamamen farklı 19 ülke ortak paraya ve ortak bir merkez bankasına sahipler ancak bildiğimiz anlamda ortak bir bütçe ya da maliyeleri yok. Normalde böyle bir sisteme başarılı olacak gözüyle bakmazsınız ama her şeye rağmen sorunlu bir kaç üye dışında gayet güzel bugünlere kadar geldi.
Tek para birimi kullanımı, kişilerin, malların, hizmetlerin ve sermayenin AB içinde serbest dolaşımını temin eder, tek pazar anlayışını tamamlar. Tek para kullanımı ile süreç tamamlanır. AB vatandaşlarının alım güçleri korunur, sınırlar arasındaki para bozdurma işlemlerinin maliyeti de kalkar. Yani tek para birliği “birlik” yapmıştır.
Ama Mundell’in gönlünde yatan aslan bir dünya parasıdır. ‘Tek dünya, tek para’ isterdi o. 2008 krizinin ardından Mundell’e sormuşlar “Şimdi ne olacak” diye. Euro’nun dolara karşı daha da değerleneceğini öngörmüş. Bu öngörüyü yapmak için Nobel ödüllü olmaya gerek yok ama Mundell, CNBC ile söyleşisinde “Bir şeyi değiştirme şansı verilseydi neyi değiştirirdiniz” sorusuna “Ortak bir dünya para birimi oluştururdum” demiş. IMF’nin SDR’sinden farklı bir para bu. Dolar, Euro, yen, sterlin ve bir de yuan bir araya gelecek ve bir dünya parası ortaya çıkacak.
Kulağa hoş geliyor ama inanılır değildi. Başarılı olma şansı da yoktu. Bırakın tek parayı birlikler bile korunamadı. Nafta’dan Paris İklim Anlaşması’na kadar neredeyse her şey dağılmıyor muydu? Başta doların mevcut halinden memnun olan ABD istemezdi böyle bir şeyi... İngilizlerin ise ulusal paralarından vazgeçip, merkez bankasının anahtarını başkasına vermeyi kabul edebileceklerini düşünemiyorum bile. Öyle de oldu, vermediler. Ve en sonunda parasal birlik bir yana Avrupa Birliği’nden ayrıldılar. Mundell’in hayali de tarih sayfalarında kalır ve bir anı olur gider.