Eskiyi unutun, yeni bir dönem başladı
Ticaret savaşı resmen başladı. Eskiyi unutun, yeni bir dönem başladı. Hesaplar buna göre yapılmalı, pozisyonlar buna göre belirlenmeli, tahminler ve hedefler buna göre revize edilmeli.
Bir dönem dünyada kalkınmanın itici gücü Amerika pazarıydı, Amerikalı tüketicilerin tüketim iştahıydı. Yirminci yüzyılın ikinci yarısına, yüksek ve uzun büyüme hikayesi ile damga vuran ülkeler bu sayede büyüyebildiler.
Almanya, Japonya, Çin, Singapur, Finlandiya ve Güney Kore gibi ülkeler özellikle 1955-97 yılları arasında uzun ve yüksek büyüme dönemi yaşadılar. Bu büyüme performansının ortak noktası ihracata dayalı olmasıydı. Fason ya da taşeron üretim ile başladılar ama teknolojik derinleşmeyi ve bilgi birikimini birkaç sektörde yakalayıp diğer alanlara uyguladılar. Araştırma ve geliştirmeye önem verdiler, binlerce patent ürettiler. Ve dünya markaları yarattılar. Hükümetler izledikleri sanayi, kur ve ticaret politikaları ile bu ülkelerin firmalarına uygun ortam yaratırken, eğitim politikaları ile işgücünün niteliğini artırdılar. Kredi ve sübvansiyonlar ve diğer destekler aracılığıyla uygun koşullu finansmana erişimin yolunu açtılar.
Ancak bir şey daha vardı: Üretilen malların satılabileceği büyük bir pazar. Bu ülkelerin hızlı büyüme dönemlerinde, ürettikleri malları rahatça satabildikleri dev bir pazar vardı, o da ABD. Hızla genişleyen ABD pazarı ve Amerikalıların doymak bilmeyen tüketim iştahı, bu ülkeler için bir fırsattı. Ne ürettiyseler ABD'ye rahatça sattılar.
Oysa şimdi ABD uyandı; herkesin her istediğini satabileceği bir pazar olmaktan çıkma yolunda 2 Nisan'da önemli bir adım attı. Farklı bir oyun oynamaya başladı. Peki, bu yeni dönemde neler olacak?
--Korumacı önlemler daha da artacak. Bu işe mesafeli duran ülkeler bile yeni önlemlere başvurmak zorunda kalacaklar.
--Ticaret hacimleri daralacak, küresel büyüme hız kesecek. Maliyetler artacak, birçok ülkede enflasyon yükselecek.
--Bazı ekonomiler resesyona girecek, stagflasyon vakalarıyla daha sık karşılaşacağız. Büyük buhran olmasa bile küçük krizler yaşanacak.
--Küresel kurumlar zayıflayacak. G20 gibi zaten güçsüz olan platformlar daha da güçsüzleşecek.
--Şirketler sürdürülebilirlik ajandalarından geri adım atmaya başlayacaklar.
--Demokrasiler zayıflayacak, sistemi delme çabaları artacak.
Türkiye etkilenecek mi?
ABD'nin Türkiye'ye uygulamaya başladığı oran birçok ülkeye göre nispeten daha düşük olduğu için, ortaya çıkan manzara bizim için "kötünün iyisi” olarak değerlendirilebilir. Doğru iş birlikleri ile bu süreçten pozitif etkilenebileceğimizi düşünenler var.
Türkiye için yüzde 10 olarak uygulanacak gümrük vergisinin özellikle Asyalı rakiplere nazaran düşük olması elbette bir avantaj oluşturuyor. Ancak, AB başta olmak üzere ana pazarlarımızın sarsıldığı ve daraldığı bir süreçten zarar görmeden çıkmak oldukça zor olacak. Ayrıca, ihracatçılar ABD pazarına girmekte zorlanan Çinlilerin, alternatif pazarlara agresif fiyatlarla gireceğine dikkat çekiyorlar. Haklılar da...
Çinliler fiyat rekabeti yapabilecek üretim kasına sahipler ama biz pek çok üründe henüz bu seviyeye ulaşamadık. Bu yüzden acilen bu esnekliğimizi artırmamız ve fiyatlarda rekabetçi seviyeye gelebilmemiz gerekiyor. Son yıllarda tekstil ve hazır giyim sektörlerinde yaşadığımız sıkıntıları, diğer sektörlerde de yaşamamak için bu adımları bir an önce atmalıyız.
Kısacası, küresel ekonomik dinamiklerin hızla değiştiği bir dönemde, Türkiye’nin stratejik olarak esnek ve rekabetçi olması gerekiyor. Ama nasıl?
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.