Eskişehir'in 150 yıllık markası, önünde kuyruk eksik olmuyor

Ali BAŞ
Ali BAŞ Eskişehir Notları

Eskişehir’e dışardan gelenler “geleneksel çarşıyı” gezerken, pek de alışık olmadıkları bir durumla karşılaşıyorlar…

Değirmen sokakta bulunan Tanınmış helvacının önünde her zaman uzun bir kuyruk oluyor. “Neden diğerlerinde kuyruk olmuyor” sorusu akıllara düşüyor…

Nedeni tarihi!

Tanınmış Helvacı Eskişehir’in en eski markası. Adını da zaten kurucuları değil, Eskişehirliler verdi… 1930’lu yıllardan bu yana Tanınmış Helvacı deniyor. Eskişehir’in 150 yıla ulaşan tek işletmesi! 1875 yılından bu yana Eskişehir’in geleneksel çarşısında Eskişehirlilere hizmet veriyor.  Odunpazarı’nın yerlilerinden Sefilizade Mehmed Ağa 1875 yılında Taşbaşı Çarşısı’nda helva ve şerbet üretmeye başlıyor.  Kısa sürede Eskişehir ve çevresinde nam salıyor…

İşleri daha sonra oğlu Sefili Ahmet efendi devralıyor. O dönemki tabirle “el alıyor” Helvanın yanında yağ ve tahin imalatı da yapılıyor…

3. kuşak Osman bey aile büyükleri savaşa gittiğinden küçük yaşta işlerin başına geçiyor.  Soyadı kanunu çıkınca “Canbulat” soyadını alıyor. Helva ve yağ ile birlikte tuz satışına da başlıyor…

3. Kuşakta işyeri istimlak ediliyor

Osman beyin çocukları Mehmet, Erdoğan ve Ekrem Canbulat, birlikte çalışıyor. Çarşı’nın yenilenme çalışmaları sırasında Taşbaşı’ndaki dükkanları istimlak ediliyor ve 1989 yılında Değirmen sokaktaki evlerinin altında imalata ve satışa devam ediyorlar. Ekrem Çanbulat firmanın kurumsallaşmasında etkin rol oynuyor. Firmanın 5. Kuşak temsilcileri ise Özgür Canbulat ve Onur Canbulat…

Özgür Canbulat, firmalarının geçmişi konusunda kapsamlı araştırmalar yapıyor. Aynı zamanda Eskişehir’in eski fotoğraflarından da hatırı sayılır bir koleksiyonu var. Eskişehirli tarihçi Prof. Dr. Zafer Koylu’da bu araştırmalara destek oluyor. Yunan işgali sırasında Eskişehir’in yakılıp, yıkıldığını bu nedenle sicillerin kaybolduğunu belirterek anlatıyor:

-1927 yılında bir yasa çıkarılıyor. “Ticaret ve esnaf odaları gazetelerde üye listelerini ilan etsin” diye. Tanınmış Helvacı bu listede yer alıyor.

Dedesine helva sattığımız müşterilerimiz var

Canbulat’a şu soruyu soruyorum:

-Ben de kuyrukta bekleyenlerdenim. Yağmur yağıyor bekliyorlar, sıcaklarda bekliyorlar. Soğukta bekliyorlar. Siz vatandaş kuyrukta beklerken ne düşünüyorsunuz?

-Bizim için takdir vesilesi! Eskişehirlilerin sahiplendiğini düşünüyoruz. Dedesine helva sattığımız insanlar var ve onlarla sohbet ediyoruz. Geçenlerde 86 yaşında bir dedemiz geldi. Kırım göçmeni. Çocukluğunda çıraklık yaptığını söyledi. Onları dinliyoruz. Bu anılar bizim sevinç kaynağımız.

Ticaret yapmıyoruz geleneği yaşatıyoruz

Asıl yaptıklarının ticaret olmadığının da altını çiziyor Canbulat:

-Biz ticaretten ziyade geleneği yaşatıyoruz. Ofis imalathane ve dükkan olarak kullandığımız bu binayı dedem evlendiği zaman babama hediye ediyor…

Tanınmış Helvacı, endüstriyel üretime geçme taraftarı değil! Talep oldukça fazla olmasına rağmen…

Canbulat, niçin Endüstriyel üretime geçmediklerini şu cümlelerle anlatıyor:

-Geleneksel olarak üretiyoruz. Endüstriyel üretime geçtiğimiz zaman bu kaliteyi ve lezzeti bulamayız. Butik üretim tarzı her zaman iyidir. Biz tahin üretimi için susamı Ege bölgesinden alıyoruz. Daha ucuz olmasına rağmen ithal susam kullanmıyoruz. Zaten yerli üreticide çok az kaldı. Tahini de yıllardır Uşak’tan alıyoruz.

-Helvanın fiyatı sizde ortalamanın üzerinde itiraz gelmiyor mu?

-İtiraz eden inanın hiç olmadı. Diğerlerine göre iki katına satmamız gerekiyor ama biz çok az bir fiyat farkıyla satıyoruz.

Ahilik geleneği yaşıyor

-Pazar günü açmıyorsunuz bilinçli bir tercih mi?

-Evet bilerek yapıyoruz. Pazar günü açmıyoruz. Her gün saat 17.00’de kapatıyoruz. Komşularımız var ve onlar da iş yapsın istiyoruz.

-Firmanız bu yıl 150. Yılını kutluyor. Atalarınız helvayı ilk yaptığında Anadolu’da şeker yoktu. Nasıl yapıyorlarmış? Doğrusu merak ettim!

-Bal ve üzüm suyu ile yapılıyormuş…

-Şimdi yapılamaz mı?

Canbulat, gülüyor ve şu yanıtı veriyor:

-AR-GE çalışması yapmamız gerekiyor! Kardeşi Onur’a bakıyor. Onur Canbulat, işletmenin ürün geliştirme, dijital pazarlama ve AR-GE bölümüne baktığını hatırlatıyor.

Köklü markaların müşterisi köklü olur

Özgür Canbulat, gelecekte marka değerini koruyan firmaların tüketici tercihlerinde ön sıralarda yer aldığına dikkat çekiyor:

-Eğer bizim gibi markalar zamanın ruhuna yenilmez, değişen koşullara uyum sağlarsa köklü markaların müşterileri de köklü olacak.

Canbulat’ın son sözü:

-Atalarımızdan devraldığımız 150 yıllık marka mirasını geleceğe taşımak istiyoruz. Geleneksel üretim tarzıyla geleceğe geçmişten bir tat bırakıyoruz.

 

 

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Eskişehir’in rekoru! 03 Aralık 2024