Eski defterleri açıp bakmak gerek
Merkez Bankası’nın attığı adımları yetersiz bulan ve yüksek negatif reel faizin sürmekte olduğuna dikkat çeken yabancılar, Türkiye’nin enflasyonla yaşamaya devam edeceğini düşünüyorlar. Daha önce yüksek enflasyonu geçici bir gelişme olarak gören ve buna göre planlama yapan işletmeler için son gelişmelerden sonra yeni bir durum oluştu. İş planlarının artık buna göre yeniden yapılması gerekiyor. Özellikle 2024 bütçe ve iş planlarının yapılmaya başlandığı bugünlerde daha dikkatli davranmaya ihtiyaç var.
Geçen hafta Merkez Bankası gelecek üç yıla ait enflasyon tahminlerini yukarı taşıdı. Perşembe günü Temmuz ayı enflasyon verileri açıklandıktan sonra çıkan yabancı finans kuruluşlarının raporlarına baktım; onlar da hem 2023, hem de 2024 tahminlerini yukarı yönlü revize etmişler.
Mesela Morgan Stanley yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 62’ye yükseltmiş. Kuruluşa göre TÜFE gelecek yıl Mayıs ayında yüzde 67’yi görecek. Benzer revizyonlar diğer kuruluş raporlarında da görülüyor.
Bir yanda TL’nin seçimden sonra yaşadığı şiddetli değer kaybı, yine seçimlerin ardından vergilerde yapılan artırımlar ile yılbaşından bu yana gelen ücret artışları ve bunların enflasyona yukarı yönlü etkisi var. Diğer tarafta ise Merkez Bankası’nın haziranda başlattığı “ölçülü” ve “kademeli” faiz artırımları var.
Bu tabloya bakan yabancı kuruluş analistleri önümüzdeki dönemde enflasyonun yükselmeye devam edeceğini tahmin ediyorlar. Enflasyonun gerileyeceğine ve hedefe yaklaşacağına inanan tek bir kuruluşa bile rastlayamadım. Enflasyona yol açan faktörlere, bozulan beklentilere ve oluşan katılığa bakan, buna karşın Merkez Bankası’nın attığı adımları yetersiz bulan ve yüksek negatif reel faizin sürmekte olduğuna dikkat çeken yabancılar, Türkiye’nin enflasyonla yaşamaya devam edeceğini düşünüyorlar.
Burada özellikle üzerinde durulan nokta politika faizi ile beklenen enflasyon arasındaki makasın ulaştığı boyut. Mesela BBVA’ya göre politika faizi enflasyonun çok altında kalırsa enflasyon beklentilerini düzeltmek çok zor olacak. Citi’ye göre ise Merkez Bankası’nın mevcut kademeli yaklaşımı muhtemelen sermaye girişi sağlamak için yeterli olamayacağı gibi TL varlıklara kayışı sağlayamayacak ve enflasyonist beklentileri hedeflere doğru çapalayamayacak.
Goldman Sachs ise şu ana kadar ki politika duruşunun Ortodoks politikaya dönüldüğü konusunda piyasaları ikna edecek boyutta olmadığını söylüyor.
Bunlar yabancı kuruluş beklentileri ama içerideki finans kuruluşları da çok farklı düşünmüyorlar. Onlar da enflasyon tahminlerinde benzer revizyonlar yapıyorlar. Yani kamu ya da özel, yerli ya da yabancı fark etmiyor neredeyse tüm taraflar Türkiye’nin görünür gelecekte bir yüksek enflasyon ülkesi olmaya devam edeceği hesabına göre planlarını yapıyorlar.
Peki, böylesi bir ortamda şirketler ne yapmalı?
Daha önce yüksek enflasyonu geçici bir gelişme olarak gören ve buna göre planlama yapan işletmeler için son gelişmelerden sonra yeni bir durum oluştu. İş planlarının artık buna göre yeniden yapılması gerekiyor. Özellikle 2024 bütçe ve iş planlarının yapılmaya başlandığı bugünlerde daha dikkatli davranmaya ihtiyaç var. 2001 yılı öncesi dönemde firmaların nelerle karşı karşıya oldukları, nasıl davrandıkları; hangi aksiyonların hangi sonuçları verdiğine bakılması gerekiyor. Yani eski defterleri çıkarıp bakma zamanı geldi.