"Erken faiz indirimi kapıda mı, değil mi?"

Emre ALKİN
Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI

Normalde Temmuz ayı TÜFE oranlarını tartışmamız gereken bir zamanda küresel piyasalarda meydana gelen paniği konuşacak hale geldik BIST dahil olmak üzere tüm hisse senedi piyasalarında ciddi bir bozulmanın gerçekleştiğini, sermaye piyasalarındaki zararların tazmini için kripto paralardan altına kadar her mecrada ciddi bir satışın egemen olduğu görülüyor. 

Diğer taraftan, Amerikan tahvillerine ciddi bir alım geldi ve 2 yıllık tahvil faizler ile 10 yıllıklar eşitlendi. Tüm bunlar yatırımcıların daha düşük riskli mecralara doğru koştuğunu gösteriyor. Olan bitenleri sadece uzak doğudaki gelişmelere bağlamak yanlış olur. Küresel bozulmanın üç ana sebebi var: 

- ABD ekonomisinden gelen bozuk sinyaller

Faiz artışlarına rağmen enflasyonun tatmin edici hızla düşmemesi, faizin yüksek kalması sebebiyle resesyon riskinin artması

- Japon Yeni’ne müdahale

Uzun zamandır oldukça değersiz seyreden Yen'e yapılan müdahale sebebiyle dengelerin bozulması ve Japon İhracatçı firmaların hisselerine gelen ciddi satışlar 

- Sıcak çatışma riskinin hiç olmadığı kadar artması

Powell'ın daha önceki itidalli açıklamalarına rağmen küresel piyasalardaki bozulmanın Fed'in acil toplantıya gitmesi için baskı oluşturduğu görülüyor. Powell ve ekibinin faiz indiriminde geç kalmasının ağır faturası olacağı üzerine yorumlar yapılmaya başlandı. Aslına Amerikan Ekonomisinde şu an için bir resesyon emaresi yok ancak, düzelmenin dengeli şekilde tüm ülkeye yayılmadığı ortada. Bu sebeple Trump sempatizanlarının gün geçtikçe çoğunluğu sağlamaya başladığı görülüyor. Belirsizlik arttıkça piyasalar geriliyor. 

Japonya'da Yen'e yapılan müdahalenin yarattığı zararlar sebebiyle, yatırımcıların zarar tazmini için yurt dışından dolarlarını getirip Yen'e çevirmesi ciddi bir kriz yaratabilir. Açıkçası hem 1990'ların sonunda hem de 2008 krizinde buna benzer gelişmelerle Japon Yeninin aşırı değer kazanıp ülkeyi krize soktuğunu biliyoruz. Benzer bir gelişmenin yaşanması pekâlâ mümkün. Bundan 10 yıl önce Dolar/Yen 75-80 arasındayken geçen hafta 160'a kadar gelmişti. Şimdi ise 140 seviyelerinde. Eğer NIKKEI 'deki çöküş devam ederse, Japonların ve Japonya'da yatırım yapanların yurt dışındaki Dolarlarını getirmesi beklenebilir. Bu durum Yenin daha da değerlenmesine sebep olabilir. 

Sıcak çatışma riski her zaman tazeliğini koruyor. Enerji ve gıda üzerindeki baskısı sebebiyle enflasyon endişeleri sürekli taze kalıyor. Bu sebeple beklentiler bıçak sırtı bir dengede seyrediyor. Bu durumda kaldıraçlı işlem yapanlar sürekli diken üzerindeler ve her ani gelişmede pozisyonları kapatmak için hazır bekliyor. Bunun üzerine bir de "computer trading" dediğimiz insan eli değmeden yapılan algoritmik işlemler var. Bir anda büyük satışlar yapabiliyorlar. Bunların üst üste gelmesi bu sonucu yaratmış gibi gözüküyor.  

Özetle, profesyonellerin bile dikkatli olması gereken bir süreçteyiz. Merkez bankalarının vaktinden önce faiz düşürmesine yol açacak bir süreç ortaya çıkabilir. Fed'in erken hamle yapması TCMB'nin de daha önce sarf ettiği sözleri unutmasını sağlayabilir. Amerikan Merkez Bankası'nın ilk toplantısı 17-18 Eylül'de gerçekleşecek. TCMB ise 19 Eylül'de toplanacak. 

Fed'in bir sonraki toplantısı Kasım'da gerçekleşeceği için, piyasalarda panik havası devam ederse ilk faiz kararının Eylül'de olması mümkün. Bu durumda eldeki şartlar dahilinde TCMB bu kararı takip edebilir. Döviz kurları o güne kadar yükselmeye devam edeceği için kimsenin faiz düşüşünü dert edeceğini düşünmüyorum. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar