Enflasyonun özel diyaliz merkezlerine etkileri
Zafer ÖZCİVAN
Ekonomist
Diyaliz merkezleri, benim gibi diyaliz hastalarına sürekli olarak hizmet veren işletmelerdir. Şöyle ki, özel günler, tatiller, bayramlar bu işletmeler için geçerli değildir. Diyaliz hekimlerimiz, hemşirelerimiz, sağlık memurlarımız, hasta bakıcılarımız sürekli olarak üzerimize titreyerek görevlerini yapmaya çalışmaktadır. Onlara minnettarız.
Türkiye’de yaklaşık diyaliz hastası olarak 62 bin hastayız ama maalesef her yıl bu sayının %10’unu kaybediyoruz.
Bizlerin olmazsa olmazı olan diyaliz merkezleri biz hastalardan hiçbir ücret talep etmeden sadece sosyal güvenlik kurumu tarafından ödenen düşük bedellerle faaliyetlerini dürdürmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda ekonomik olarak yaşadığımız süreç içerisinde maddi olarak zor durumdadır ve hatta ekonomik olarak yaşamaları imkânsız hale gelmiştir. Şöyle ki;
2006 ile 2021 yılları arasında asgari ücret %643,6, Euro %450 motorin %344,5, enflasyon %421,3 artmasına rağmen hemodiyaliz seans ücretine 2006-2021 yılları arasında 15 yılda sadece %150 artış yapılmıştır. SGK tarafından bu kadar yüksek maliyetler oluşmasına rağmen seans başına 345 TL ödenmektedir.
Yükselen maliyetler karşısında diyaliz merkezlerinin faaliyetlerini sürdürmeleri zora girmiştir ve çıkış yolu aramaya başlamışlardır. Ayrıca servis ücretleri ve tedavi sırasında verilen ikram bedeli SGK tarafından ödenmemektedir. Yasal olarak da başka bir hizmet vermeleri mümkün değildir.
Biz diyaliz hastaları için vazgeçilemez konumda olan bu tedavi merkezlerinin yetkililerce sorunlarının giderilmesini beklemekteyim.
Buraya kadar olan bilgileri Ankara Ticaret Odası Meclis Üyesi Raşit Kantaroğlu’nun yazısından aldım.
Yukarıdaki tabloda çeşitli ülkelerde verilen diyaliz tedavisi ücretlerini görüyorsunuz. En düşük ücretin ülkemizde olduğu bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Tabloyu Dr. Bünyamin Altındal hocamızdan aldım ve hocamız bakın neler söylüyor.
Ülkemizdeki özel diyaliz merkezleri yüksek kalite standartlarında hizmet vermekte olup; Sağlık Bakanlığı tarafından diyaliz hizmetlerine özel olarak hazırlanmış” Hizmet kalite standartları “ile denetlenmektedir. Bu haliyle Avrupa ve ABD standartlarında hizmet veriliyor olmasına rağmen ülkemizdeki hemodiyaliz geri ödemesi dünyadaki en düşük fiyattır.
Özel diyaliz merkezleri sektörle iflasla karşı karşıyadır. Andemi nedeniyle oluşan ilave maliyetler, yaşanan olağanüstü döviz kuru artışı, kasım ayı sonu ÜFE deki %48 lik artış kira gibi enflasyonla artan giderler ve 2022 ocak ayından geçerli asgari ücrete yapılan zamla birlikte personel giderlerinde oluşacak artış da göz önüne alındığında 650 TL’yi aşacak maliyet; hizmet başına sabit 345 TL olarak ödenen seans ücreti ile karşılanamayacak, sektör kapanma riskiyle yüz yüze kalacaktır. Maliyetlerini karşılayamayan sektörde, diyaliz kalitesinde olası azalma, ilave ilaç kullanımı ve hastaneye yatış oranlarını da arttıracak, kamu maliyetinde ek yüke sebep olacaktır.
İstirhamımız;
Pandemi süresince tüm riskleri ve ilave maliyetleri göğüsleyerek ülke genelinde hizmeti aksatmayan, diyaliz hizmetini dünya kalitesinde yürüten, ülkemizde yaşanan depremlerde stratejik ve hayati önemi bir daha ortaya çıkan özel diyaliz merkezlerinde yaşanmakta olan olumsuz gidişe karşı acilen önlem alınmazsa, önceki yıllarda yaşandığı gibi iflaslar ve kapanmalar olmasından, biz yerli yatırımcı olarak hak etmediğimiz bir mağduriyet yaşamaktan, vatandaşımıza da hizmet sunumunda sıkıntıların meydana gelmesinden endişe duymaktayız. Saygılarımla arz ederim.
Bizler için hayati önem taşıyan bu konunun devlet büyüklerimiz tarafından ele alınacağına ve çözüm bulunacağına inanıyorum.