‘Enflasyonu boş ver, sen yeter ki yüksek zam ver!’
İktidarın ekonomide birinci önceliğinin ne olduğu sorulsa, vatandaş ağırlıkla “Enflasyonu düşürmek” yanıtını verir. Çünkü bu yönde çok yoğun bir çaba gösterildiği gibi bir algı oluşmuş durumda. Bu algı herkes için geçerli değilse de en azından büyük bir kesim bu düşüncede. Hem zaten böyle bir çaba yoksa da yapılanların mutlak doğru olduğuna peşinen inanan bir kesim hep var.
“Faiz sebep, enflasyon neticedir” denilerek faiz indiriliyor; “Artık enflasyon düşecek” diye bir alkış kopuyor!
“Faiz sebep, enflasyon neticedir” açıklamalarının mürekkebi kurumadan bu sefer faiz artırılıyor; “Artık enflasyon düşecek” diye yine alkış kopuyor!
Siyahla beyaz gibi bir durum!
Önceki mi yanlıştı, şimdiki mi yanlış?
İkisi de doğru olamayacağına göre birinden biri yanlış.
Hangisinin doğru olduğu üstünde duracak değilim. Zaten bu konuyu tartışmaya açmak bile gerekmiyor.
Bugün için soru başka; Türkiye enflasyonla mücadele edebiliyor mu ya da ediyor mu?
Aslında “miş-muş” gibi yapılıyor!
Türkiye yıllardır enflasyonla mücadele ediyormuş gibi yapıyor!
Oysa gerçekte bir mücadele yok!
Enflasyonun nimetlerini, evet yanlış yazmadım nimetlerini eski Hazineci bir dostumun yorumuyla belki yarın, belki daha sonraki günlerde detaylı olarak aktarmaya çalışacağım.
Yüksek zam, bin ayıbı örtüyor!
Yüksek enflasyonun en çok Hazineye ve borçlu şirketlere, tabii ki kişilere de yaradığı ortada.
Sabit gelirli vatandaş ve özellikle emekliler mi, onları hiç sormayın!
Ama onlar da belli dönemlerde verilen zamlara odaklanıyor ve yüksek zam verildiği takdirde enflasyonu bir anda adeta unutuveriyor.
Bu gerçeğin en çok farkında olan ve bunu kullanan da iktidar...
Şimdi hazırlıklar yılbaşı için...
Ortada enflasyon gibi bir ayıp var.
Bu ayıbı örtecek olan da yüksek zam.
Ama bu ayıbı örtmenin de bir zamanı var.
Unutmayalım; en son verilen zam, en akılda kalan zamdır!
Yerel seçimden önce örneğin bu yılın ortasında verilen zammı yüksek tutup yılbaşında verilecek olanı daha düşük belirlemek siyaseten akıllıca olur muydu? Herkesin aklında son zam kalacağına göre, tabii ki olmazdı.
Şimdi yapılacak olan da bellidir. Yerel seçimden önce yapılacak yılbaşı zammının oranı yüksek tutulacak ve böylece enflasyon ayıbı bir ölçüde örtülecektir.
Zaten enflasyonun sorumlusu olarak hükümeti görmeyen, fiyat artışlarını hâlâ dış güçlere bağlayan, hâlâ tüm dünyada bizdeki gibi bir sıkıntı olduğunu düşünen çok geniş bir kesim bulunduğu dikkate alınırsa yılbaşında verilecek yüksek oranlı bir zam adeta lütuf gibi kabul edilecektir.
Böylece ayıp örtülmüş ve iktidar yerel seçime elini güçlendirmiş olarak girecektir.
Kamuoyu yüksek enflasyona daha da alıştırılıyor
Farkında mısınız, enflasyonu düşürme ve rahata erme konusunda vaat edilen süre giderek uzuyor. Zaten o tarihi hep ileri atmak gibi bir durum var. Birkaç yıl önceki sözlere baksak şimdi belki de İsviçre gibi olmuştuk!
Ekonomik engelleri aşma ve düze çıkma konusunda uzun vadeyi ilk dile getiren Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan olmuştu. Erkan bu konuda 2025 sonrasına işaret etmişti. İfade fiyat etiketi gibiydi; 2026 değil, 2025 sonrası!
Ardından benzer ifadeleri Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten duyduk.
Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan her ne kadar 2026’ya işaret etmediyse de bir süre yüksek enflasyonla yaşamak durumunda olduğumuzu ve sabretmemiz gerektiğini, 2024’ün bu aylarında ise enflasyonun düşeceğini dile getirdi.
Yine baz etkisine bel bağladık
Yıllık enflasyon 2024’ün temmuz ve ağustos aylarında normal koşullarda çok hızlı düşecek zaten.
2024’teki yıllık orandan, önce bu yılın temmuzundaki yüzde 9.49 çıkacak ve yerine muhtemelen çok daha düşük bir oran girecek. Aynı durum ağustos için de geçerli. Ağustosa gelindiğinde yıllık hesaptan bu sefer geçen ayın yüzde 9.09’luk oranı çıkacak ve onun yerine yine düşük bir oran girecek.
2024’ün haziran ayı sonunda yıllık enflasyon örneğin yüzde 50 ise ve temmuz-ağustos aylarında yüzde 2’şer artış olursa ağustos sonundaki yıllık oran bir anda yüzde 31’e inecek.
Haziran sonundaki yıllık oran yüzde 75 ise ve temmuz-ağustos aylarında yine yüzde 2’şer artış yaşanırsa bu sefer ağustos sonundaki yıllık oran yüzde 52’ye gerileyecek.
2022’nin aralık ve 2023’ün ocak ayında olduğu gibi... 2021’in aralık ayındaki yüzde 13.58 ve 2022’nin ocak ayındaki yüzde 11.10’luk artışların devreden çıkmasıyla yıllık oranlar nasıl hızla gerilemişti, şimdi de 2024’ün temmuz ve ağustosu için aynı hesabı yapmaya başladık.
Ama unutmayalım; yıllık artış oranı azalıyor, fiyatlar değil!