Enflasyonla mücadelenin en büyük düşmanı: Eylemsizlik
Dokuz günlük ‘Bayram Tatili’ sanırım hepimize iyi geldi.
Uzun tatil nedeniyle ben kendi adıma nerede kaldığımı bile unutmuştum ki hem iç gündem hem de dış gündem yeniden hatırlattı.
Biz tatildeyken bir tek ‘Üçüncü Dünya Savaşı’nın çıkmadığı kaldı.
İsrail’in İran Konsolosluğu’nu Suriye’de vurması sonrasında İran’ın İsrail’e saldırısı zaten bekleniyordu. İran neredeyse ‘Akşam size misafirliğe gelebilir miyiz?’ tarzında İHA’larını gönderdi. İran’ın bu kadar zayıf bir saldırı yapmasını beklemeyenler, bu İHA gösterisinin İsrail’in demir kubbesini denemek amaçlı olduğunu söylediler.
Büyük bir tiyatro oynandı ve anlaşılan o kişi bu tiyatro oyunu sadece onu oynayanlara hizmet etti.
Bu büyük badireyi henüz atlatmıştık ki 16 Nisan 2024 Salı Akşamı Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları ile faiz indirim beklentileri ve risk iştahı ile gelişen ülkelere gideceği düşünülen sermaye akımlarının hesabı bir başka bahara kaldı.
Başkan Powell, Washington, D.C.’de düzenlenen Para Politikası üzerine 13.Uluslararası Araştırma Forumu'nda tarihi olabilecek konuşmalarından birini yaptı. Akademik referans yoğunluğu barındıran ders niteliğindeki ama çok da uzun olmayan metinde, Amerikan Medyasının tabiri ile Başkan Powell tam anlamıyla ‘Geriye Sardı’.
Başkan Powell, bugün karşı karşıya olunan duruma bakıldığında, 2023 yılında ABD’de enflasyon önemli ölçüde düşmüş olsa da hala FOMC'nin yüzde 2'lik hedefinin üzerinde seyrettiğini, Mart ayında, Federal Rezerv'in tahminlerine göre son 12 aylık kişisel tüketim harcamaları (PCE) enflasyonunun yüzde 2,7 olarak gerçekleştiğini, bir önceki yüzde 4,4 oranına göre önemli bir iyileşme olduğunu ancak bunun yetmediğini ve hala hedeflerinin gerisinde olduklarını belirtti.
Dahası da var
Fed’in önemle baktığı gıda ve enerji bileşenlerinin hariç tutulduğu çekirdek PCE enflasyonu ise hala yüksek ve yüzde 2,8 seviyesinde. Burada da iyileşme var ancak istenilen ölçüde değil. Geçtiğimiz yıl hatırlayalım çekirdek PCE yüzde 4,8 seviyesindeydi.
Enflasyonun düşürülmesinde önemli bir ilerleme kaydedilmiş olmakla birlikte, yüzde 2'lik enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yeniden tesis edilmesi işinin henüz tamamlanmadığını da belirtti Powell.
Bu kadar enflasyon bize yeter artık buradan faiz indirimine gideriz demedi. Çünkü enflasyonla mücadeleyi bir kez akamete uğratırsanız, sonradan toparlamak için katlanacağınız maliyet bugün katlandıklarınızı da silip süpürecek. Bunun farkında olan bir Merkez Bankası pek çok ülkeye örnek olacaktır sanırım.
Bütün bunların yanında ABD’de, Reel GSYH büyümesi 2023'ün dördüncü çeyreğinde yüzde 3,4 olarak gerçekleşti ve Şubat ve Mart aylarında perakende satışlardaki güçlü büyümenin de işaret ettiği gibi, 2024 ilk çeyrek ekonomik büyümesinin yavaşlayacağını ancak güçlü kalmaya devam edeceğini bekliyor Fed.
‘Hem istihdamdaki artış hem de enflasyona ilişkin son okumaların beklenenden daha yüksek geldiğini. 2024 Mart ayında gelen istihdam verisinin geçtiğimiz yıl Mart ayından daha yüksek bir seviyede olduğunu da belirtti’ Powell.
Amerikan ekonomisi bunca soğutma girişimine ve tarihi yüksek faiz seviyesine rağmen hala çok güçlü veri üretmeye devam ediyor.
Neticede Başkan Powell, kötü haberi verdi:
‘Temel görünüm, politika faizinin mevcut seviyesinde sabit tutulmasıyla birlikte enflasyonun daha da düşeceği ve işgücü talebi ile arzının yeniden dengelenmeye devam etmesiyle işgücü piyasasının güçlü kalacağı yönünde olmaya devam ediyor. Elbette, görünüm hala oldukça belirsiz ve gelen veriler enflasyonun şu anda beklediğimizden daha kalıcı olduğuna işaret ederse, mevcut sıkıı politika duruşunu daha uzun süre devam ettirmek uygun olacaktır. Enflasyonu yüzde 2'ye geri getirme konusunda kararlıyız.’
ABD’de faizler uzun bir müddet daha aynı seviyede kalacak. Belki de 2024 yılında Fed hiç faiz indirimine gitmeyecek. Sıkı duruş enflasyonla olan savaş kazanılana kadar devam edecek.
Piyasalar için yine iyi veri kötü haber dönemine geri dönüş yapılmış oldu
İçeriye döndüğümüzde artık seçimler bitti ve gelecek dört yılı seçimsiz geçirme ihtimali hiç bu kadar yakın olmamıştı. Hepimiz ekonomide alınacak ilave önlemleri, Türkiye ekonomisinin soğutulup soğutulmayacağını beklemeye başladık.
Sadece Merkez Bankası’nın uygulayacağı önlemlere kendini adamış yapı ile enflasyonla kalıcı bir şekilde mücadele etmek ve sürdürülebilir bir noktaya taşımak mümkün değil. Bunu defalarca ifade ettiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
Kamu tasarruf etmiyor. Kamu tasarruf etmeyince uygulanan programın inandırıcılığı da azalıyor. Kamunun tasarrufundan konu 2-5 araba alınmaması değil elbette. Örneğin son mahalli seçimlerden sonra devralınan belediyelerdeki şatafatı, borçlu yapılarını gördükçe bile neden ve nasıl tasarruf edilmesi gerektiği çok açık ortaya çıkıyor.
Maliye Politikası Para Politikası ile uyumlu değil. Sıkılaşma mali politikasının harcama ayağında hemen hemen hiç yok. Herkes bütçe dengesinin harcamaları kısarak değil ama geliri artırarak yani daha fazla vergi salınarak sağlanmaya çalışılacağından endişe ediyor. Geliri artırmak amaçlı KDV ve ÖTV artışı yapmak zaten yıllardır yüksek enflasyona ezdirilen halkın üstüne yeni yük yüklemek anlamına geleceğini hepimiz biliyoruz. Umarım böyle bir yanlışın içine düşülmez.
Maliyetin yeniden halkın üstüne yıkılmayacağını düşünmek istiyoruz ancak açıklanan bir program ve bu programa bağlı bir takvim olmadığı için, imkânı olan alacağını bugünden almak istiyor. Yeniden talebin öne çekildiği bir zamanı yaşıyoruz.
Velhasıl süreç iyi yönetilemiyor. Önlemler seti gecikiyor. Para politikasına uyum sağlayacak bir maliye politikası ortada yok. Kur politikasının ne olduğunu kimse bilemiyor. Bütün bunlar enflasyonla mücadeleyi akamete uğratıyor ve beklentileri törpülüyor.
Zamana yayılan önlemler paketi yaranın tedavi edilmesini zorlaştırdığı gibi, ortaya çıkan acıya katlanma gücünü de azaltıyor.
İletişim konusunda ciddi bir sorun var. Umarım gelecek 4 yıl tıpkı daha önceki yıllarda olduğu gibi heba edilmez ve Türkiye’nin en önemli sorunu enflasyona karşı gerçekten bir mücadele kamudan da gelir.
Artık sözlere karnımız yok, hepimiz eyleme geçilmesini bekliyoruz.