Enflasyonla mücadele öncelik ise gereğini yapalım
Daha önce yaptık, başarılı da olduk. Ancak sürdüremedik. 2018 Ağustos’unda kur atağı sonrası, endekslerde %40’ları dahi gördük. Dedik ki bu böyle gitmez, enflasyon ile topyekûn mücadele kararı aldık. Almakla kalmadık, geniş katılımı sağlayarak yeniden tek hanelere indirmeye yöneldik.
Şimdi, ekonomi dümeni yeni ellerde… Piyasayla uygun adım giden, paydaşlarıyla iletişimi güçlü ve krizle korona çapraz ateşinden yaralı ekonomiyi düzeltmek için “kredi açılmış” bir yönetim var. Üstelik “ekonomi, hukuk ve demokrasi reformu” sözü ile tahkim edilmiş bir yönetim bu…
Guvernör Naci Ağbal ve Bakan Lütfi Elvan’dan söz ediyoruz. Cumhurbaşkanı da her ikisi de enflasyonla mücadeleye öncelikten söz etti. Bu öncelemenin adımlarını biran önce görsek iyi olur. Zira açılan kredi çabuk bitiyor ve vatandaş artık acı ilaç içmek istemiyor.
Yapılacaklar belli; enflasyon değirmenine su taşıyan dereleri kurutmak… Misal gıda enflasyonu… 5 yıldan bu yana ne yaptığını anlamadığımız gıda komitesi işe yaramadı. Tarladan mutfağa uzanan zincirde hala elekle su taşıyoruz. Üstelik endeksin çeyreği; tek başına gıda sepetinden oluşurken…
Sorunlu olan sadece Maliye, Hazine ve Merkez yönetimi değildi. Tarım yönetiminde yönetimsel cesur adımlar atılmalı. Enflasyonla mücadele yalnızca tarımsal tedbirlerle sınırlanamaz. Diğer adımları yazmaya devam edeceğim.
YÜKSELTİLMİŞ FAİZ TEDBİR MİDİR?
Değildir, sadece zaman kazandırır. Zaten faiz, acı ilacın bizzat kendisidir. Eğer dövizi tutacağım diye faizi yükseltmekle yetinirsek, ne dolar diner ne de enflasyon geriler.
Bize gereken; Liraya itibar kazandırmak, enflasyon ateşini körükleyen tüm unsurlarla kapsamlı, tutarlı, sürekli mücadeledir. Hazır yeni yönetime toplum kredi açmış iken, bu fırsatı harcama ey kamu…