Enflasyonda Avrupa birincisiyiz
Zafer ÖZCİVAN
Geçtiğimiz yıllarda tüm Avrupa ülkelerinde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle sadece bizim değil Avrupa ülkelerinin de enflasyonla mücadele ettiği bir gerçektir. Ancak oranlara bakıldığında ise en yüksek enflasyonun bizde olduğu da aşikârdır.
Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını, Avrupa’da Rusya’nın yaptırım uygulaması ile baş gösteren gaz sıkıntısı, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ortaya çıkan gıda krizi tüm Avrupa ülkelerini ekonomik olarak etkisi altına almış, bu da enflasyonun yükselmesine sebep olmuştur.
Bizde ise enflasyonun en belirgin sebebi koşullar oluşmadan düşük faiz yüksek kur politikasına geçilmiş olmasıdır. Bu konuda temel hedefin üretim odaklı ihracat artışı ve sonucunda cari açığın kapatılması hedeflenmesidir ve doğru bir sistemdir. Ancak gidilen yolun yanlış olduğu üç yıl sonra anlaşılarak seçimden sonra göreve gelen ekonomi yönetimi yumuşak geçiş yapılacağını açıklayarak politika faizlerini yükseltmeye başladı.
Yılbaşından bu aya kadar devam eden ve baz etkisi, bedava verilen gaz etkisi ile düşme eğilimine giren enflasyon oranı temmuz ayından itibaren yükselişe geçmiş ve aylık %9.49, yıllık ise %47,83 olarak gerçekleşmiştir. Enflasyonun yüksek çıkmasının en büyük nedenleri arasında 1,1 trilyon TL’lik ek bütçeyi tamamlamak için art arda yapılan akaryakıt zamları sıralanabilir. Akaryakıta gelen zamlar iğneden ipliğe her türlü sanayi ürünlerinin fiyatlarının yükselmesine sebep olmuştur.
TÜİK in verdiği veriler her dönem tartışma konusu olmuş halk tarafından güvenilirliği tartışılır hale getirmiştir. Aylık %9,5 olarak açıklanan fiyat artışı sadece ekmekte %50’dir. Sebze ve meyve fiyatları ise yaz ayı olmasına rağmen %20-25 civarında artmıştır. Dolayısıyla verilen oranları en az iki ile çarpmak gerekir. Çünkü gerçek enflasyon oranı vatandaşın çarşıda, pazarda, markette yaşadığı orandır.
Temmuz ayında başta akaryakıt olmak üzere art arda yapılan zamlar, yükseltilen vergi ve harçlar enflasyonun yükselmesinde etkili olmuştur. Yaşadığımız deprem felaketi başta olmak üzere seçim harcamaları, ücret ve maaşlara yapılan zamlar bütçe açığı oluşmasına sebep olmuş, zorunlu olarak 1,1 trilyon TL’lik ek bütçe yapılmasına karar verilmiştir. Bu bağlamda ek bütçe ancak ve ancak vergilerin arttırılması ve yapılacak zamlarla karşılanacaktır. Fakat bu defa yapılan artışlar başta emekliler olmak üzere birçok dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızı olumsuz etkilemiştir. En zor durumda kalan kesim ise her dönem olduğu gibi emeklilerdir. Çünkü seçim vaadi gereği memura seyyanen yapılan 8 bin 77 TL, asgari ücrete %34 direk zam yapılmasına rağmen emeklilere %25 o da kök maaşa olmak üzere zam yapılmıştır. Mart ayında en düşük emekli maaşının 5500 TL’den 7500 TL ye yükseltildiği gerekçesiyle olsa gerek bazı emeklilerimize hiç zam yapılmamıştır ve bu durum hesaba ve mantığa uymamaktadır. Bu konuda yapılan açıklamalar yıl başına kadar beklemek durumunda olduğumuz ve yılbaşında enflasyona ezdirmeyecek oranda bir zammın yapılacağı yönündedir. Fakat yılbaşına kadar bu maaşla geçinmek çok zor ve hatta imkansızdır. Bu adaletsizliğin bir an önce giderilmesi gerekir. Yapılacak zammın bütçeye yük getireceği aşikardır. Ancak kamuda tasarruf yapılması gereken o kadar çok pozisyon var ki emeklilere verilecek para onların yanında çerez parasıdır.
Türkiye, yüksek enflasyonda Avrupa ülkeleri arasında zirvede yer aldı.
Trading Economics'in verilerine göre, yüzde 47,83'lük enflasyon oranıyla Türkiye, ilk sırada yer alırken, Macaristan 20,1 puanla ikinci sırada yer aldı.
Macaristan'ı yüzde 13,7'lik enflasyon oranıyla Sırbistan, yüzde 13,2'lik oranıyla Moldova takip etti.
Türkiye, yüksek enflasyonda dünyada 8. sırada yer aldı.
Venezuela, yüzde 404'lük enflasyon oranıyla ilk sırada görüldü.
Venezuela'yı yüzde 254'lük oranıyla Lübnan, yüzde 139'luk oranıyla Suriye izledi.
Türkiye ayrıca G20 ülkeleri arasında yüksek enflasyonda ikinci sırada yer aldı.
İlk sırada yüzde 116'lık enflasyon oranıyla Arjantin yer aldı.
Arjantin'i 47.83'lük oranıyla Türkiye ve yüzde 7,9'luk oranıyla İngiltere izledi.