Enflasyona kaç, asgari ücrete tut
Yeni asgari ücret; %54,5 artışla net 8 bin 500 lira oldu. İşverene maliyeti 11 bin 750 lira… Komisyonda işçi kesimi kendini dışarıda tuttu. Şimdiden yeterli mi yetersiz mi tartışmalarını da beraberinde getirdi. Temel tartışma konusu; zammın, enflasyonun üzerinde olacağı sözü verilmesine rağmen, aşağıda kalması…
Asgari ücret gündeme geldiğinde Cumhurbaşkanı netti; “çalışanı enflasyona ezdirmeyeceğiz.” Bu da enflasyonun kaça indirilebileceğini akla getirdi. Geçen yılın aralık ayındaki %13,6’lık dev artış gündemi terk edecek, yerine %2-3 civarındaki artış girecek ve yılsonu enflasyonu da %65,5 düzeyine indirilecekti.
AÇLIK SINIRI YOKSULLUK SINIRI
Bunun bir tık üstü zam; 9 bin 200 lira net asgari ücreti adresliyordu. Fakat olmadı ve Cumhurbaşkanının verdiği “ezdirmeyeceğiz” sözü, başka bir bahara, 2023’ün nisanına kaldı. Zaten iş dünyası da; “ücretli kadar bunu verecek olan bizleri de düşünün” ricasında idi ve dedikleri oldu.
Şimdi işçi kesimi, açlık sınırı 713 liraya, yoksulluk sınırı 16 bin 864 liraya tırmanmışken bu zam karşısında nasıl davranacak? Görünen odur ki asgari ücrete yapılan zam; çalışan kesime soluk aldırırken çok kısa sürede kullanışsız (!) hale gelecek ve zam talepleri yeniden ayyuka çıkacak.
İKİ SORU İKİ CEVAP
İşveren bu maliyetle işçi çıkarır mı?
Nakit akışını iyi yönetemeyen ve genelde hizmet sektöründeki zayıf şirketler, bu ücret zammı karşısında zorlanabilir, bir kısmı işçi çıkarabilir. Fakat genelde istihdam kayıt dışına kaymaz. Zira iş dünyasının milli gelirin yarattığı katma değerden aldığı pay, son 2 yıldır rekor düzeyde. Emeğin aldığı payın da %34’ten %23’e inmesi, “gecikmiş bir hakkın” telafisi mahiyetinde değerlendirilebilir.
Zam yağar mı?
Hem de nasıl… Geçen yıl da böyle olmuştu. Cumhurbaşkanı %50,5 zam açıkladığında, “ücretli 2022’de rahat nefes alacak” yorumu yapılıyordu. Fakat bu zammı bekleyenler; tıpkı vapurda atılacak simidi bekleyen martılar gibi ilk 3 ayda %30’unu anında fiyatlara yansıttılar. Şimdi de aynısı olacak ve ÜFE’nin %150’lik maliyeti, bir şekilde etiketlere yansıyacak. Burada aslolan enflasyonu düşürmek olmalıdır.
NOT
ZAMMIN BÜYÜĞÜ SEÇİMDEN AZ ÖNCE
İş dünyası “kademeli yap” çağrısını fazla seslendirmiş olmalı ki bu çağrı sarayda karşılık buldu ve bu defa 8 bin 500 lirayla yetinildi. Fakat bu artış çalışanı ve sendikaları mutlu etmeye yetmedi. Ancak bilinmeli ki zaten bizzat asgari ücreti açıklarken, Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği gibi yeni yılda bir ara zam düşünülebilecek.
Ben bu “düşünülebilir” sözünü; “kesin uygulanacak” diye tercüme ediyorum. Zira sandık ufukta görünmekle kalmadı, oy atma mesafesine kadar getirildi. Tam da bu süreçte sandıkta çalışanın oyu belirleyici düzeyiyle asgari ücret zammının da seviyesini belirleyecek.
Gerçi 2 milyona yakın üyesiyle TOBB kapsamındaki işletmelerin oluşturduğu toplumsal kümenin “aşırı zam” ile vereceği tepkiler, yabana atılası değildir. Yine de ben zammın büyüğünün seçimden az önce, misal nisan ayında yapılacağına ve bu oranın sanılanın aksine, sürpriz bir şekilde yüksek olacağına inanıyorum.