Enflasyon raporu sunumundan ne anladım?
TCMB’nin tahmin değişikliğinin kaynaklarına ilişkin açıklaması tatmin edici bulunmadı.
Merkez Bankası 2025 yılının ilk enflasyon raporuyla 2025 enflasyon tahminini-hedefini yüzde 24’e çıkardı. Burada olağan dışı bir durum yok. Merkez Bankası’nın hedef değişikliklerine alışkınız. Farklı olan bunun daha yılın ilk enflasyon raporunda yapılmış olması ve üstelik üç ay içinde ikinci kez değişiklik ve artış yapılması.
Kasım ayında 2025 yılsonu enflasyon tahmini-hedefi, yarı yarıya yükseltilerek yüzde 14’ten yüzde 21’e çıkartılmıştı. Yeni enflasyon raporu ile bu seviye 3 puan daha artırılarak yüzde 24’e çıkartıldı. Toplam artış 10 puanı bulmuş oldu.
Merkez Bankası’nın tahminlerindeki oynaklığın, enflasyondaki oynaklıktan bile yüksek olması soru işaretlerine yol açtı. Son tahmin değişikliğinin kaynaklarına ilişkin açıklama da tatmin edici bulunmadı.
3 puanlık artışın 0.8 puanı enflasyon sepetindeki ağırlıkların değişmesine, 0.5 puanı gıda fiyatlarına ve 1.7 puanı da kamu tarafından yönetilen, yönlendirilen fiyatlardaki artışa bağlandı.
Bunların daha önce öngörülememiş olması hemen akla iki soru getiriyor: Merkez Bankası’nın teknik kapasitesi hiçbiri sürpriz olmayan bu gelişmeleri değerlendirmekte yetersiz olabilir mi? Merkez Bankası’nın ilgili Bakan Mehmet Şimşek ile iletişim ve koordinasyonu bu kadar mı zayıf? Bu soruların yanıtı “evet” olamaz. O zaman üçüncü bir soru filizleniyor: Acaba bu işin arkasında politik bir müdahale veya yönlendirme mi var? Bu da tehlikeli bir soru.
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay bundan tam 1 yıl önce katıldığı ilk enflasyon raporu toplantısında, sorulmayan bir soruyu, 2024 yılsonu enflasyon hedefini neden artırmadıklarını kendi kendine sormuştu. Bu iddialı hedef için “İddiasız hedef koyan merkez bankası zaten oksimorondur” demişti. Merkez Bankası şimdi tam tersini yaparken Akçay bu toplantıda da sorulmayan bir soruyu gündeme getirdi: “Kendine bir patika belirleyen Merkez Bankası’nın patikada, projeksiyonda bir sapma olduğunda müdahale etme imkan, kapasite ve kaabiliyeti var mı?”
Öyle gözüküyor ki işte bu sorunun yanıtının ne oluğunu yakın takip altında tutacağımız bir süreç yaşayacağız.
***
Rapordan, sunumdan ve sorulara verilen yanıtlardan çıkardığımız en temel sonuçlar ise şöyle:
* Merkez Bankası enflasyonun ana eğiliminde bir değişiklik olmadığını düşünüyor. Merkez Bankası faiz indirimlerine devam etme niyet ve eğiliminde. Duruma göre faiz indirim miktarları değişebilir veya ara verme de olabilecek.
* Değerli TL politikası sürecek, yani kur artışları enflasyon ve faiz getirisinden daha düşük tutulacak. Bu dezenflasyon için “elzem” görülüyor.
* Yakın döneme kadar yüzde 15-20 olarak hesaplanan kur artışının enflasyona etki oranı Akçay’ın ifadesine göre daha da artmış durumda. Bu durum, kurların kontrol altında tutulmasının ve atakların önlenmesinin önemini daha da artırıyor. Faizler düşerken ve kur korumalı mevduat ve dövizden TL’ye dönenlerin ciddi bir bölümü para piyasası fonlarında beklerken, yönetmesi zor bir durum ortaya çıkıyor.
* Merkez Bankası, bu noktada döviz rezervlerine güveniyor. Ancak burada da soru işaretleri var. Merkez Bankası’nın döviz rezervlerindeki artışın yüzde 85’i başta KKM hesaplarının bozulması olmak üzere yurtiçi yerleşiklerden gelmiş. Tekrar dövize geçmeye alışkın olan bu kesimin tutumunun değişmesi hesapları karıştırabilir. Rezerv artışında yüzde 15 paya sahip yabancıların da önemli bölümünün “carry trade” fonların olduğu ve onların da olumsuz hava çıkmasında hemen kaçma ihtimali yüksek.
* Bu arada Türkiye’nin mevcut jeopolitik risklerine eklenen yeni ABD Başkanı Trump’ın politikalarının yarattığı-yaratabileceği belirsizlik ve riskler bu durumu daha da ağırlaştırma potansiyeli taşıyor.
* Döviz rezervi artışının yapısındaki bu zaafiyet nedeniyle Merkez Bankası, ihracatçıların döviz gelirlerinin yüzde 30’unu Merkez Bankası’na devretme zorunluluğunu kaldırmaya pek niyetli gözükmüyor.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.