Enflasyon da büyümenin izinde
Büyüme rakamı açıklanınca niceliğine baktık ve neredeyse bayram ettik; “dünya rekoru bizde, kim tutar bizi” diye nara atmadığımız kaldı. Niceliğe tutulan bu alkışa dikkat çekmiş ve büyümenin niteliğine bakmalı demiştik.
Büyümenin niteliğinde, tüketim vardı. Yatırımlar baz etkisinde, dış ticaret güz hazanında ve neticede yenilenmesi mümkün olmayan çeyrek görünümü ortaya koymuştu. Yüzde 6,7’nin tekrarı mümkün olur muydu? Hayır. Zira büyümeyi besleyen kredi patlaması bir daha yaşanabilir mi?
Elbette yaşanmayacak. Zira kepçeyle dağıtılan krediyi çay kaşığıyla toplama süreci başladı ve tüketecek şey kalmayınca büyümeyi şişirecek dinamikler de ortadan kalkmış oldu. Gördük ki enflasyon da büyümenin izindeymiş…
Bakan’dan enflasyonu dinliyoruz; “Kasım enflasyonu; gıda, petrol fiyatlarındaki artış ve döviz kurundaki etkilerin yansımasıyla yıllık %14,03 ile piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Yüksek enflasyonun vatandaşımız üzerindeki etkilerini en aza indirmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz.”
Faiz arttırmakla büyümeyi tetikleyip enflasyonu indireceğimizi düşünmek, zaten ham hayal idi. Büyüme açıklandığında halay çekenlere tavsiyem şuydu; 3 Aralık saat 10:00’ kadar halay başı zılgıt çeksin, sonra gereğini bakalım.
Gereği; acı ilaçtır. Gereği; reformdur. Gereği; gerekeni yapmaktır. Gereği; lafla peynir gemisi yürütme saplantısından kurtulmaktır. Büyüme dediğimiz meğer şişme imiş ve enflasyon iğnesiyle poff diye sönebiliyormuş.
ENDEKSİ ÇILDIRTAN GIDA İÇİN NE YAPTIN?
Beş yıldır gıda komitemiz var. Endeksleri çıldırtan gıda enflasyonuna karşı ne aracıyı kaldırabildiler, ne hal, perakende yasasını çıkarabildiler ne de çiftçiyi örgütleyebildiler. Yapabildikleri; soğan deposu basmak ve etiketleri sopa ile dövmek.
Olmadı, olmuyor, olmayacak… Misal endeksi çıldırtan gıda için bugün ne yaptınız sevgili üst düzey toplumsal kredilendirilmiş ekonomi yönetimi?