Enflasyon-büyüme ikilemine Merkez Bankası'ndan “şahin” yaklaşım
Merkez Bankası “Enflasyon mu yoksa büyüme mi?” tartışmasına kendi açısından son noktayı dün koydu. TCMB Başkanı Naci Ağbal 2021 para ve kur politikasını açıklarken “Fiyat istikrarı sürdürülebilir büyüme, istihdam ve toplumsal refahın en büyük ön koşuludur” dedi. Şimdi iş bu söylemin arkasında durulmasına ve gereğinin yapılmasına kaldı.
Para politikası büyüme, istihdam ve fiyat istikrarı gibi hedeflere ulaşmak için merkez bankasının ekonomideki para ve kredi miktarı ile paranın maliyetini etkilemeye yönelik oluşturduğu politikalardır. Merkez Bankası bu kapsamda ayrıca, belirlenen döviz kuru rejimi çerçevesinde kur politikasını da şekillendirir. Para politikaları genelde teknik oldukları için halktan daha çok finansçıların ve bankacıların detaylı şekilde inceledikleri metinlerdir. Ama bu defaki halkın da ilgisini çekecektir. Açıklanan 2021 politikasında öne çıkan bazı noktalar var:
►Metnin içeriğinden önce 2016 yılından bu yana bir başkan tarafından basın toplantısı yoluyla açıklanan ilk para ve kur politikası olduğunu hatırlatmakta fayda var. En son 2016 Aralık ayında zamanın TCMB Başkanı Murat Çetinkaya para politikasını bir basın toplantısı ile açıklamış, o tarihten sonra ise internet sitesinde açıklanmıştı. Para politikasının başkan ve yardımcıları tarafından sorulu-cevaplı bir toplantı ile açıklanması iletişim açısından önemlidir. Çünkü metnin kendisi aslında önemli bir iletişim aracıdır ve asıl olan para politikasının iletişimini kolaylaştırarak belirsizliğin azaltılması ve para politikasının etkinliğinin artırılmasıdır. Bu nedenle tekrar bu yönteme dönülmüş olması olumlu bir adımdır. Nitekim Ağbal’ın konuşmasında da bu konuya vurgu vardı.
►Merkez Bankası 2021 sonu için TÜFE enflasyon hedefini yüzde 9,4 olarak açıkladı. Bu aslında ara bir hedef. Orta vadeli hedef ise 2023 yılında yüzde 5’e ulaşılması. Uzun bir süredir yüzde 5’lik orta vadeli hedef açıklanıyor ancak bir türlü ulaşılamıyor. Ulaşmak bir yana yakınsanamıyor bile. Ağbal dün bu hedefe ulaşmak için olağanüstü bir çaba sarf edeceklerini söyledi. Bunun nasıl olacağını ise “Enflasyona ilişkin yukarı yönlü riskler 2021yılında para politikasının sıkı ve kararlı bir duruş sergilemesini zorunlu kılmaktadır. Gerekirse parasal duruşumuzu daha da sıkılaştıracağız,” diyerek açıkladı. Enflasyon hedeflemesi yapan bir Merkez Bankası’nın başkanından duyulması gereken sözler bunlar.
►TCMB Ağbal’ın işbaşına gelmesinden bu yana birbiriyle tutarlı kararlar açıklıyor. Ana fonlama aracının tekrar haftalık repo olması, geç likidite penceresinin olması gereken eski işlevine dönmesi, faizlerin artırılması, zorunlu karşılık oranlarında yapılan değişiklik, swap faiz ve limitlerinin artırılması bozulan fiyat istikrarını sağlamaya yönelik adımlardır. Dün açıklanan para ve kur politikasında da bu eğilimin devam ettiği görülüyor. Son yıllarda yaşanan kafa karışıklığı ve çelişkili uygulamaların ardından gördüğüm kadarıyla 2006’ya dönüş var. Merkez Bankası geçmişteki para politikası uygulamalarını incelenmiş ve 2006 yılında açık enflasyon hedeflemesi rejimine geçilirken ortaya konulan çerçeve ve iletişim politikalarının geliştirilerek 2021 yılında etkili bir şekilde uygulanmasını öncelik olarak belirlenmiş.
►Kasım başındaki değişikliklerden sonra Merkez Bankası “esneklikken “öngörülebilir”liğe geçti. Geniş faiz koridoru ve geç likidite penceresinin ana fonlama aracı olarak kullanılması gibi uygulamalar belki Banka’ya önemli ölçüde esneklik sağlıyordu ama piyasa açısından para politikasının öngörülebilirliğini azaltıyordu. TCMB şimdi ise “her bakımdan yapmış olduğu faaliyetlerle ilgili daha şeffaf, öngürülebilir” olacağını bizzat başkanın ağzından taahhüt ediyor. Ağbal “Swap işlemleri de dahil olmak üzere kamuoyu ile paylaşılması istenen verilerle ilgili çalışmalara başlayacağımızı söyleyebilirim” diyerek önemli bir noktaya değiniyor. Öngörülebilirlik özellikle içinde bulunduğumuz dönemde şarttır, çünkü para politikası ne kadar iyi tasarlanmış olursa olsun öngörülebilir olmaktan çıktığında etkin olmaktan da çıkıyor. Eğer amaç şirketlerin ve halkın yatırım, tasarruf, tüketim ve üretim kararlarını yönlendirmekse politikalar öngörülebilir olmak durumundadır. Bunun istisnası yüksek kriz dönemlerinde şok etkisi yaratmak için bilinçli olarak belirli süreli belirsizlik oluşturmaktır. TCMB, para politikasını öngörülebilir kıldığında, atacağı kısa vadeli faiz adımlarının uzun vadeli faizlere yansımasını da mümkün kılar ki, zaten kısa vadeli aksiyonların amacı da orta ve uzun vadeyi etkilemektir.
►TCMB enflasyondaki yükselişin temel belirleyicisinin döviz kuru olduğunu ve önümüzdeki dönemde kur ve emtia fiyatlarının enflasyon için risk oluşturduğunu söylüyor. Bir yandan da döviz rezervlerini güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu tabloda bir kur hedefi olmasa da TCMB’nin kurda daha fazla oynaklığa izin vermek istemeyeceğini tahmin etmek zor değil. Burada elindeki en büyük araç faizler. Dolayısıyla 2021 faizlerin yüksek seyrettiği bir yıl olabilir. Rezervlerin artışında en büyük destek ise 21 milyar dolar ile TL reeskont kredi dönüşleri olacak.
►Dünkü açıklamalarda 2021 yılında para politikasının sade ve anlaşılabilir bir çerçevede oluşturulması ve uygulanmasına birkaç defa vurgu yapıldı. Bence doğru ve ihtiyaç duyulan bir vurguydu. Buna göre TCMB’nin temel politika aracı bir haftalık repo faiz oranı olacak. TCMB fonlamasının tek bir kanaldan sağlanması ve para piyasasında oluşan faizlerin politika faizinin etrafında dar bir aralıkta dalgalanması önemli bir adım olacaktır.