Enflasyon beklentilerinde bozulma işleri zorlaştırıyor
Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu bu hafta toplanıyor. Ne karar alacağını bilmiyoruz ama geçen hafta Banka’nın açıkladığı Ocak ayı “Piyasa Katılımcıları Anketi” hangi kararı alması gerektiğine işaret ediyor. Anket sonuçları son altı ayda yaşanan dalgalanmaların beklentileri ve geleceğe bakışı ciddi ölçüde bozduğunu gösteriyor.
“Piyasa Katılımcıları Anketi” Merkez Bankası tarafından 2001 yılından bu yana her ay düzenli olarak yapılıyor. Finansal ve reel sektörün enflasyon, döviz kuru, cari işlemler dengesi, büyüme ve faiz oranları ile ilgili kısa ve uzun vadeli beklentilerini yansıtıyor. Geçen yılın ortasına kadar adı “Beklenti Anketi”ydi ama bu isimle yapıldığında kamuoyunda ve basında anketin sonuçlarının TCMB’nin kurumsal beklenti ve tahminlerini yansıttığı şeklinde algılanınca haklı olarak isim değişikliğine gidildi.
Aşağıdaki tablo farklı kesimlerden profesyonellerin iki ayrı tarih itibariyle beklentilerini yansıtıyor. Buna göre 2021 başında ve 2022 başında iki ayrı Türkiye ekonomisi resmi var. Geçen yıl Ocak ayında finansal ve reel kesim yıla çok daha olumlu bir bakışla başlamış. O zamanki beklentilere göre 2022 yılı sonuna gelindiğinde Türkiye ekonomisinin 10.53 enflasyon ile yüzde 4.3 büyüyen bir ekonomi olacağı sanılıyormuş. Aynı gruba geçen hafta yine aynı sorular sorulmuş ama aynı insanlar ekonominin bu yılı yüzde 29.75 ile daha yüksek bir enflasyon ve yüzde 3.7 ile daha düşük bir büyüme ile kapatacağını söylemişler. Geçen yıl başında 2022 sonunda dolar kurunun 8.1605 lira olarak gerçekleşeceğini öngörmüşler. Bu yılın Ocak ayında görülen 2022 rakamı ise 16.85 lira.
Bunlar reel sektör ve finansal sektör temsilcilerinin, profesyonellerin yanıtlarının toplulaştırılmış halidir. Tahminlerin tutup tutmayacağı önemli değildir. Hatta son yıllarda tuttuğu hiç görülmemiştir. Muhtemelen bu ay yapılanlar da tutmayacaktır. Ama önemli olan bekleyişleri; ekonominin taraflarının gidişatı nasıl öngördüklerini yansıtmasıdır? Yani bankalar, reel sektör temsilcileri, akademisyenler enflasyonun ve kurun daha yüksek olacağını ve ekonominin daha düşük bir hızda büyüyeceğini öngörüyorlar. Planlarını ve bütçelerini yaparken, kritik yatırım ve kaynak kararlarını alırken bu öngörülere göre davranıyorlar. Bu nedenle enflasyon hedeflemesi yapan her merkez bankası için bu tür beklenti anketleri önemlidir ve buradaki beklenti bozulmalarına süratle cevap vermeleri gerekir.
Geçen yıl 15 Nisan’da “Merkez Bankası’nın işi zor, analistlerin daha da zor” başlıklı yazıda o dönem beklentilerde başlayan bozulmaya dikkat çekmiş ve “Aslında bu tablo bekle-gör tablosu değil. Bu tablo TCMB açısından sıkı para duruşunu korumayı ve hatta daha da sıkmayı gerektirir. Ama müdahalelerle para politikası yönetimi öyle karmaşık bir hal aldı ki, normal bir analiz yapmak imkânsız hale geldi” demiş ve şöyle devam etmiştik: “Şimdi hesabı değiştiren beklentilerdeki bozulma var. Buna karşı Merkez Bankası ne yapabilir. Cevabı zor? En etkili yol faiz artırımı ama o yol tıkalı. Etkili söylem ya da etkili iletişim çalışır mı emin değilim. Banka’nın yeni yönetimi önce güçlü bir itibar aşısı yaptırmalı.”
Maalesef şimdi çok daha yüksekteki bir enflasyon ve kur seviyesindeyiz ve tek haneli enflasyondan çok daha uzaktayız. Beklentiler daha bozuk, görüş mesafesi daha kısıtlı. Geçen yıl “Merkez Bankası’nın işi zor” demiştik bu yıl atacak başlık bulamıyoruz.