Enerjide dışa bağımlılığı düşürmek mümkün mü?

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Elbette mümkün… Eğer ardına akıl ve gayret koyarsak, neden olmasın… Aslında buna da mecburuz. Zira ülkenin dinamiğini dayandırmamız gereken; enerjidir ve bu konuda yığınca eksiğimiz var. Dünya 2’nci büyük enerji krizini yaşarken, bu krizden yeni ve farklı çözümlerle çıkmak, pekâlâ mümkün…

Antalya’daki Türkiye Enerji Zirvesi’ndeyiz ve kürsüde Bakan Fatih Dönmez var; “önümüzdeki 5 yılda enerjide dışa bağımlılığı %50’nin altına çekeceğiz…” Eğer bunu güvenilir bir bakan söylüyorsa, güvenmek gerek. Yine de “nasılNe zamanHangi maliyetle?” gibi sorulardan geri durmam.

TAHMİN VE TEMENNİ FARKI

Cari açığın omurgasındaki enerji dışa bağımlılığını düşürmek; hepimizin ortak arzusu… Bakan’ın sözlerinin tahmin mi temenni mi olduğunu; bu hedefin ardına konulmuş eylemler belirleyecektir. Eylemsiz söylem; temenniden ibarettir. Eğer eylem planınız varsa ancak o zaman hedeften söz ederiz.

Nitekim yönettiğim “Enerji Arz Güvenliğinde Yeni Nesil Termik Santrallerin Önemi” panelinde Feti Erbaş; dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik kamu ve özel sektörün birlikte attığı adımları sıralıyordu. Cem Aşık, “kayadan hallice” kalitesiyle kömürümüze değer katmaktan söz ederken Sırrı Uyanık; “kömürümüzün ekonomiye katkısının” asla bitmeyeceğini vurguluyordu.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Petrolü olmayan Türkiye, bunu başarabilir mi?

Rahmetli Özal; “iyi ki petrolümüz yok, olsaydı biz de ürün rehavetine kapılırdık” demişti. Tamam, petrolümüz yok ama güneşimiz var rüzgârımız var, kömürümüz var. Üstelik tüm bu varlıklar, yerli… Yeter ki bu potansiyeli gerçekleştirecek aklımız ve gayretimiz olsun.

En büyük engel nedir?

1-Sorunu, kendi sorumluluk alanının dışına öteleyen bürokrasi, 2-Ülke kazancı yerine kendi çıkarını düşünen siyasetçi, 3-vizyonsuz özel sektör firmalarının kısa vadeli bakışı ve 4-gayretlerimizin sürgit olmaması… Ancak en büyük engelimiz; enflasyonun çürüttüğü ahlakımız

NOT

KÖMÜRE KARA ÇALANLAR VE ENERJİDE ARZ GÜVENLİĞİ

YK Enerji Genel Müdürü Serhat Dinç’in çarpıcı tespiti aktarmaya değer; “AB, lanetlediği kömürü şimdi yeşil enerji diye aklıyor. Sadece bu yıl kapattığı 144 kömür santralini yeniden üretime açtılar. Oysa bize yeşil dönüşüm yaptırımlarıyla tehdit savuruyorlar.”

Doğrudur; AB’nin dili yeşil ama eli karbon siyahı yaklaşımındaki kurumları, kendilerine yeşil mutabakat üzerinden rekabet avantajı oluşturma gayretinde… Bu haliyle “dışlayıcı iklim kulübü” haline dönüşüyorlar. Samimiyetsizler ve kendi kömürlerini aklarken bizimkini karalıyorlar.

Serhat Dinç’in dikkat çektiği nokta şu: teknolojinin de yardımıyla doğayıçevreyi kirletmeden kömürden elektrik üretmeyi başarmışken, vatandaşı; “çevreyi koruma” söylemiyle tahrik edenlere prim veriyoruz. Hâlbuki yerli ve milli servetimiz kömür, enerjide arz güvenliğinde, gezegeni kirletmeden, doğayı bozmadan ekonomiye katkı sunabilir ve sunmaya da devam edecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Liyakat mi sadakat mi? 21 Ekim 2024