Enerji yönetimi ve kişiselleştirme nerede kesişecek?
Almanya’nın Berlin şehrinde gerçekleşen IFA’da kişiselleşen ürünlere yönelik odaklanma ile enerji yönetimi dikkatimi çeken ana odaklar oluşturuyor. Bu iki alan, şirketler ve şehirlerden ülkelerin yönetimine kadar birçok alanda da dikkate almamız gereken temel faktörler topluluğunu oluşturuyor.
Bireysel ve kurumsal teknoloji ile ekonomi ve uluslararası ilişkilere kadar birçok alanda bağlantı kurup zihin açmaktan daha fazla bahsetmemiz gerekiyor. Almanya’nın Berlin şehrinde 6 Eylül’de başlayan IFA fuarında sergilenen tüketici ürünleri, bu tezimi bir kez daha doğruladı. Rekabet dengeleri içinde daha iyi bir konuma gelmek için ülke yöneticilerinin tüketici elektroniği alanında olanlara bakmasında yarar var.
Anker’in Berlin’deki fuarda sergilediği ürün yelpazesine bir baktığımızda bu yelpazede Anker Prime şarj cihazları, kablosuz şarj cihazlarından oluşan MagGo serisi, Soundcore ses ürünleri, Anker SOLIX taşınabilir güç istasyonları, Nebula projeksiyon cihazları ve Eufy akıllı aydınlatma çözümlerini görüyoruz. Bunlara eşlik eden bir unsur ise sürdürülebilirlik alanında yapılan çalışmalar. Tanıdık geldi mi?
İstanbul’dan birkaç günlüğüne kaçıp Altınoluk’un henüz şehirleşmemiş bir mahallesinde arkadaşlarımda misafirlik ederken yaşadıklarımla birleştirildiğinde, bunlar çok daha farklı bir anlam kazanıyor. Bulunduğum yerde sokağın bir tarafında internet servisi sağlanırken daracık sokağın diğer tarafında internet yok. Üstelik site olarak başlayan proje, daha sonra müstakile dönerken yaşanan değişim modellenemediği için internet sözleşmesinin site olarak yapılmasının gerektiğinin söylenmesi internet almayı neredeyse imkânsız hale getirmiş.
Sonrasında komşulardan biri yerel olduğunu söylediği internet sağlayıcı Saknet’i keşfetmiş. Evinin tepesine küçük bir anten yerleştirip kablosuz internet sağlamaya başlamışlar. İnternetin uydu üzerinden sağlandığını düşünüyorlar ancak anladığım kadarıyla bir transponder sistemi üzerinden point-to-point yapılıyor. Benim kaldığı arkadaşımda Türk Telekom’un bağlantısı var ve gayet memnunlar. Diğerleri kendilerinin kullandığının hem daha hızlı hem daha ucuz olduğunu düşünüyor.
Evler o kadar yakın ki, birbirlerine misafirliğe gittiklerinde ilkokul çağındaki çocuklar evden getirdikleri bilgisayarı açıp kendi bilgisayarlarında yaratıcı yazılımlar kullanıyor. İnsanlar birbirlerine kendi bağlantılarından ikram ediyor ama kimse de yeni bir şifre girip ağa bağlanmakla uğraşmıyor.
Bense misafir olarak Turkcell hatlı kendi telefonumda paylaşım noktasını açıp bilgisayarımı oradan bağlıyorum. Balkonda oturup yazımı yazarken şarj konusu biraz sıkıntılı; İstanbul’daki evde, benim laptop şarj uyarısı verdiğinde bir ucu prizde olan adaptörün diğer ucunu bilgisayara takmak kurduğum sistemde işten bile değil. Ancak burada sürekli kullandığım akıllı telefonu bilgisayarda çalışırken şarja takmam gerekiyor. Bunun nedeni sahile gittiğimizde, mobil olarak video izlemenin yarattığı enerji sarfiyatının yüksek olması. Bir şey izlemek istediğimizde herkes cep telefonundan tıklayıp izliyor. Geldiğimizden beri televizyon açılmadı. Ben kablosuz kulaklığımı evde unuttuğum için asıl yazmak istediğim yazı yerine bu yazıyı yazmayı tercih ettiğim çünkü bütün mahalle olarak ses kaydı üzerinde çalışmamızı istemedim. Mobil videoda altyazı olanakları nedeniyle sorun yaşamıyorum ama müzik hayatım bitti. Giray Akbulak’ı kısık seste dinliyorum. İzlediğim haber ve yorum videolarını ise, dediğim gibi altyazı ile hallediyorum.
Evdeki çoklu prizi üzerinde üç tane USB portu olan bir modelden seçmeleri iyi olmuş ancak cep telefonumdaki notlarımdan bir detaya bakmam gerektiğinde yerimden kalkıp içeri gitmem gerekiyor. Ve tabii gece çalışırken aydınlatma önemli bir sorun oluyor. Buradaki evler çok güneş alan bir yamaçta olduğu için pencereler çok büyük değil ve evlerin içerleri loş. Balkondaki aydınlatma ise, misafirle oturup sohbet ederken yetecek kadar aydınlık veriyor ve yazı yazmaya çalışırken laptopın zaten aydınlık olan ekranını görmenizi sağlasa da, uyanık kalmak istemenize yetecek kadar bir motivasyon sağlamıyor.
Bu nedenle Anker’in IFA bültenini okuduktan ancak iki gün sonrasında sabah herkes uyurken bu yazıyı yazmak için uygun koşulları oluşturabildim.
Kişisel ihtiyaçlara uygun kitlesel çözümler önem kazanıyor
Bu anlattıklarım, kişiselleştirme ile enerji yönetimi arasındaki bağlantıyı konu alan soruma altlık oluşturmayı hedefliyor. Bunu daha geniş olarak kişilerin özel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik seri üretim olarak uzunca Türkçeleştirdiğim mass customization kapsamında değerlendirebiliriz. Ancak bu çok kapsamlı olacağı için ben enerji ve kişiselleştirmeye odakladım. Aydınlatma bağlantısında değindiğim gibi enerji ile oluşturduğumuz olanaklar kişisel enerjimizi ve performansımızı da belirliyor.
Buradan Anker’in ürün portföyüne dönersem, Anker Prime serisinin tanıtımında hızlı ve güvenli şarjın yanında “kullanıcıların günlük yaşamlarına entegre edebilecekleri pratik çözümlere” işaret etmesi dikkat çekiyor. MagGo serisi, kablosuz şarj alanında sunduğu yeniliklerle öne çıkıyor. Buraya gelirken yanıma adaptör alma ihtiyacı hissetmediğime dikkat bile etmemişim. Bu, cihazları bilgisayarla birlikte kullanırken bilgisayarın USB portlarından şarj etmemden kaynaklanan bir yeni normal.
Bu arada dikkat etmeniz gereken bir konu, cihazların en fazla şarj edilirken ısındığını aklınızda tutmanızda yarar var. Sosyal medyada sizin de sık sık karşınıza çıktığını düşündüğüm şarj edilirken yanan elektrikli otomobil videolarının bu durumun bir sonucu olduğunu belirtmeliyim. Bizim gençliğimizde İTÜ’de okurken bilirkişi hocalarımız Finlandiya’ya giden heyetin seçtiği telefon santrallerinin (trunk) Adana, Antalya gibi yerlere kurulduğunda nasıl kilitlendiği anlattıkları için bana cazip gelmiyor ancak sürdürülebilir enerji için elektrikli ürünlere geçişi artırmaktan bahsedilirken bu noktaya da dikkat çekmek istedim.
Anker’in “Tüm modeller, küçük, kompakt ve çalışırken ısınmayan GaN (galyum nitrür) teknolojisine dayanıyor. Ayrıca, tüm yeni modellerde, şarj sürecinin stabilitesini ve güvenliğini sağlamak için akım düzenlemesi, aşırı voltaj koruması, sıcaklık izleme ve bağlı cihazların gereksinimlerine göre şarj parametrelerini ayarlayan sistemleri içeren Active Shield 3.0 teknolojisi bulunuyor” ifadeleri bu anlamda önemli bir bilgiyi içeriyor.
Bireysel teknolojideki birikim kurumsal çözümlere ışık tutacak düzeyde
Anker’in Prime serisi ile ilgili olarak kullanıldığı ilgi çekici bir ifade de, “IFA 2024’te tanıtılan üç yeni model, kullanıcıların hem evde hem de hareket halindeyken enerji ihtiyaçlarını karşılayacak özelliklere sahip” şeklinde. Anker Prime serisinde farklı sayıda USB port seçenekleri sunan 100, 200 ve 250 watt’lık şarj cihazı seçenekleri bulunurken kablosuz şarj cihazlarının MagGo portföyü tarafında Manyetik Güç Profili teknolojisini kullanarak daha hızlı ve stabil bir şarj deneyimi sunması dikkat çekiyor. Hız ve istikrar arasındaki denge, elektrikli otomobiller ve toplu taşıma araçlarına kadar her alanda sadece kablosuz değil, kablolu şarj tarafında da çözülmesi gereken en önemli sorunu ve yapılması gereken en önemli kurguyu oluşturuyor. Anker portföyündeki ürünlerin şu özellikleri de dikkat çekici: MagGo 3-in-1 kablosuz şarj istasyonu: Apple Watch, iPhone ve AirPods’u aynı anda şarj edebilirken diğer ürünler yine birden fazla cihazı şarj edebilme, 360 derece dönebilme ve portatiflik gibi özelliklere sahip. Şu anda elektrikli araç şarj istasyonlarının birçok yerde aracın nasıl gireceği düşünülmeden vitrin dizer gibi yerleştirilmesi araçların buraya yanaşıp çıkmasını zorlaştırarak kullanım zorluğu yaratıyor. Gördüğüm bir örnekte, şarj noktası ile araç lastiğine hava basma düzeneğinin yan yana yerleştirilmesi, bir araç lastik cihazını kullanırlen bir diğerinin şarj noktasına yanaşamadan beklemesine neden olmuştu. Yabancı plakalı aracın sürücüsü korna çalmayı bilmediği için ben işimi halledip dönerken öylece beklemişti.
Bütün bu bilgi ve örnekler bize önümüzdeki dönemde enerji sistemlerinin yönetimi en önemli konu haline gelirken büyük sistemleri kuracak olanların son kullanıcılar için çözüm üreten Anker gibi şirketlerin kullanım modelleri ve tarzları konusundaki deneyiminden faydalanması gerektiğini gösteriyor. TSKB’nin Ağustos 2024 aylık enerji bülteninde yer alan şu bilgi bu konuyu daha dikkat çekici hale getiriyor. Not şöyle:
“Site ve apartmanlarda elektrikli araç şarj ünitesi kurulumu koşulları kolaylaştırıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından il valiliklerine gönderilen genelge ile site ve apartmanlarda bulunan ortak alanlarda elektrikli araç şarj ünitelerinin kurulumu kolaylaştırılırken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum çevre dostu ulaşım anlayışı için apartman ve sitelerde elektrikli araç şarj ünitelerini yaygınlaştırarak 2053 Net Sıfır Emisyon hedefine katkı sağlamayı hedeflediklerini belirtti.”