Enerji piyasasında Rus ruleti: kazananlar, kaybedenler
Batı ve Rusya arasındaki kavga Avrupa ekonomisini ağır bir durgunluğa sokabilir. Enerji piyasası üzerinden oynanan ve kışın zirveye ulaşması beklenen savaşın ilk hamleleri eylül başında geldi.
G7 ülkelerinin Rus petrolüne tavan fiyat koyma kararına, Rusya Kuzey Akımı boru hattını ‘teknik bir nedenle’, ‘süresiz olarak’ kapatarak cevap verdi.
Yaşanan enerji savaşını ölümcül sonuçları olan bir Rus ruletine benzetiyoruz. Klasik Rus ruletinden daha kanlı bir oyun. Masadaki oyuncuların sadece biri değil, ikisi de vuruluyor. Masadaki seyircilerin bazıları yararlanıyor, bazıları yaralanıyor.
Rusya’nın Avrupa’ya giden gazı süresiz olarak kesmesi kısa vadede Avrupa ekonomisini sert bir durgunluğa sokar. Eldeki sınırlı kaynağı hane halkının ısınması için kullanacak Avrupa, demir-çelik, cam gibi enerji yoğun sektörlerde üretimi kısar. Zaten daralma bölgesindeki imalat sanayinde durgunluk ağırlaşır.
Ancak Rusya’nın kullandığı enerji silahı orta vadede kendisini de vurur. Ödenen bedelin büyüklüğü Avrupa’nın Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltma kararlılığını artırır. Avrupa yenilenebilir enerji, kömür, LNG depolama ve nükleer santral yatırımlarıyla bir kaç senede düze çıkar.
Rusya ise sadece stratejik olarak önemli bir müşterisini kaybetmez. Aynı zamanda ABD’nin önderliğindeki Batı dünyasından tecrit edilir. Bunun sonucu olarak Çin ile olan ticari ilişkisinde pazarlık gücü de zayıflar.
Bu savaşın maliyet ödemeden kazananı Avrupa ve Rusya arasındaki ticareti bozan ve Çin’e aba altından sopa gösteren Amerika.
Türkiye Batı ve Rusya arasındaki ekonomik savaştan ekonomik olarak kötü etkilenen ülkeler arasında yer alıyor. Savaş bizi dört kanaldan vurur.
i. Başta enerji olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükseliş cari dengeyi devasa bir dış ticaret haddi şokuyla vurur.
ii. Enerji fiyatlarındaki tırmanış, enflasyonu yükselterek hane halkını zorunlu olmayan harcamalarını kısmaya zorlar. İç talebi vurur.
iii. Avrupa’nın durgunluğa girmesi toplam ihracatımız için çok önemli bir pazarı tehlikeye sokar.
iv. 2023 yılı büyümesinde aşağı yönlü risklerin artması, seçimlere giderken uygulanacak popülizmin dozunu artırır. Sonunda kendimizi yüksek enflasyon ve düşük büyüme ile kötü bir dengede buluruz.
Buna karşın uluslararası siyaset sahnesinde Türkiye’nin önemi artar. Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında buğday ihracatı konusunda yaşanan tıkanıklığı müzakere yoluyla açarak önemli bir başarıya zaten imza attı. Batının Rusya ile olan kavgası Türkiye’nin her iki taraf için de stratejik önemini artırır. Batı Türkiye’ye karşı daha yapıcı politikalar izleyebilir. Yalnız kalan Rusya Türkiye ile ruble üzerinden ticaret gibi kısa vadede bizi rahatlatacak adımları kabul edebilir.