Enerji dönüşümünde 2030 ve 2050 hedefleri…
Dinamik ve sürekli değişen doğası nedeniyle enerji sektörü hep ilgimi çekmiştir. Sürekli genişleyen bir alandır; yeni bilgiler zaman zaman göz korkutucu olsa da, karmaşıklık, keşfedilmemiş yenilikçilik ve inovasyon düşüncesi, konsolidasyon içinde ilgisiz gibi görünen bu alanları ortak bir vizyon çerçevesinde bir araya getirir. İşte bu muhteşemdir!
Günümüz ekonomileri, enerjide yeni arayış ve dönüşümlerin peşindedir. Türkiye enerji endüstrisi bu büyük dönüşümlerin en fazla yaşanacağı ülkelerden biridir. Küresel, bölgesel ve ulusal enerji kodları ve geleceğe ışık tutacak gelişmelerin araştırılması; sonuçlarının objektif bir bakışla 2023 yılında paylaşılması önemli ve gereklidir.
Bu motivasyonla, Türkiye enerji endüstrisinin geçireceği bu değişimin boyutları ve bölgesel etkileri, Türkiye’nin bölge ülkeleriyle enerji bağlamındaki ekonomik ve politik ilişkileri ve jeopolitik etkileri; enerji piyasasındaki global oyuncuların Türkiye’deki varlığı ve etkileri bu araştırmamızda, TÜRKİYE ENERJİ ENDÜSTRİSİ ekseninde ele alınmıştır.
Türkiye’nin enerji dönüşümündeki yol haritasının çıkarılması ve dünyadaki gelişmeler ışığında, sektördeki karar vericilerin düşüncelerinin ve firma stratejilerinin öğrenilip analiz edilmesi ufuk açıcı bir süreç olmuştur. Bu yol haritasının, araştırmamıza katılan sektör firmalarınca, enerji üretimindeki kaynakların çeşitlendirilmesi, enerji verimliliğinin artırılması, yenilenebilir enerji kapasitesinin genişletilmesi ve çevreye duyarlı bir enerji altyapısının oluşturulması seçeneklerini içerdiğini ifade edebiliriz.
Teknolojiyle her gün yenilenen bu enerji kaynaklarının devreye alınması ile mümkün olabildiği görünmektedir. Küresel ısınma gibi bir çevresel felaketin kapımızda olduğu gerçeği ile 10 yıl içinde geri dönülemez bir sürece girmiş olduğumuz da düşünüldüğünde, konunun önemi açıkça görülecektir.
Karbon emisyonu sera etkilerinin bu yıl ciddi anlamda ülkece hissedildiği hepimizce biliniyor. Yeni değerlerin her geçen gün bu kötüye gidişatı gözler önüne serdiği bir gerçek. Bu noktada, mevcut enerji ihtiyacının yenilebilir enerji sistemleri ile en uygun maliyet parametrelerine yoğunlaşılarak karşılanmasının stratejik bir öncelik haline geldiğini de açıkça söyleyebiliriz. Bu çerçevede, yatırımcılara, uygun maliyetlerle yüksek kaliteli ürünlerin sürdürülebilir enerji arzı sağlamaya dönük olarak karşılanması son derece kritik bir konudur.
Yenilenebilir enerji sistemlerinin fosil yakıtlar karşısındaki dominasyonu olumlu bir adım olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu geçişin sürdürülebilir ve dengeli bir şekilde gerçekleşmesi için teknolojik, ekonomik ve politik faktörlerin de dikkate alınması gerektiği açık. Bu sürecin uzun bir yolculuk olduğu ve bu yapının çok etkileşimli ve hızlı aksiyon gerektirdiği de ortada.
Enerji verimliliği teknolojileri hem çevresel sürdürülebilirlik hem de işletme maliyetlerinin düşürülmesi açısından stratejik. Firmaların bu teknolojilere yatırım yaparak hem enerji verimlilik kültürünü benimsemeleri, hem de kendi işlerine ve genel olarak enerji sistemlerine olumlu katkı sağladıkları görülüyor. Rüzgâr ve güneş enerjisi endüstrileri, son yıllarda önemli bir büyüme ve gelişme yaşadı. Teknolojik ilerlemelerle, maliyetlerin düşmesi ve çevresel farkındalığın artması, yenilenebilir enerji kaynaklarının popülaritesini artırdı. Firmalar, bu alandaki yatırım portföylerini hızla genişletme eğilimindeler.
Ortak akıl ve ortak adımlar çerçevesinde pozitif veya negatif karbon emisyonu sahibi her kurumu ya da yenilenebilir enerji alanında yatırım yapmak isteyen yatırımcıları ortak bir platform etrafında buluşturan çözümlerin sayısı da her geçen artıyor. Blockchain tabanlı geliştirilen bir sistem ile herkes için yeşil bir geleceği birlikte şekillendirme hedeflerinin bulunduğunu araştırmalarımız gösteriyor.
Enerji ticareti ve enerji sektörünün rasyonel bir zeminde liberalleşmesinin, belirli avantajlar ve zorluklar içereceği de muhakkak. Ancak doğru düzenlemeler ve etkili bir yönetimle; bu süreçlerin enerji sektöründe verimliliği artırabileceği, sürdürülebilir enerji dönüşümünü destekleyebileceği ve tüketicilere daha iyi seçenekler sunabileceği de aşikar…
“Büyük Enerji Dönüşümünün Şifreleri ve Türkiye 2023”
Toplumun anahtar kesimlerinin enerji sektöründe yaşanacak bu değişimlere olası sonuçlarıyla dikkat çekilmesi önemlidir. Yeni fikirler üretilerek, multidisipliner bir anlayışla sürecin değerlendirilmesi, sorgulanması; felsefi, ekonomik, politik ve jeopolitik bulguların ortaya konması; sonuçların toplumla paylaşımı; bilimsel gelişmelere ve küresel planda yaşanan değişim ve dönüşümlere dikkat çekilmesi, araştırmamızın ayırt edici özelliklerinden olmuştur. |
Türkiye enerji endüstrisinin dönüşüm yolcuğu ve durakları…
Günümüz ekonomileri, teknolojinin artan itici gücü sayesinde enerjide yeni arayış ve dönüşümlerin izini sürüyor. Türkiye enerji endüstrisi de bu büyük dönüşümlerin en fazla yaşanacağı ülkelerden biri olması nedeniyle global trend ve gelişmeleri de merceğimize almış bulunuyoruz. Küresel, bölgesel ve ulusal enerji kodlarıyla geleceğe ışık tutacak gelişmelerin araştırılması; objektif bir bakışla 2023 yılında paylaşılması son derece önemlidir.
Bu konulardan öncelikli olanları; 2030 ve 2050 dönüşümlerinin belirleyicisi olan ‘TÜRKİYE ENERJİ ENDÜSTRİSİ’ ekseninde, Cumhuriyetimizin 100. yılında değerlendirmek ise ayrı bir heyecandır!
ARAŞTIRMA AMAÇLARIMIZ:
Türkiye Enerji Endüstrisi yayınımızda yaşanan değişimin önemine binaen, değişimin boyutlarını ve etkilerini ortaya koymayı, gelecek için önemli parametrelerin altını çizmeyi, kamuoyu ile çok boyutlu ve multidisipliner bir anlayışla paylaşmayı amaçlayarak yola çıktım.
Türkiye enerji endüstrisi 2023 yılında ne durumda olacaktır? Fırsatlar ve zorluklar nelerdir? 2050’ye nasıl hazırlanmalıyız? Nasıl bir küresel dönüşüm yaşanmaktadır? Türkiye’nin enerji endüstrisine etkileri nasıl olacaktır?
Araştırmamızın amacı, 2023 yılına atfen, araştırma sonuçlarını küresel trendler, teknolojik ve jeopolitik gelişmelerle ele almak ve değişimin boyutları ile nasıl yönetildiğini ortaya koymaktır.
Burada bir hedefimiz de toplumun anahtar kesimlerinin enerji sektöründe yaşanacak bu değişimlere firmalar yönündeki sonuçlarıyla dikkatini çekmektir. Yeni fikirler üretilerek, multidisipliner bir anlayışla sürecin değerlendirilmesi, sorgulanması; felsefi, ekonomik, politik ve jeopolitik bulguların ortaya konması; sonuçların toplumla paylaşımı; bilimsel gelişmelere ve küresel planda yaşanan değişim ve dönüşümlere dikkat çekilmesi araştırmamızın ayırt edici özelliklerindendir.
ARAŞTIRMA SORULARIMIZ:
Aşağıdaki sorular sektörün farklı segmentlerinden seçilen firmalara gönderilmiş, karar vericilerinden gelen yanıtlar yayınımızda elimine edilerek değerlendirilmiştir.
- Türkiye’nin enerji dönüşümündeki yol haritası ve dünyadaki gelişmeler ışığında, düşüncelerinizi ve firma stratejilerinizi, hedefleri ve süreleriyle açıklar mısınız?
- Yenilenebilir enerji sistemlerinin fosil yakıtlar karşısındaki dominasyonunu ve geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Türkiye’nin doğalgazda bir ‘enerji merkezi’ olabileceği konusundaki düşünce ve önerileriniz nelerdir?
- Enerji verimliliği teknolojileri hakkındaki düşünce ve firma pratiğiniz nasıl şekillenmiştir? Geleceğe bakışınız?
- Rüzgâr ve güneş enerjisi endüstrilerindeki son gelişmeler perspektifinden; firmanızın bu alanda varolan ve eklenen yatırımları nelerdir?
- Firmanız, sektörümüze ve ülke istihdamına kaç kişilik bir katkı sağlıyor? İstihdamınızın özellikleri nelerdir?
- Yenilenebilir enerjinin hangi alanlarında varlık gösteriyorsunuz? Holding bünyesinde bulunan başkaca enerji şirketleriniz var mıdır? Varsa faaliyet konuları ve projeleri nelerdir?
- Hidroelektrik enerjisi yatırımlarınızın geleceği hakkındaki düşünceleriniz; bu yatırımların riskleri ve firma stratejileriniz nelerdir? Varsa yeni yatırımlarınız hangileridir? Sektörde yaşadığınız, gözlemlediğiniz zorluklar nelerdir? Tavsiyelerinizle açıklar mısınız?
- Ulaştırma sistemlerinde dönüşüm ve EV (Electric Vehicle/Elektrikli Vasıtalar) yatırımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Holding bünyenizde bu alanda çalışmalar varsa, hakkında bilgi verir misiniz? Akaryakıt endüstrisinin geleceğine bakışınız? Biyoyakıtların dönüşümdeki yeri konusundaki düşünceleriniz?
- Enerji Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun sektör için inşa ettiği politikalar ve düzenlemeler konusundaki değerlendirmeleri?
- Azami Uzlaştırma Fiyatı (AUF) hakkındaki düşünceleriniz ve pratiğiniz nasıldır?
- Enerji ticareti ve sektörde liberalleşme konusundaki düşünce ve deneyimleriniz?
- Enerji yoğun sanayilerde dönüşümün yol haritasının nasıl olması gerektiğine dair düşünceleriniz?
- Kritik minerallerin artan gücü konusundaki görüş ve tavsiyeleriniz ile ülkede Sizce bu alanda yapılması gerekenler nelerdir?
- Enerji depolama sistemleri ve yeni yatırımlar konusunda firmanızın aldığı aksiyonlar nelerdir?
- Karbon yakalama teknolojilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Gelişmekte olan hidrojen enerjisine bakışınız, tecrübe ve tavsiyeleriniz nelerdir?
- Ulusal ve uluslararası finansman çözümlerinde tıkandığınız alanlar nelerdir? Hangi kurumlarla işbirliği yapıyorsunuz? Geliştirmekte olduğunuz işbirliği ve ortaklıklarınız?
- Karbon piyasaları konusunda firmanızın düşünceleri nelerdir? Firmanızın ‘Net Sıfır’ hedefleri, hazırlık ve stratejileri nelerdir?
- Yeni yatırımlarınızda karşılaştığınız hukuki ve altyapısal sorunlar ve regülasyonlar nelerdir?
- ESG yatırımları ve güvenilir iklim taahhütlerinde firmanızı nasıl konumlandırıyorsunuz?
- 1,5°C hedefinin yükselen önemi karşısında, 2030 ve 2050 senaryoları hakkındaki düşüncelerinizi değerlendirmenizi bekliyoruz? Araştırma sorularımızın odağında, 2030 ve 2050 dönüşüm hazırlıkları yer almaktadır. Türkiye Enerji Endüstrisi 2023 yılında ne durumdadır? Fırsatlar ve zorluklar nelerdir? 2030 ve 2050’ye nasıl hazırlanılmaktadır? Nasıl bir küresel dönüşüm yaşanmaktadır? Türkiye’nin enerji endüstrisine yansımaları nasıl olacaktır?
Türkiye Enerji Matrisi’nin; 2023 yılında 2030 ve 2050 hedeflerine ulaşılmasındaki zorlukları ortaya çıkarılarak gelişmeler bir araya getirilmiş güncellik içinde analiz edilmiştir.
- Türkiye’nin enerji dönüşümündeki yol haritasının çıkarılması ve dünyadaki gelişmeler ışığında, sektördeki karar vericilerin düşüncelerinin ve firma stratejilerinin öğrenilip analiz edilmesi ufuk açıcı bir süreç başlatmıştır.
- Yenilenebilir enerji sistemlerinin fosil yakıtlar karşısındaki dominasyonuna ve fosil yakıt endüstrisinin değişimine daha çok odaklanılması gereği görülmüş; konuya birkaç açıdan odaklanılmıştır.
- Enerji verimliliği teknolojilerinde yapısal değişikliklere yer verilmesi gerektiği görülmüştür.
- Rüzgâr ve güneş enerjisi endüstrilerindeki son gelişmeler perspektifinden; firmaların bu alanda varolan ve eklenen yatırım portföyleri incelenmiştir.
- Her bir şirketin grup bünyesinde ki şirketleri ve faaliyet alanları da incelendiğinde önemli ilave bulgulara rastlanmıştır.
- Enerji Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun sektör için dikkat çeken politika ve düzenlemeleri hakkında değerlendirmeler toplanmıştır.
- Azami Uzlaştırma Fiyatı (AUF) hakkındaki düşünceler toplanmış ve piyasa açısından işlerlik araştırılmıştır. Enerji ticareti ve sektörde liberalleşme konusunda önemli bilgi ve görüşlere ulaşılmıştır.
- Enerji yoğun sanayilerde dönüşümün yol haritasında dikkat edilmesi gerekenlere odaklanılmıştır.
- Önümüzdeki süreçte, kuruluşların ulaştırma sistemlerinde dönüşüm yatırımları da mercek altına alınarak, hatta konutlarda enerji dönüşümü projelerine de vurgu imkânı sağladıkları görülmüştür.
- Kritik minerallerin artan gücü konusundaki görüş ve tavsiyeler toplanmış ve ülkede yapılması gerekenler listelenmiştir.
- Enerji depolama sistemleri ve yeni yatırımlar konusunda firmaların aksiyonları incelenmiş önemli sonuçlar elde edilmiştir.
- Karbon yakalama teknolojileri konusu da araştırma sorularımız arasında yer almış; önemli değerlendirmelere ulaşılmıştır.
- Gelişmekte olan hidrojen enerjisine sektörün bakışı, yatırım ve hazırlıklar ele alınmıştır.
- Sektör için hidrojende yeni bir altyapı örüntüsüne ihtiyaç olduğu görülmüştür.
- Ulusal ve uluslararası finansman çözümlerinde tıkandığınız alanlar çıkarılmış, bu alanda Türkiye’yi bekleyen öncelikler tespit edilmiştir.
- Karbon piyasaları konusunda firmaların görüşleri toplanmış; Net Sıfır hedefleri ile hazırlık ve stratejileri analiz edilmiştir.
- Türkiye’nin nükleer enerjiye bakışı ve hazırlıkları değerlendirilerek, kapsama alınmış bu alandaki beklentilere yer verilmiştir.
- Yeni yatırımlarda karşılaşılan hukuki ve altyapısal sorunlar ve regülasyonlar konusunda önemli tespitler yapılmıştır.
- ESG (Environmental, Social and Governance/ESG-Çevresel, Sosyal, Yönetişim) yatırımları ve güvenilir iklim taahhütlerinde kurumsal stratejiler ele alınmıştır.
- 1,5 0C hedefinin yükselen önemi karşısında, 2030 ve 2050 senaryoları hakkındaki düşünceler ve yapılması gerekenler toplanmıştır.
2030 SENARYOSU:
2030 senaryosu, önümüzdeki yedi yıl içinde alınacak önlemlerin ve eylemlerin önemini vurgular. Bu dönemde ulaşılması gereken hedefler, küresel karbon emisyonlarını hızla azaltmayı içerir. Bu, fosil yakıtların kullanımını azaltmak, yenilenebilir enerjiye geçiş yapmak, enerji verimliliğini artırmak ve endüstriyel süreçleri temizleştirmek gibi çeşitli eylemler gerektirir.
2030 senaryosunda ayrıca karbon emisyonlarının azaltılması ve doğal ekosistemlerin korunması arasında denge sağlanmalıdır. Ormanların tahrip edilmesi ve toprak kullanımının sürdürülemezliği gibi faktörler, küresel sıcaklık artışını kontrol altına almayı zorlaştırabilir.
Enerjide; bilgiye dayalı bir alan açmak…
Ben; geleceğin tarihinin dönüştürücü bireyler tarafından yazılacağına inananlardanım ama kontrol edilemeyen toplumsal ve ekonomik güçlerin egemenliğinin de dünyada hüküm sürdüğünü açıkça görüyoruz. Bir sentezin zor olduğu da muhakkak ama imkânsız değil... Bu iki yaklaşımın birleşmesi neden mi zor? Çünkü tarihin düğümlerinin tek bir çözümleyicinin ya da yaklaşımın çözemeyeceği kadar karmaşık ve çok yüzlü olduğu muhakkak… Ben hayata bakışımda, kararlarımda ve deneyimlerimde hep farklı olanı yaşadım; dönüştüren bir birey olmaya çabaladım; hatta bunun için savaş verdim. Düşündürücü tecrübeler ve zorluklar yaşadım. Türkiye’nin Enerji Forumu’nu 50 yıllık bir plan ve vizyonla başlatmayı başardım... İlk destek verenin Rahmetli Sakıp Sabancı olduğunu burada gururla ifade etmek isterim. Nurlar içinde yatsın. 2001 yılında, Türkiye’de piyasaların liberalleştiği bir süreçte, sektöre, politikacılara ve topluma ilham vererek güzel ülkemizin dünyada konuşulmasına olanak sağladık. Ve sektör kuruluşlarımızı tüm kesimleriyle fırsata davet ettik. Bugün onlar çok büyüdüler… Bugünkü enerji resminde etkileşimimizle katkılarımız olduğu aşikar… Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri’nde yaptığım yüksek lisans ile de enerji alanındaki bilgi altyapımı güçlendirdim. Tüm hocalarıma yürekten teşekkür ediyorum; kendilerine minnettarım. Bilgiye dayalı bir alanda bir hanım olarak zorlandığımı da itiraf ediyorum. Bana bu araştırma imkânını veren, düşüncelerimi ifade etme platformu sağlayan EKONOMİ Gazetesi'ne; Siz okurlarımıza; sabırla bana katlanan aileme ve tabii araştırmamıza destek veren, katılan, tüm kuruluşlarımıza ‘enerji’ dolu teşekkürlerimi sunuyorum.
|
|
|
2050 SENARYOSU:
2050 senaryosu, uzun vadeli hedeflerin ve dönüşümlerin öne çıktığı bir perspektifi yansıtır. 1.5°C hedefine ulaşmak için küresel karbon emisyonlarının net sıfıra yakın hale getirilmesi gerekecektir. Bu, enerji üretimi, endüstri, ulaşım, tarım ve diğer sektörlerde büyük değişiklikler gerektirir.
2050'ye kadar fosil yakıt kullanımının ciddi şekilde azaltılması ve büyük ölçekli yenilenebilir enerji projelerinin genişletilmesi gerekecektir. Ayrıca, karbon yakalama ve depolama teknolojileri, emisyonları düşürme çabalarına destek sağlayabilir.
Doğal çözümler, yani ormanların korunması, restorasyonu ve toprak yönetimi gibi faktörler, karbon emisyonlarını düşürmeye yardımcı olabilir. Teknolojik inovasyonlar, enerji verimliliği geliştirmeleri ve sürdürülebilir üretim yöntemleri, 2050 senaryosunda büyük bir rol oynar.
Özetle, 1.5°C hedefine ulaşmak için hem 2030 hem de 2050 senaryoları kritik öneme sahiptir. Bu süreç, toplumun tüm seviyelerinde işbirliği, inovasyon ve stratejik planlama gerektirir. Hem hükümetler hem de özel sektör, bu hedefi gerçekleştirmek için işbirliği yapmalı ve sürdürülebilirlik çabalarını hızlandırmalıdır.
Yeryüzünden atmosfere salınan karbon bileşenlerinin sera etkisi oluşturup iklimleri değiştirmesi, olağan dışı hava olayları, hızla kontrol dışına çıkabilen orman yangınları oluşmasında fosil kaynakların etkisinin her geçen gün arttığının altını çizen sektör karar vericileri, “Kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlardan kaynaklı emisyonun önüne geçmek için yenilenebilir enerji kaynaklarına hız verilmesi yönünde hem fikirdir. Özellikle ülkemizde rüzgâr ve güneşten enerji üretimi için büyük bir potansiyel bulunduğu görülüyor. Su kaynaklarının yakın gelecekte tükenme riski karşısında, en maliyet-etkin finansman kaynaklarını harekete geçirerek azami sosyal ve çevresel fayda sunan yenilenebilir enerji üretiminde planlı ve hızlı bir artışa ihtiyaç duyuluyor. Bu noktada firmalar küresel iklim değişikliğinin yarattığı olumsuz etkilerin önüne geçmek ve ekolojik dengeyi güçlendirerek gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak için yeşil enerjinin en önemli güç olduğuna inandıklarını ifade ediyorlar.
Yenilenebilir enerjide yeni teknolojilere de vurgu yapan sektör karar vericileri; “Dünya, yenilenebilir enerji sahasında yeni teknolojilerin devreye girmesine hazırlanıyor. Bu kapsamda deniz üstü RES projeleri, rüzgâr-güneş-hidro birleşik enerji üretim tesisleri, enerji depolama ve hidrojen teknolojisi gibi yeni nesil çalışmalar gün geçtikçe artmaya devam ediyor.
Karbon emisyonunun önüne geçilmesinin yanında iklim değişikliği ile mücadele, ulaşılabilir temiz enerji kaynaklarının artırılması gibi küresel ortak hedeflerin tam ortasında yenilenebilir enerji kaynakları yer alıyor. Dünyada artan bu trendin öncüsü olarak ilerleyen ülkemizde bu alanda birçok yatırımın hayata geçtiğini görmek sevindirici. Sektör firmaları gelişmeleri takip ediyor, kendi portföylerini çeşitlendirmek adına yeni projeler geliştirerek yatırım yapıyorlar.
Enerji arz güvenliğine de vurgu yapan bir firma yetkilisi, “Sürdürülebilir enerji arz güvenliği yeni teknolojilerin uygulanmasını tetikledi. Sektörün paydaşları ve şirketler bu alanda üzerlerine düşen çalışmaları ve yatırımları yapmak için kolları sıvadı. Çevreye ve sosyal yaşama saygı ve katkı ile en uygun sahalarda izinlerimizi eksiksiz ve halkın desteği ile tamamlamak hepimizin görevi. Ekonomik yenilenebilir enerji kaynakları ile iklim değişikliğinin özellikle gıda ve tarım üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi el birliğiyle tersine çevirmek istiyoruz. Bunun için ülkemizin tam desteğini sürekli arıyor, kurumların izin süreçlerindeki hassasiyetini takdir ediyor ve karşılığını mevzuata uyumla veriyoruz. Elektrik iletim şebekemizin yenilenebilir enerji kaynak kapasitelerini uygun maliyetle sanayimize ve halkımıza sunması için diyalogumuzu artırıyoruz. Ortak akıl, doğru planlama ve çabayla tüm bu zorlukları kolaylayacağımıza inancımız tam” dedi.
Özetle, sektörde moral ve motivasyonun, yaşanan olumsuzluklara karşın oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz…
“Büyük Enerji Dönüşümünün Şifreleri ve Türkiye 2023” yayınına dair sorularınız: [email protected]
* YAYIN HAKKINDA: Gelen talepler üzerine, TÜRKİYE ENERJİ ENDÜSTRİSİ (TEE) yıllık yayımını dijitale de aktardık. EKONOMİ GAZETESİ Enerji Yazarı Neslihan Gökdemir Ağar tarafından, 29 Eylül 2023 tarihli gazetemiz eki için içeriği kurgulanıp kaleme alınan çalışma 132 sayfadır.
Yazar’ın dergide yayına giren yazılarından oluşan bir seçkisini beş gün boyunca peş peşe bugün itibarıyla Siz okurlarımızla paylaşıyoruz.
- Gün, 21.12.2023, Perşembe: Enerji dönüşümünde 2030 ve 2050 hedefleri…
- Gün, 22.12.2023, Cuma: Karbon piyasaları ve kritik minerallerin yükselen gücü
- Gün, 25.12.2023, Pazartesi: Türkiye’nin ‘Enerji Gaz Merkezi’ olma potansiyeli; yeni küresel gaz düzeni; ‘Güney Gaz Koridoru’
- Gün, 26.12.2023, Salı: Hidrojen teknolojileri ve finansmanı
- Gün, 27.12.2023, Çarşamba: BM ‘Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’; 2050 hedeflerinin yeni endüstrileri ve çelişkiler…