En kırılgan Türkiye
A. LEVENT ALKAN
Kırılganlık ülke damıtıldığında haznesinde, hazinesinde oluşan birikimdir. İlk olarak siyasetle ilgilidir. Çünkü göçler ve diğer devletlerle ilişkileri ölçümler. İkinci olarak sosyolojiyle ilgilidir. Sosyal adaleti, demografik otonomiyi, özgürlükleri ve devletin bu sosyolojideki rolünü değerlendirir.
Kaynak: https://fragile statesindex.org
Kırılganlığın 12 temel kriteri bulunuyor. Bunlar:
1) Dış ve iç göç.
2) Dış müdahale.
3) Kamu hizmetleri.
4) Güvenlik aygıtları.
5) İnsan hakları.
6) Demografik baskı.
7) Partizan elitler.
8) Kutuplaşma.
9) Devlet meşruiyeti.
10) Ekonomi.
11) Ekonomik eşitsizlik.
12) Beyin göçü.
Burada yer alan grafikte 12 ülkenin kırılganlık endekslerinin 2006-2023 dönemi değişiklerini görmektesiniz. İlk grupta 5 ülke yer alıyor. Hepsi de yükselenler. İkinci grupta da 7 ülke yer alıyor. Bunlar da düşenler. Kırılganlıklarını 2006’daki seviyelerinin üstüne kararlı olarak artıranlar ya emperyalist ya da ona taşeron olan ülkeler. OECD’nin lider kırılgan ülkesi olarak Türkiye (TRK), bu beşlinin de lideridir. Türkiye dışında; Güney Afrika (GAF), Brezilya (BRZ), Şili (ŞİL) ve ABD kırılganlıklarını sürekli artırıyor. Ortada, baştan 6. Sırada görebileceğiniz Hindistan (HND), kırılganlığı tek yatay kalan ülkedir. Rusya (RSY) savaşta olmasına rağmen kırılganlığını düzenli olarak düşürebiliyor. Çin tek kutuplu dünya düzenine burada da meydan okuyor. Çin’in sağlam duruşunu grafikte kırılganlık düşüşü ölçümleyebiliyoruz. Kırılganlık ölçümleri, Türkiye’nin BRICS içinde yer alma isteğinin analitik resmini ortaya koymuş oluyor. Bu demektir ki BRİCS, Türkiye’nin çok kutuplu dünya düzeninde önemle üzerinde durması gereken bir seçenektir. İkinci gruptaki 7 ülkeden arta kalan 4 ülke; Malezya (MLZ), Bulgaristan (BLG), Uruguay (URG), Güney Kore (GKR) Nobel ödüllü iktisatçımız Daron Acemoğlu’nun ortaya koyduğu demokratik yönetim anlayışını 2006-2023 döneminde başarıyla uygulayabilmiş ülkeler olarak olumlu yönde ayrışıyorlar.
Umarım hükümet Acemoğlu’nun işaret ettiği demokrasi, liyakat ve adalet olgularına gereken önemi bundan sonra verir. Sonuç olarak artık bir Nobel ödüllü iktisatçımız var. Mevcut tablo hiçbir alanda doğru yönetilmediğimizi gösteriyor. Okyanusta ne dümeni, ne yelkeni, ne de motoru olmayan bir tekne durumundan bir an önce kurtulmamız gerekiyor.