En büyük ‘aferez’ merkeziyiz, plazma alım ‘üssü’ olabiliriz
Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Kızılay, COVID-19’un Çin’de ilk yayılmaya başladığı dönemde 5 hastaya plazma tedavisi uygulandığını duyunca Tıp Fakültesi’nin hematoloji bölümü öğretim üyelerini topladı:
Arkadaşlar, COVID-19’a karşı uygulanan “immün plazma” tedavisini izleyelim, inceleyelim.
Hematoloji öğretim üyeleriyle konuşurken anımsattı:
“Plazma” tedavisi SARS’ta, Ebola’da, Kırım Kongo’da başarılı oldu. Kırım Kongo kanamalı hastalıklarda 2014’ten beri uygulanıyor, sonuç alınıyor.
Çok sürmeden COVID-19 salgını bütün ülkelere yayıldı. Derken ABD’nin dünya çapındaki otoritesi FDA (Food and Drug Administration) 24 Mart 2020’de şu kararı açıkladı:
“İmmün plazma” tedavisi COVID-19’a karşı araştırma amacıyla uygulanabilir.
Prof. Kızılay, 25 Mart’ta Sağlık Bakanlığı’na başvurdu:
COVID-19’a karşı “immün plazma” tedavisini uygulamaya hazırız. İzin ve görevlendirmenizi bekliyoruz.
Prof. Kızılay, yazının bir an önce okunmasını sağlamak için Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya da bir WhatsApp mesajı iletti.
2-3 gün sonra Sağlık Bakanlığı’ndan ilgili genel müdürü aradı, şu yanıtı aldı:
Sayın Bakanımız Bilim Kurulu’yla birlikte konuyu inceliyor. İlk izin size ve Kızılay’a çıkabilir.
Sağlık Bakanı nisan başında “immün plazma” tedavisine kapıyı açınca İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi ilk devreye girenler arasında yerini aldı.
Prof. Kızılay, bu aşamada Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ı aradı:
Turgut Özal Tıp Merkezi, ülkemizin en büyük “aferez merkezi”. 18 tane plazma ferez cihazımız var. Günde 100’ün üzerinde plazma alabilecek durumdayız. Kızılay, bölgemizden plazma bağışçısı yönlendirirse, biz işlemi yaparız.
Prof. Kızılay, “immün plazma” tedavisine başlayan üniversitelerin rektörleriyle gerçekleşen toplantıda aynı talebini Sağlık Bakanı Koca’ya da iletti:
“İmmün plazma” tedavisini, yoğun bakımda, ilaç ve solunum cihazı desteğiyle iyileşmeyen bir hastamıza uyguladık. Akciğerde hemen toparlanma oldu. Solunum cihazından ayırdık. Turgut Özal Tıp Merkezi’nin kapıları bölgemizin “aferez merkezi” olmaya açık.
Prof. Kızılay, Turgut Özal Tıp Merkezi’nin “immün plazma” tedavisiyle ilgili adımlarını Malatyalı İş İnsanları Derneği’nin (MİAD) “Dijital Sohbetler” programında derneğin yönetim kurulu üyesi Dr. Nevzat Elmalı’ya anlattı:
Turgut Özal Tıp Merkezi, plazma konusunda oldukça deneyimli. Karaciğer Enstitümüz, yaptığı nakillerle dünya ikincisi. Karaciğer hastalarımıza plazma tedavisi uyguluyoruz.
2019’la ilgili iki veriyi paylaştı:
Geçen yıl 5 bine yakın plazma tedavisi uyguladık. 10 bin 500 trombosit aferezi yaptık.
Plazma tedavisinin farklı hastalıklarda gündeme gelebildiğini kaydetti:
100 yıl önce de plazma tedavisi vardı. Plazma tedavisi “pasif bağışıklık” sağlar. Bu tedaviye “aşının atası” da denilebilir. Aşı “aktif bağışıklık” sağlar.
Yöntemi şöyle özetledi:
Aynı hastalığı geçirip, iyileşmiş bir kişinin kanından plazma ayıklanır, mevcut hastaya verilir. İyileşmiş kişinin antikorları, mevcut hastanın iyileşmesine destek olur.
Sohbet sürerken “aferez”in ne demek olduğuna baktım:
AFEREZ: Kan bağışçısından kanının hasta için gerekli bölümünün (eritrosit, trombosit veya plazma) alınıp, ihtiyaç duyulmayan bölümünün geri verilmesidir.
Turgut Özal Tıp Merkezi, en büyük “aferez merkezi”yle COVID-19’la mücadelede daha aktif rol almayı bekliyor…
Sonuç umut veriyor ama ‘tek tedavi’ demek için erken
İNÖNÜ Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Kızılay, MİAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Nevzat Elmalı ile “dijital sohbet”te, COVID-19’a karşı “immün plazma” tedavisinin detayına girdi:
Turgut Özal Tıp Merkezi’nde 56 yaşındaki bir hastamız yoğun bakımda ve entübe idi. Sağlık Bakanlığı’mızın listelediği tüm ilaçlar kullanıldı. Hastamızın durumunda düzelme olmadı. Bu hastaya “immün plazma” tedavisi için heyetimizde görüş birliği oluştu.
Plazmanın 46 yaşındaki COVID-19’u atlatmış bir vericiden alındığını belirtti:
Plazmayı verdiğimiz 56 yaşındaki hastanın akciğerinde 72 saat sonra doktor olmayanların da görüntüyü baktığında anlayabileceği netlikte iyileşme oldu.
Şu noktanın altını özellikle çizdi:
“İmmün plazma” tedavisi hastamız üzerinde hiçbir olumsuz etki yaratmadı. Faydayı gördük, hastamız solunum cihazından ayrıldı. Yoğun bakımdan da bir-iki günde çıkmış olacak.
Ardından şu noktaya işaret etti:
Alınan sonuçlar bizleri motive ediyor, ümitlendiriyor. Ancak, “immün plazma” tedavisine COVID-19’a karşı “tek çözüm” diyemeyiz. Birkaç olumlu vakayı genelleştirmek doğru olmaz.
Bir kişinin plazması 2-3 kişiye şifa oluyor
MİAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Nevzat Elmalı, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Kızılay’a sordu:
“İmmün plazma” işlemi sırasında bağışçının (verici) sağlığına ilişkin bir risk söz konusu mu?
Prof. Kızılay yanıtladı:
Hiçbir risk yok. Bir kişiden alınan plazma 2-3 hastaya şifa olabiliyor.
COVID-19’u atlatmış bağışçılarla ilgili şu noktaya işaret etti:
Bir ayda 7-10 gün arayla 3 kez plazma bağışında bulunabilirler.