Elon Musk / Twitter: Al başına belayı!
Dünyanın en zengin adamı Elon Musk, sonunda Twitter’ı aldı. Hatırlarsanız, Nisan 2022’de alacağım demişti. Sonra vazgeçtim deyince Twitter, Musk’ı dava etmişti. Duruşma başlamadan bir gün önce Elon Musk, satın alma işlemini tamamladı. Bence Twitter’ı aldığına bin pişman. Ancak eğer almasaydı, muhtemelen yüklü bir tazminat ödemek zorunda kalacaktı. Zenginin malı züğürdün çenesini yorar, gelin Elon Musk neden pişmandır, tartışalım.
Elon Musk’ı internet üzerinden ödeme yapılmasını sağlayan ilk şirket olan Paypal ile tanımıştık. Oradan kazandığı paralarla Tesla ve SpaceX dahil birkaç şirket kurdu. Dünyada bir sürü otomotiv şirketi varken, Tesla elektrikli araç işinde lider oldu. Hatta değerlemesi bir dönem yüz yıllık otomotiv şirketlerinin hepsini geçti. SpaceX, uzay seyahatleri her yerde devletlerin elindeyken, ilk kez bir özel şirket olarak uzay işi geliştirdi. Nisan 2021’de yazdığım gibi Musk, bu işlerin hepsinde kamu teşviklerini akıllıca kullandı. Ancak geliştirilmesine liderlik ettiği ürünlerin başarısı herkesçe kabul ediliyor.
Twitter 2006 yılında kuruldu. Basit bir ürün gibi görünebilir. Fakat 340 milyon kullanıcının sürekli attığı tvitleri çökmeden yayınlayabilecek bir sistem kurmak kolay bir mühendislik işi değil. Twitter’ın ilk toplumsal etkilerini 2011’de Arap Baharı’nda gördük. O zamanlar sosyal medyanın kimsesizlerin sesi olup demokrasiyi geliştireceğine inanıyorduk. 2016’da Amerikan seçimlerini Donald Trump kazanınca bu görüşler değişti. Bu arada, Twitter gittikçe kavga dolu, kime ait olduğu belli olmayan hesapların gündemi belirlediği, toksik bir ortam haline geldi. Şirketin CEO’su da bugüne kadar altı kez değişti. Bir sene öncesine kadarki CEO’su Jack Dorsey, 3 Haziran 2020’de yazdığım gibi bu işi yarı zamanlı yapıyordu. Sonunda hissedarlar bu gidişe dur deyip profesyonel bir yönetim getirdiler. İşte o noktada Elon Musk devreye girdi.
Elon Musk, Paypal, Tesla ve SpaceX’te başarılı olduğu gibi Twitter’da da başarılı olacak mı? Bence hayır. Çünkü Musk’ın bundan önceki başarılarındaki sır, piyasada ihtiyaç olan bir ürünü görüp, bu ürünü başarıyla geliştirip piyasaya sürmekti. Temelde mühendislik ve pazarlama başarısı. Twitter’ın sorunuysa, ürünle veya pazarla ilgili değil. Twitter’ın sorunu hukuk, yönetim ve felsefeyle ilgili.
Buradaki temel çıkmaz ise Twitter’ın düşünce hürriyetinin sınırına dair ikircikli tutumu. Mesela yalan söylemek düşünce hürriyeti midir? Görev başındaki ABD Başkanı Trump’ın destekçilerine Senato’yu bastırması ifade hürriyeti sınırları içinde midir? Trump’ın hesabı bu nedenle kapatılmıştı. Twitter’ın ev sahibi olan ABD’nin, en büyük düşmanı olan İran’ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney’in hesabıysa hâlâ açık. Üstelik İran’da Twitter kapalı ama Hamaney tüm dünyaya tvit atabiliyor. Öte yandan kime ait olduğu belli olmayan hesapların tvit atması haber alma hürriyeti kapsamında değerlendirilebilir mi? Gazeteciler de “isminin açıklanmasını istemeyen kaynaklar”a dayanarak haber yapıyor. Fakat tvitler, gazetelerdeki gibi editoryal kontrol ve teyide tabi değil.
Teknoloji işinde kısa zamanda başarılı olup çok para kazanan girişimciler, bu başarılarından dolayı başka işleri de iyi bildikleri sanrısına kapılıyor. Elon Musk da Twitter’ı satın alması tamamlanmadan birkaç gün önce Ukrayna savaşı için, ABD’nin resmi duruşuyla taban tabana zıt barış planını yine tvit atarak açıklamıştı. Twitter’da Çin kaynaklı dezenformasyon kampanyalarının ABD’de Kasım seçimlerindeki etkileri tartışılırken, Tesla’nın gelirlerinin dörtte biri Çin pazarından. Amerikan derin devlerinin bu durumlardan hoşnut olduğunu hiç sanmıyorum. Elon Musk kadar kendi düşündüğünün doğru olduğunu düşünüp bu çerçevenin dışına çıkamayan biri, bu kadar kompleks paydaş ilişkilerini yönetebilecek mi, izleyip göreceğiz.