Elkon 5’e ulaşmanın sırrı: Dünyadaki gelişmeleri izleme özeni

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ

Üretimin kalbinde dolaşma adetiniz varsa, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ni mutlaka görmüşsünüzdür: Beyaza boyanmış fabrikaların sıralandığı caddeden geçerken Elkon:5 fabrikası kadar, kapının girişinde boyu beş metreyi bulan “Monalisa” tablosu dikkatinizi çekmiştir. Elkon makine fabrikasının Beton Santralı ürettiğini biliyorsanız, tablonun işle değil yöneticilerinin kişisel meraklarıyla ilgili olabileceğini düşünürsünüz.

Mustafa Alpagut müzik tutkunu, ama “Bestelerinden 5 fabrika çıktı” anlatımı ona yakışanı. Kelimenin tam anlamıyla çalışma tutkunu bir girişimci insanımız. Yeni taşındıkları Elkon: 5’in mütevazı çalışma odasında oğlu Emre Alpagut’la birlikte sohbet ediyoruz. Küresel ölçekte beton santralleri üretmesini nasıl gerçekleştirdiklerini öğrenmek istiyorum.

Beton santralı deyip geçme

“Nerede başladınız, bugünlere nasıl geldiniz?” sorusunu sormadan önce, küresel pazarlarda satılabilir “beton santralı üretmenin” olmazsa olmazlarını öğrenmeye çalışıyorum. Objektif bir değerlendirme yapılması için de, sektörde uluslararası eleklerin üzerinde kalmanın gerek şartlarının ve yeter şartlarının neler olduğunu öncelikle anlatmasını istiyorum. Mustafa Alpagut 9 kriter sıralıyor: Birincisi, bütün ürünlerde temel değer olan “kaliteyi” yakalama, geliştirme ve sürdürme. İkincisi, “mekanik mükemmeliyet”. Üçüncüsü, “ programlama mükemmeliyeti ve elektronik kontrol”. Dördüncüsü, “yedek parça arzındaki” kesintisiz akışın sağlanması. Beşincisi, “servis kalitesinden” asla ödün vermeme… Bu özelliği söyleyince duraksıyor Alpagut. Ve diyor ki, “Sibirya’da sizin tesisinizi kullanan müşteriye 1 günde ulaşabileceksiniz”. Altıncısı, sizin ürünlerinizi kullanan insanların “dilini” bileceksiniz; birbirinizi anlama özeni göstereceksiniz. Yedincisi, “en gelişmiş üretim tekniklerini kullanmak” için gerekeni yapacaksınız. Bugünün koşullarında tam otomasyon gerçekleştireceksiniz, sistemde insan kontrolü yerine sistemin kendini kontrol etmesini sağlayacaksınız… Kumlama işlemi ve boya kalitesini önemseyeceksiniz. Anahtar teslimi proje yapacaksınız, akredite Ar-Ge laboratuvarlarınız ve donanımlarınız olacak. Sekizincisi, uygun kapasiteleri en optimum çalıştırabilir şekilde realize edeceksiniz. Dokunucusu da, günümüz ihtiyacı olan ‘kule santralleri’ gibi projelerde gelişmenin öncüsü olacaksınız.

Rol modeli rakip

Mustafa Alpagut’un özgüveni yüksek. İşini bilmenin verdiği rahatlıkla yaptığını sorgulamadan kaçınmıyor. Bizim merak ettiğimiz “ne kadar yerel, ne kadar küresel” olduklarını anlamak için dolaylı sorularımızı o doğrudan yanıtlıyor. Diyorum ki: ”Onlar gibi olmak istediğimiz bir rakibiniz var mı? Dünya’da ciddi rakip olarak gördüğünüz firma hangi ülkede?”

Yanıt başarmış olmanın iddiasını içinde taşıyor: “En yakın rakibimiz Almanya’da Liebherr…Ama hangi firma gibi olmak istediğimizi soruyorsan, onun yanıtı net: 45 yılın birikiminin hayata yansıyan ELKON gibi olmak!”

Emre Alpagut söze girerek, tam da beklediğimiz karşılaştırma yapıyor: “Liebherr 10 milyar ciro yapan bir holding. Cirosunun yüzde 1,5’i beton ekipmanlarının. Beton ekipmanları cirosunun da en fazla üçte birini beton santralleri oluşturuyor. Batı Avrupa şirketleri bizimki gibi orta-yüksek teknoloji ürünleri artık karlı bir şekilde üretemiyorlar. Avrupa’da üretim maliyetli. Ucuz-işgü olan ülkelerde de işgücünün niteliği düşük. Liebherr’ın sektördeki ünü 1980’li ve 1990’lı yıllarda sattığı makinelerden geliyor. Biz son 15 yılda hem kaliteyi geliştirdik, hem de düzenli kar ettik. Elde ettiğmiz ekonomik fazlayı da işin geliştirilmesine yatırdkı. Bu ‘Eskon’u olumlu ayrıştıran’ yönü oldu. Bu ayrışma emsali olmayan ‘fiyat-kalite dengesi’ sağladı. Bu 30 yılda gelişen ülkeler/ çeper ekonomilerine yönelme ile paralel gelişmedir” diyor.

Genç Alpagut’un meydan okuması bu. Biliyorum ki, bir ülkenin gelişmesinde binlerce küresel iddiası olan firma yöneticilerinin çabası ve becerisi bizi gelişmiş ülkeler kervanına katacak…

Elkon ağırlıklı olarak standart beton santralleri ürettiği gibi, sipariş üzerine, müşterinin ihtiyaçlarını karşılayacak projeleri de tasarlıyor ve uyguluyor. Mustafa Alpagut “Bu tesis entegre üretim yapacak şekilde tasarlanmıştır… Fabrikalar arasında ihtisaslaşmayı derinleştiriyoruz. Bütün parçaların üretimi ve kontrolü sağlanıyor. Ciddi yan sanayi ağı da oluşturuyoruz. Konya’dan Gaziantep’e, Ankara’dan İstanbul’a 500’e yakın yan sanayiden girdi sağlıyoruz,” diyerek küresel üretimin gereklerini yerine getirdiklerini anlatıyor.

Dünden bugüne kararlı yürüyüş Ülkemizde ve dünyada inşaat alanındaki gelişmeler, beton santralleri üretiminin yönün ve hızını belirliyor. Ayrıca konjonktür etkilerini de dikkate almak gerekiyor. Mustafa Aypagut, 45 yıldır üretim hikayesinde zor zamanlar da yaşamış. Rusya’ya çok sayıda tesis kurmuş, müşteri ağırlığı tek bir ülkede odaklanmış. 2008 krizi patlayınca sıkıntılı günler geçirmiş.

Onca yıl birikimine rağmen, yumurtaları ağırlıklı olarak aynı sepete neden koyduklarını soruyorum. Kendine göre gerekçesini şöyle açıklıyor: “İyi fiyat alıyordum, yağmur yağarken küpümü doldurmak istedim.”

İhracatta birim fiyatı da kilogramı 4 Euro olduğunu öğreniyoruz. Türkiye ortalamasının üstünde bir fiyat düzeyi. Bütün sektörler gibi beton santralleri üretiminin bir numaralı sorunu yetişkin işgücü bulmak… Montajcı ve kaynakçı bulmakta zorlanıyor; o nedenle otomasyona yatırım yapmaya yöneliş güç kazanıyor.

Döviz kurlarındaki istikrarsızlık beton santralleri üretiminin de sorunu…

Bugünkü durum

Elkon tesislerinde 400 kişi istihdam ediliyor. Yıllık ciro 50 milyon dolar düzeyinde. Ürünlerin tümünün ihracat ediliyor. İç piyasada pandemi talebi daratmış ama, yurtdışında daralma olmamış. Yapılan sistemin kalitesi, bilgisayar donanımlı olması, işletme ve bakın güvencesi talebin düzeyini belirlemiş. Beton işinde akademik düzeyde çalışmalar var… Hepsi yakından izleniyor…“Kestirimli Bakım” yapma aşamasına geçiliyor.

İhracat 130 ülkeyi aşmış durumda. Her yıl en az 40-50 ülkede beton santralı kuruluyor.

Elkon’un Rusya’da 1200 kurulu santralı var.

Bugüne kadar 4000 santral üretmenin birikimi var. İTÜ ile işbirliği yapılıyor. TÜBİTAK’la yapay zeka çalışmaları var. Benim bakış açıma göre, üretimlerini doğrudan ve dolaylı ilgilendiren konularda bütün dünyadaki literatürü izleyen bir eleman görevlendirmiş olmaları da, işle ilgili zihni modellerinin varsayımlarını sürekli sorgulatan bir anlamlı tutum… Bende gelişmenin sırrı, dünyayı okuma anlamaya gösterilen özende saklı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar