Elektrikte büyük uzlaşmazlık: Azami Uzlaştırma Fiyatı (III)
Elektrik piyasasında 1 Nisan 2022 tarihinde geçici olarak (altı aylığına denildi ama sonra 1 yıla uzadı) devreye alınan Azami Uzlaştırma Fiyatı (AUF) mekanizmasının nasıl uygulanacağına dair tartışmalar bitmedi. Aslında kamuoyu önünde açık açık tartışılabilen bir konu olmaktan uzak. Bunun iki nedeni var. Birincisi mesele çok karışık. İkincisi ve belki de daha önemlisi, elektrik piyasası oyuncularının devlet ile sürtüşmeyi göze alamayışı.
Bu durumda tartışmalar bitmedi derken, kulislerde konuşulanları kast ediyoruz elbette. Yargı yoluna başvurduğu duyulanlar, basın açıklaması yapan bir iki şirket ve halka açık olduğu için hissedarlara karşı sorumluluğunun gereği Kamu Aydınlatma Platformu’na yazı gönderenler dışında sektörden pek ses çıkmadı. Belki de çıkamadı. Bu durumda açık açık konuşan tek merci var o da EPDK. Zaten söz konusu mekanizmanın devreye alınması kararını alan, modellen kurum olduğu için ve tabii kamu otoritesini temsil ettiği için bunda şaşılacak bir durum yok. Ancak dediğimiz arka geri planda kazan kaynıyor. Peki EPDK’nın geçen hafta bu konuda yaptığı son açıklamada yer alan 1 milyar TL’lik tahsilat nasıl gerçekleşti?
Özetle şöyle: EPİAŞ, AUF uygulaması kapsamında ödeme yapmasını istediği şirketlere Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) yoluyla mesajını ilettikten sonra, konunun yakın takipçisi oldu. Şirketlere tek tek telefon açarak ödemeyi nasıl yapacaklarını öğrenmek istedi. Dikkat, şirketlere ödeme yapıp yapmayacakları değil, nasıl yapacakların soruldu. Bu aramalarda bir de kolaylık sağlandı şirketlere tabii: Peşin ödeyemeyecekseniz, taksitlendirebiliriz. E bu kadarı da olsundu artık. Az buz bir tutardan değil, tam 11 milyar TL’den söz ediyoruz. Ama taksitlendirme için protokole imza atmaları isteniyordu. Aralarında “uygulama geriye yürütülemez” diyerek yargıya başvurup yürütmeyi durdurma kararı aldırtanlar da dahil şirket yetkilileri EPİAŞ’a davet ediliyordu. Ve şirketler ilk iş gününde EPİAŞ binasının bulunduğu Maslak’ın yolunu tuttu. Ve EPİAŞ’ın EPDK destekli çağrısı ciddi bir karşılık buldu. EPİAŞ binasının önü elinde çantasıyla mali müşavirler, finans müdürleri, genel müdürler, kısaca imza yetkisi bulunan yetkililerle doldu. Küçük tutarlı borç çıkarılan şirketler ödeyebildiyse peşin ödedi, ödeyemeyen taksitlendirdi, imzalar atıldı, peşinatlar yatırıldı ve EPDK’dan yapılan son açıklamadaki 1 milyar TL denkleştirildi. Ancak kulislerde konuşulanlara bakılırsa bu konu kolay kapanacak görünmüyor. En azından tartışması uzun zaman devam edecektir. Çünkü sektörde, 2002 yılında enerjide serbest piyasayı düzenleyip uygulamak amacıyla kurulup göreve başlayan EPDK’nın bu konuya yaklaşımının, kuruluş amacıyla hiç de örtüşmediğini düşünenler çoğunlukta. Hatta belki de biraz abartarak “21 yıl öncesine mi döndük” diye soranlar da yok değil.