Elektrikli Courier geliyor!
92 yıl önce Vehbi Koç, Ankara’da ilk Ford bayisini açtıktan sonra 1929-1934 yılları arasında Tophane’de montajı yapılan ilk Ford’lardan uzun yıllar sonra Otosan’ı 1959 yılında kurmuştu. Consul, Thames Trader, D1210, Anadol ve STC’nin ardından 1977’ye gelince Ford ile yapılan lisans anlaşmasıyla birlikte Taunus, P100 ve Escort’lardan Transit, Cargo, Connect, Courier ve Ecotorq motorlarıyla F-Max’a kadar uzanan “Made In Turkey” Ford’ların hikayesi başlamıştı.
Bu çatıdan çıkan ihracatımızı, yollarımızı ve tarihimizi süsleyen araçlarla 60 yıldır yerli içeriği en yüksek seviyede tutup en fazla katma değeri tüm tesislerinde ortaya çıkarmaya çalışmış olan Otosan’ın attığı tüm dev adımlar gibi bu son 2 milyar Euro’luk Türkiye otomotiv endüstrisi içinde tek seferde yapılan en büyük yatırım da tarihe geçiyor!
Dünyanın 97 ülkesine ihracat yapan Ford Otosan, İstanbul Kadıköy’deki ilk fabrikasından ağır vasıta ve motor üretimi gerçekleştirdiği Eskişehir İnönü’ye, 2001 yılında da hafif ticari araçları için Kocaeli Gölcük’e ve 6 yıl önce de aynı arazi içindeki Yeniköy küçük ticari araç fabrikasına kesintisiz büyümeye devam etmişti.
Şimdi ise otomotiv endüstrisinin girdiği büyük dönüşümde geride kalmamak ve tüm dengelerin değişeceği önümüzdeki 10 yıla hazırlanmak üzere modernizasyon ve yeni projelerle yılda 210 bin adetlik ek kapasite oluşturacak bu 6 yıllık genişleme planlarından bahseden Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, Gölcük ve Yeniköy fabrikalarına tek bir nokta gibi Kocaeli entegre tesisi demeyi uygun görüyor ve sadece bu son 20.5 milyar liralık değil, geçen 10 yılda da yeni bir ürünün tüm üretim serüvenini kapsayacak şekilde yine yaklaşık 2.5 milyar Dolarlık yatırım yapıldığını hatırlatıyor.
1967 yılından bu yana üretilen büyük Transit nesillerine 2012 yılında eklenen 1 tonluk hafif Custom modelleriyle 160 binden 350 binin üzerine çıkan Otosan üretimi, Ford markasını LCV pazarlarında birinciliğe ulaştırmıştı. Artık yeni hedef, 650 bin adetlik üretim kapasitesi!
“2028-2030 yıllarında içten yanmalı motorlu bir araçla bir elektrik motorlu aracın üretim maliyetleri eşitlenecek. 2033’a doğru içten yanmalı araçların üretimleri azalarak devam ederken, diğer yanda da tam elektrikli araçların üretimleri artarak devam edecek. Bu kombinasyonda otomotiv endüstrisinin toplamdaki üretim adetleri büyüyecek. Ve maliyetlerin azaltılması için rakip markalarla bile işbirliği trendinin yükseleceğine yönelik bir yatırım yapıyoruz.” diyor, Haydar Yenigün.
1959’daki ilk fabrika kuruluşu ve 1960 yılındaki üretim başlangıcını takiben 1962 yılında 4 mühendisle kurulan ilk Otosan Ar-Ge birimi, bugün Sancaktepe’deki 1.500 genç beyinle Highway-Pilot denilen otoyol otonom sürüş sistemleri gibi “aklın sınırlarını zorlayan” fikirlerden, batarya, yazılım ve mobil uygulamalarına, geleceğin otomotivini oluşturacak yepyeni segmentleri geliştirmek için çalışan, Türkiye’nin tek bir noktadaki en büyük otomotiv laboratuarı oldu.
Bu rekor yatırımla birlikte üretim konseptini de değiştirecek olan Ford Otosan, Endüstri 4.0’ın ötesinde “geleceğin fabrikası” olmak üzere tamamen nesnelerin interneti IoT ile haberleşen kompleks üretim tesislerinin bir bütününü oluşturacak yepyeni bir sisteme geçerken, Kocaeli tesislerinin dijital platformuna Eskişehir tesislerini de birleştirmeyi planlıyor.
Yapılan açıklamalarda gölgede kalan önemli bir konu da, elektrikli Transit’lerin üretileceği Gölcük fabrikasına kurulacak batarya montaj hattından başka, daha küçük platformdaki Courier’lerin üretildiği Yeniköy’e de ayrı bir ikinci batarya üretim tesisinin de planlanmış olması!
Yani, bu bilgiyle Ford Otosan’ın küçük ticari araç sınıfında 2022’de yenilecek kasasıyla birlikte tam elektrikli Courier için de hazırlandığını tahmin ediyoruz. Şehir içi trafiğinde içten yanmalı motorlu araçların önümüzdeki yıllarda yasaklanacağını ve lojistik hizmetlerinde E-Transit gibi büyük LCV’lerin iri kalacağını düşündüğümüzde; kompakt yapılı E-Courier için olası talebi kolayca öngörebiliriz.
Diğer yanda Ford ile Volkswagen’in ortak proje geliştirme ve üretme anlaşmasının hafif ve orta ticari araçları kapsayan kısmında belki otonom ve elektrikli araçlar için Ford Otosan’ın kullanılması da söz konusu olacak.
Fakat, umarız, bu büyük Kocaeli yatırımının yanında yerli bataryalı elektrikli veya hidrojen yakıt hücreli F-Max’ın üretileceği İnönü fabrikasında; özellikle Avrupa Birliği’nin teşvikler verdiği elektrifikasyon talebine uygun olarak Rakun projesi de pek yakında başlatılabilir. Tasarımı, mühendisliği ve tüm parçalarıyla tümüyle yerli üretim olacak iki, üç ve dört tekerli Rakun’lar için 2 yıldır çalışan Otosan Ar-Ge’si, Henry Ford’un 1896’da ürettiği ilk otomobiline gönderme yaparcasına “quadricycle” modeliyle L7e segmentine kadar genişleyebilecek ürün gamında elektrikli hafif şehir içi taşıma araçlarını geliştiriyor. Eğer, gerçekleşebilirse, Koç Grubu, 50 yıl sonra Arçelik triportörlerini modern dünyaya yeniden, üstelik tamamiyle çevreci özelliklerle, kazandırmış olacak! Yeni ulaşım şekli olarak yükselen trend mikromobilite başlığında; AB ülkelerine de pazarlanabilecek Rakun’lar, sıfır emisyonlu F-Max, E-Transit ve E-Courier silsilesinin en küçük ihracat seçeneği olarak, Ford’un küresel anlamda istisnasız her ülkede (ICE scooter kirliliği, park yeri ve trafik derdi istemeyen) kurye ve hafif kargo lojistik işleri yapan kesimlere de hitap etmesini sağlayabilirler.
Hatta, start bekleyen Rakun projesine Arçelik’in 2000 yılında geliştirdiği DirectDrive elektrikli motorlarının da güncellemelerle dahil edilebileceği bile aklımıza geliyor.
Son olarak, hem elektrikli hem otonom belediye hizmet araçlarını da önemli bir başlık olarak gören Ford Otosan, araştırmalarında örneğin bir çöp kamyonunun gündelik çalışmasına uygun bataryanın en az 1.753 kg olması gerektiğini de hesaplıyor. Bu maliyet ve ağırlık dezavantajına karşı da; elektrikli ağır vasıta sınıfında F-Max kamyonlarının ancak FCEV yani hidrojen yakıt hücreli olarak geliştirildikleri takdirde ekonomik mantık oluşturulacağını ve tercih edilebileceğini düşünüyor.
Sonuçta; Türkiye’de otomotiv endüstrimize öncülük eden Ford Otosan’ın mobilitenin geleceğine bu kadar geniş yelpazede hazırlanıyor olması, hepimizi gururlandırıyor!..