Elektrik hissesi alırken nelere dikkat etmeliyiz?
Elektrik şirketleri halka açılma kuyruğunda. Yakın geçmişte Naturel Enerji halka açıldı, geçtiğimiz hafta Global Wind... Bu hafta tam üç şirket birden talep toplama sürecinde: Aydem Yenilenebilir Enerji, Biotrend Enerji ve Çan 2 Termik AŞ. Şimdi sırada Girişim Elektrik ve Margün Enerji var. Peki halka arz edilen enerji şirketlerine nasıl bakmalı?
Hangi şirketlerin hisselerini tercih etmeli?
Bu sorulara fiyat/kazanç oranı, zamanlama vs. faktörleri de düşünen bankacılar ayrıntılı cevaplar verecektir. Biz sadece sektör ve elektrik üretim şirketleriyle ilgili bazı kritik noktaları anlatmaya çalışalım.
Bir kere, enerji sektörünün geleceğinin nasıl şekilleneceğini bilmekte fayda var. Sektörü etkileyen ana dinamiklerin başında iklim değişikliği geliyor. Tüm dünya fosil kaynakları terk edip yenilenebilir kaynaklara doğru koşuyor. Mevcut tesisler bir anda devreden çıkarılamasa da yeni kurulanların tamamına yakını güneş, rüzgar, biyokütle, jeotermal ve hidroelektrik gibi yenilenebilir kaynaklara dayalı santrallerden oluşuyor. Hatta nükleeri de ‘temiz’ kategorisinde kabul edenlerin sayısı hiç de az değil. Ve nükleer santrallere de geleceğin enerji sepetinde etkin rol biçiyorlar.
Bu arada yerli kömüre dayalı elektrik üretim tesislerine yönelik destek mekanizmaları gibi Türkiye’ye özgü durumları da yok sayamayız ama ana trendleri hiç kimse göz ardı etmemeli. Çünkü küreselleşen dünyada salt lokal dinamiklerle hareket etmek çok da akıllıca sayılmaz. Çünkü dünyadaki gelişmeler er ya da geç Türkiye’de de etkisini öyle ya da böyle gösteriyor. Elektrik santralleri de uzun ömürlü yatırımlar olduğu için ‘bugün var yarın yok, bizi etkilemez nasıl olsa’ denilemez.
O halde halka açılan elektrik üretim şirketlerinin küresel trendlerle uyumuna bakmak lazım. Elektriği yenilenebilir kaynaklardan mı üretiyor? İlgili şirket bir teşvik mekanizmasından yararlanıyor mu? Cevap evet ise ne kadar süreyle, ne kadarlık bir destek alacak, buna bakılmalı.
Sakın unutmayın, hissesi halka arz edilen şirketin kaynak portföyüne de bakmak lazım. Çünkü yenilenebilir kaynaklar iyi hoş da, bunlar çoğunlukla kesintili kaynaklar. Yani rüzgar yoksa RES’ler, güneş yoksa GES’ler elektrik üretemez. Havalar kurak giderse dereler coşmaz, barajlar dolmaz, dolayısıyla HES’ler beklenen üretimi yapamaz. Oysa elektrik, kesintisiz verilmesi tedarik edilmesi gereken bir ürün. Yani vatandaş tam çayını demleyecek elektrik kesildiği için ısıtıcı çalışmazsa, havanın açmasını rüzgarın esmesini ya da yağmurun yağmasını bekleyelim diyemezsiniz. Kendisine taahhüt edilen elektriği ille de o anda istemek onun hakkı. Yani hissesi alınacak şirketin kaynak portföyü de çok mühim. Sadece rüzgar, sadece güneş santrali bulunan bir üreticinin elektriğini satarken pazarlık gücü, dengeli bir kaynak yapısına sahip şirkete göre çok daha düşük olacaktır. Bunun hisse senedi fiyatları üzerinde nasıl bir etkisi bulunacağını söylemeye gerek var mı?
Her neyse, şimdilik bu kadarla yetinelim. İşin kalan kısmını da bankacılara, finansçılar anlatıversin bir zahmet.